Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '14

 
Kategori
Anılar
 

Küçük (!) bir anı...

Küçük (!) bir anı...
 

34 yıl geçmiş be...


 

At izinin it izine karışmasına alıştık da, bir de foseptik farelerinin izi karışınca, ortalığa dayanılmaz bir koku yayılıyor ki, besbelli dincilerin leş kokusu...

 İşte bu kokulardan bir an uzaklaşmak adına sizlere bir anımı aktarmak istiyorum...Sadece kendime önemli olan anı için zamanınızı alıyorum, bağışlayın lütfen...

 Günlerden çarşamba...Ö ğle tatiline giriyorken, "İsmet abi (Müdürüm), içimde bir sıkıntı var. Ben eve gidip eşime bakmak istiyorum" diyorum. İzin veriyor ve eve geliyorum ki, hamile olan eşimin hiç bir sıkıntısı olmadığı gibi, artık sancı falan da yok.

 "Hadi toparlan da hastahaneye gidelim" diyorum.
 "Ne gerek var, daha sancılarım başlamadı ki" diyor.
 "Bana biraz geciktik gibi geliyor, bu işte bir terslik var"
 "Eh o zaman gidelim" diyor ve hazırladığı valizi evde bırakarak Hacettepe Hastahanesinin Doğum Bölümüne gidiyoruz.

 Çok küçük yaşlardan beri mahalle arkadaşım olan Dr. Tuğrul Tarcan büyük bir tesadüf eseri olarak orada ve hemen eşimi doğumhaneye muayene için alıyor.

 Bir kaç dakika sonra dışarı çıkıyor ve tüm doğum yapacakları bekleyenlerin içinde bana ""Ulan eşşekoğlueşşek, nerede kaldınız lan...Bari bir gece daha yatsaydınız , sabaha eşini ve çocuğunu kaybetmiş olacaktın"".

 Darlanmışım ve nerede olduğumu bile unutarak ""Lan manyak, içime doğdu, işten izin alıp getirdim.."" dedim ve biraz yumuşayarak ""Hadi çabuk evdeki çantayı al gel"" dedi.

 Oysa eşim, bu ikinci çocuğumuzu düşürmek için ne kadar atraksiyonlar denemişti ama başaramamıştı. Ve bir gün bana "Bu çocuğu düşüremedim. Hani sen dersin ya, yaşama gemici halatıyla bağlanmak diye... Herhalde bu öyle bağlanmış ki, hiç gidesi yok" dedi.

 Çok uzun bekleyişlerden sonra kızımıza kavuşmuştuk.

 Hastahaneye annem babam da gelmişlerdi ve koridorda bana adını ne koyacağımızı sordular...

 Daha hiç konuşmadığımızı, ama doğuranın koymasının daha mantıklı olacağını, bana kalsa adını ÖZGE koyacağımı söylemiştim ki, annem "Oğlum benimle dalga mı geçiyorsunuz. Şimdi kızımın yanında çıktım ve adını ÖZGE koyacağını söyledi" dedi...

 Evet... İnanılması çok güç ama gerçekten isminin ne olacağını hiç konuşmamıştık. Ve aynı ismi düşünmüşüz. Çok garip....

 Evet, işte o çarşamba gününün tarihi 21 MART 1979 idi.

 SENİ ÇOK SEVİYORUM KIZIM...

 SEN BENİM YAŞAMA UMUDUMSUN....

 İYİ Kİ BİZİ BIRAKIP GİTMEMİŞSİN...

 İYİ Kİ VARSIN KIZIM....

 
Toplam blog
: 23
: 197
Kayıt tarihi
: 12.06.13
 
 

Amele Koleji Mezunuyum... Amele-i Teali Cemiyetinin  Kelaynak Sınıfından bir Emekli ameleyim...