Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mayıs '12

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Köteyli'yi ziyaret...

Köteyli'yi ziyaret...
 

 

Mümkün olduğu kadarıyla Bandırma’nın köylerini ziyaret ediyorum. Dün, Gönen’in bir köyü olan Köteyli’ye uğradık. Köteyli Gönen’e 15 km, Bandırma’ya 35 km uzaklığında bir dağ köyü. Köy , eşimin ailesinin derin izlerini taşıyor. Eşim en son o köye gideli 20 yıl olmuş. Eskiden  çok daha sık giderlermiş; akrabalar, yakınlar çokmuş… Sonra yavaş yavaş, yaşlılar öteki dünyaya göçmüş, gençler de büyük kentlere…

Gönen’den Bandırma’ya dönerken aklıma düştü, “Gel seni köyüne götüreyim..” dedim, şaşırdı mutlu oldu… Gönen yolunun 15. Km.sinde sağ tarafa döndük, nispeten bozuk  bir yoldan , uzaktan önce köyün camisinin minaresini gördük, sonra kuru bir dere yatağından geçerek köye girdik… Doğru köy kahvesinin önüne çektim arabayı.

“Selamunaleyküm..” deyince kahvedeki yaşlı ve genç köylüler şaştılar. “Bunlar nerden çıktı, böyle!” diye… Sonra kendimi tanıttım, size eski bir hemşerinizi getirdim, diye eşimi tanıttım… Tanıtmamla birlikte, bazı tipler , tanış çıktılar, iki tanesi , eşimin sınıf arkadaşı (taa ilkokuldan) çıktı… bir sohbet, bir sohbet… çay ısmarladılar, çay içtik… Eee daha ne var ne yok faslına geçildi… Bazıları siyasete başlayıp , Başvekili övdüler … Kimisi de istemem yerinde kalsın demeye başlayınca,sıkıldım ama devam ettim…Klasik sorularla:  “Eee hayat nasıl kazanılıyor; çiftçilik iyi mi?” Millet artık uçmuş… Topraktan da ,çiftçilikten de çoktan vazgeçmiş gibi:

“Bayım, eskiden toprakla uğraşıyorduk ; karşılığını veriyordu. Şimdi ne eksen para kazanamıyorsun. Onun için ekmeği biçmeyi bıraktık. Bir tek yakındaki tarlalarda pirinç zıraatı var. İşte o kadar…”
“Peki karnınızı nasıl doyuruyorsunuz. Herkesin kendine yetecek kadar bağı bahçesi var. Herkes kendisi için, ekip biçiyor; meyve; sebze yetiştiriyor ; tavuklarımız var. Bizim asıl geçimimiz hayvancılıktır. Öteden beri bizim köy, peynircilikten para kazanır.  Köyün dışında ağıllarımız vardır. Oldukça moderndirler.  Onun için bizim köy , diğer köyler gibi bk kokmaz. Affedersiniz!”
“İyiymiş..!”dedim.

“Peki , Okulunuz, nerede?Kaç öğretmeniniz var?”
“Bayım, okul mokul yok… Taşımalı eğitim diye bir şey çıkardılar; şimdi bütün çocuklar sabah akşam Gönen’e taşınıp duruyorlar…. Tabii imanları gevriyor. Biz bu işten çok zarar ettik çok… Eskiden, bilmediğimiz, anlamadığımız şeylere Öğretmene danışırdık, şimdi o da yok. Okul yalnız çocuklar için değildi ki, bizim de bir ayağımız okuldaydı; hepimiz çok şey öğrendik  okuldan…Hasretle okulumuz, öğretmenimizi arıyoruz ama nerede?”

Köylü bu konuda dertli. Hangi konuda dertli değil ki… Ama yine de yakınmak istemiyor. İşleri şakaya vuruyor. Fakat çeşitli nedenler yüzünden 20 yıl önce 150 hane olan ev sayısı, şimdi 60’a inmiş. Çoğu büyük kentlere kaçmışlar. Biraz daha meseleleri çalkalayalım, dedik ama işleri gırgıra vurdular. Gelecek seçimde hepimiz AKP’li olacağız, bütün dertlerden kurtulacağız, dediler…

Neyse , gülüşmeler devam edecekti ama, bazı akrabalar evlerine davet ettiler. Hasan dayının evine gittik. Biraz sonra tanıdık konu komşu toplandı… Aman bir şenlik…

Ondan sonra eski defterler açıldı… Eşimin bir çocuk olarak yaramazlıkları, elini arı kovanının içine sokması; bütün arıların peşine düşmesi; günlerce kapıda nöbet beklemeleri; kızın gizlice başka eve kaçırılması… filan yeniden yeniden anlatıldı; kahveler, ayranlar içildi… sohbet sohbeti açtı; sanki  aradan 20 yıl  geçmiş değil, niceden sonra köye temelli kalmaya gelmişiz gibi tezahürat yapıldı. Sonra müsaade istedik, ama yemeğe alıkoymak istediler. Teşekkür ettik; “yolcu yolunda gerek,”  dedik; biraz sonra Necmiye abla  elinde koca bir torbayla arka taraftan geldi. “Alın size , sarı kızın yumurtalarını getirdim folluktan, tazedir…” diyerek yanımıza verdi. Bir komşu bir torba taze erikler toplamış onları getirdi, bir diğeri bahçesinin güllerinden bir demet yapmış onları sundu… Köylerde henüz insanlık, dostluk ölmemiş,bakar mısınız…

Sonra Hasan Ağa bizi çıkardı köyü gezdirdi; ünlü çeşmeyi gördük, yıkılan, yeniden yapılan binalar biraz  eşimi üzdü… Sonunda kahvedekilere “Allahaısmarladık” çektik; “Yine buyurun… sizi sevdik,” dediler. Aynı yollardan Bandırma’ya doğru yola çıktık.

Peki ben bu yumurtaların karşılığını bu köylülere nasıl ödeyeceğim. Para da almadılar ..!

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..