Kötüler de Yaşamalı mı?

Kapitalizmin kitabı yazıldıktan ve hayata geçirildikten sonra kapitalizmin vahşi ve acımasız yönüne karşı insan odaklı sistem olan Sosyalizm kitabı yazılarak hayata geçirilmiştir.

Dünya ekonomisini ellerinde barındıran dünya tuccarları her iki sistemi son 100 yıl içinde öylesine çıkarlarına yönelik kullanmışlar ki dünyada çıkarları uğruna birinci ve ikinci dünya savaşları gerçekleştirilmiş, teknolojinin gelişimiyle birlikte aynı dünya tuccarlarının soğuk savaşları sona erdirilmesi sonrasında terör örgütlerini örgütleyerek soğuk savaş dönemlerindeki kadar olmasa da kan dökmeye devam etmişler etmeye de devam etmektedir.

Kapitalizm olsun Sosyalizm olsun her iki sistemi kaleme almak büyük bir filozofik düşünceye bağlı olduğunu söylemek isterim.

Zıt kutupta olan bu her iki sistem dünya tuccarları ve dünya siyasileri için olmazsa olmazları olmuştur tarih süreci içerisinde ve sağ-sol kavramları geliştirilmiştir.

Bugün dünyada sağ-sol kavramlarının son bulduğunu ve 'iyiler-kötüler' kavramlarının ortaya çıkmakta olduğunu görmekteyiz.

Peki, iyiler ve kötüler olmalı mı yoksa sadece iyilerin yaşaması gerekir?

Hayır her ikisi de olmalıdır, zira iyilerin kalıcı ve çoğalmaları için mutlaka kötülerin de olması ve kötülerden ders alınması gerektiğine inanırım. Onlar bir yerde dünyanın dengelerini oluşturmaktadır insan gelişimi açısından.

Geçmiş yazılarımın birinde de söz etmiştim 'canilerin dışında hiç bir kötü insanların bile ölmelerini istemem, tabi kötülere karşı her türlü önlemleri alarak' diye..

Kötülerin hayattan koparılması sadece insan gelişimi dengesinin bozulmasına yol açmıyor, çiçeklerin böceklerin ve her türlü canlının dengesini de bozmaya yol açacağını söyleyebiliriz. Örnek olarak ekolojik dengenin iniş çıkışlarını verebiliriz.