Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '20

 
Kategori
Felsefe
 

KORONANIN İYİ YÖNÜ

Koronavirüsün tüm dünya ülkelerini ölümle tekdit etmeye başladığı ilk günlerde dünyadaki ölümlere üzüntü duymamızın yanısıra korona ile birlikte dünya ekonomisinin ve dolayisiyle dünya yönetiminin farklı yöne doğru evrilerek önümüzdeki yüz yıl için dünya ekonomisini ellerinde barındıran baronlar tarafından yeniden şekilleneceğini öngörmeye çalışıyorduk sutunlarımızda.

Sadece yeniden şekillenmeyle kalmayarak ülkelerin sosyo-ekonomik yapılarına göre insan ilişkilerinde de iyileşmeler görülebileceğine dair öngörülerimizi belirtmeye çalışıyorduk. Mesela ülkemizde piyasa ekonomisi modeli başlayalı beri eğitim seviyemizin düşük seyrinden dolayı kırk yıldır bireyci bencil paylaşmaktan uzak kişiliklere bürünerek devam etmekte olan insan ilişkilerinin adeta kopma noktasına gelmiş şeklinin, korona dönemi içerisinde insanların kendilerini sorgulayarak geçmişteki hatalarından dönerek normal ilişkilere doğru yönleneceğini de temennilerimizle öngörmeye çalışıyorduk.

Bencil, fesat, başkalarının başarılarını sindiremeyen ve sürekli olarak dolaylı yollarla engellemeye çalışan  merhametsiz vicdan yoksunu adalet ruhuna sahip olmayan insanların bu korona döneminin bir fırsat olacağını ve kendilerini insanda olması gereken doğru davranışlara yönlenmelerini arzuladık aylar boyunca fakat ne yazık ki toplumda koronavirüsün ciddiyeti konusunda ilk günlere göre ciddiyetini kavramanın dıında saymış olduğum özelliklerde hiç mi hiç değişme söz konusu bile olmamıştır, tabi istisnalar kayideleri bozmaz ilkesini gözardı etmeden.

Fesat ile ilgili bir anektod aktarmak isterim.

2007 yılından itibaren blog sutunumda bir şeyler karalamaya çalışıyorum dilimin döndüğünce. Henüz yeni yeni yazmaya başladığım on yıl önce ismini yazmak istemediğim bir akrabam tarafından tarafıma övgüler düzerek herhangi bir gazetede köşe yazarı olmam konusunda israrcı olmuş ve ben de köşe yazarı olamayacağımı, o donanıma sahip olmadığımı söylemiştim. Aslında o akrabam benim köşe yazarı olmamı değil, dolaylı yollardan gazeteci-yazar kuzenime rakip olmamı istiyordu. (behey akılsız fesat adam diyeceğim kendisine) bir..ben kuzen kadar gazetecilik donanımına sahip değilim, iki.. kuzene hiç bir şekilde rekabeti düşünecek kadar aptal değilim.

Bu anektodu şunun için yazdım; Bir değil bin korona dönemi de yaşansa insanlar kendi davranışlarını değiştirmek istemedikleri sürece, kendilerini sorgulayabilecek kapasitesine sahip olmadıkları sürece asla değişmeyecekleri bilinmelidir.

Fesatlık, başkalarının başarılarını sindirememe duygusu, merhametsizlik vicdansızlık çok kötü duygulardır.

Bu kötü duyguları tedavi etmenin tek bir yolu vardır, SANAT!

Sanatın gücü tüm bu kötü duyguların tek ilacıdır unutmayınız.

 
Toplam blog
: 2327
: 450
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

25.05.1960 doğumlu. Üniversite terk. Müzik, seyahat ve tiyatro sever. Antalya Devlet Tiyatrosu'nd..