KPSS mağdurlarındanım

Soru: Gagne'nin öğrenme yaklaşımında öngörülen bilgi işleme sürecinin basamakları aşağıdakilerden hangisinde doğru sırada verilmiştir?
A. Dikkat - geri bildirim - depolama - kodlama
B. Geri getirme - depolama - kodlama - devir
C. kodlama - devir - dikkat - depolama
D. Dikkat - kodlama - depolama - geri bildirim
E. Davranış düzenleme - kodlama - depolama - geri bildirim

Bu ve bunun gibi soruların cevabını bilmiyorsanız asla başarılı bir öğretmen olamazsınız. Öğretmen olmak için size gereken tek şey kuvvetli bir ezber potansiyeli. Akıl yürütme, mantık, sonuç çıkarma, neden-sonuç ilişkisi kurabilme vb. yetilerine sahip olmaya hiç gerek yok. Alanınızda ne kadar başarılı olduğunuz da önemli değil. Bilgilerinizi aktarmada ne kadar yetenekli olduğunuz ise son derece gereksiz bir şey.

Eğitim Fakültesi mezunu olup, 4 yıl boyunca pedagojik formasyon dersleri almış olan öğretmen adaylarının, böyle ezberci bir sınav sistemine tabi tutulmasından hiç de hoşnut değilim. Düşük puan almış olmamla bu blogu yazmam arasında hiçbir bağlantı yok. 85 puan alsaydım da bunu yazacaktım -ki bu sınava girmeden önce de bu konuya kısaca değinmiştim.

Birkaç saat önce açıklandı merakla beklenen puanlar. İrtibat halinde olduğum tüm arkadaşlarım, beklediklerinden düşük puanlar aldıklarından yakınmaktalar. İyi puanlar alan da var elbette: Genellikle üniversitedeki derslerine devam etmeyip dershaneye giden arkadaşlarımız (KPSS için son sürat hazırlananlar).

Peki, üniversitede "Sınav Hazırlama", "Ders Kitabı İnceleme", "Materyal Geliştirme" gibi önemsiz (!) derslere devam etmeyen bu arkadaşlarımız, aldıkları yüksek puanlarla atanacakları okullarda ne kadar iyi birer öğretmen olacaklar, orası tartışılır. Geçerli ve güvenilir sınavlar hazırlamak, yaptıkları sınavları değerlendirmek, hatta öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ders kitabı seçebilmek için Gagne'nin yaklaşımında bahsedilen basamakları ezbere biliyor olmak kâfi midir, bunu tartışmaya gerek görmüyorum.

Üniversiteyi dereceyle bitirmiş olan biri olarak, (en az) 1 sene boyunca işsiz gezeceğime inanamıyorum. Aynı zamanda; derslere hiç devam etmeyip, bütünlemelerle, tek ders sınavlarıyla zar zor mezun olan; sadece KPSS'ye ağırlık verip ataması yapılan kişilerin öğretmenliklerinin birer katliam niteliğinde olacağını düşünüyorum.

Bu durumda, KPSS'nin öğretmen olmada yeterli ve geçerli bir ölçüt olmadığını kanıtlamış olur muyum bilemiyorum; ama bunları yazmakla varolan sistemin değişmeyeceğini biliyorum.

ÖSS'ye girme rekorum "5" ("beş"). Umarım KPSS'de bu rekorumu geçmem!

Bloguma burda son verirken, sınavda çıkan başka bir soruyu sizlerle paylaşmak istiyorum:

Aşağıdakilerden hangisi Premack ilkesinin uygulanmasına örnektir?
A. Çocuğun pek hoşlanmadığı sebze yemeğini bitirdikten sonra dondurma yemesine izin verme
B. Çocuğa, bilgisayarda oyun oynadıktan sonra ödevlerini yapmasını söyleme
C. Çocuğu, sınavlardan yüksek notlar aldığı için bisikletle ödüllendirme
D. Ödevini bitirmediği için çocuğun oyun oynamasını yasaklama
E. Çocuğa odasını toplamada yardım etme

Premack İlkeleri nedir, hatta kimdir bu Premack bilinmez ama, söyleyeceğim tek şey şu:
Hakkımızda hayırlısı neyse o olsun!...

<özlem boral="">