Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '16

 
Kategori
Deneme
 

Küçük Basketbolcu

Küçük Basketbolcu
 

Basketbol


On bilemedin on bir yaşındayım. Basketbol en büyük tutkum o zamanlar. Haftada en az beş antreman, sabah akşam süt. Fast food, gazlı içecek yok.
 
Takım kaptanıyım, büyük sorumluluk o zamanlar. Havasından çok cefası var. Herkesi kontrol etme zorunluluğum var, yapılan her yanlışın faturası yine bana kesiliyor.
 
Yaş grubumuzda Eskişehir'de üstümüze yok. Ordan çeyrek finaller için ver elini Kütahya. 70 sayı farkla yendiğimiz günler. Final maçında ailelerimizin gururlu alkışları, takımca hep beraber mutluluktan ağladığımız günler.
 
O günlerden bir tanesi. Kütahya'da yarı final maçı. Ev sahibi Kütahya. Karşımızda hırslı bir takım. Biz biraz daha prenses prenses oynuyoruz taktikler ile mümkün olduğunca faul yapmadan. Maçta son hatırladığım skor 74-4. Ayıptır söylemesi 60 sayı kaptandan. Son period, arkadaşım reboundu aldı, bana verdi sol taraftan top elimde karşı potaya hızlıca gidiyorum. Tam turnikeye yükseldiğim anda formamın arkasından karşı takımın oyuncusunun çekmesi ile yere yapışmam bir oldu. Çenem yere, dişlerim dilime çarparken ayağımda bir acı hissetmemle, kan beynime sıçradı. Beni yere çeken kızın diş izleri ayak bileğimdeydi. Ve kız pis pis sırıtıyordu. 62'inci sayımı atmaya giderken işler planlandığı gibi gitmedi. Dilimden oluk oluk kan akıyordu, aşil tendonumda altlı üstlü 4 tane diş izi vardı. Arkadaşlarım, koçum hepsi bana doğru koşuyor, ben durumun şokunda ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Faulü yapan kız elini uzattı, kaldırırken beni "birinin durdurması lazımdı seni" diye fısıldadı kulağıma özür dileyeceği yerde. Herkes şaşkındı, koçum yarın final maçı var diye beni oyundan çıkarmak için oyuncu yolladı değişim masasının yanında. Hakem teknik faul verdiği için iki serbest atış attım. 75 ve 76. sayı biraz rötarlı olsa da gelmişti. Koçum ile göz göze geldim, anladı beni. Oyuncu değişiminden vazgeçti. "3 numaralı oyun" diye bağırdı. Ağzımda pis bir kan tadı vardı. Hayattımda ilk defa yere tükürdüm. Tükürükten çok kandı. Teknik faul olduğu için orta sağdan topu çıkarmaya gittim. 3 diye bağırdım. Pası arkadaşıma verdim, o topu sürerken boşa çıktım ve pası aldım. Şutu kullandım ve score board 79- 4 oldu. Koçum değişimi yaptı benche geldim. Oturmadan bileğimden ısıran kızın eline çakıp "iyi oyun" diye fısıldadım. Bir insanı durdurabilecek tek şeyin kendisi olduğunu on yaşımda, Kütahya'da, 3 sayılık atışımın potadan girişini seyrederken anladım.
 
Bugün Kütahyalı bir teyze ile tanıştım. Benim yaşımda torunu varmış, basketbol oynuyor dedi. Bileğimin arkasına baktım. Kim bilir?
 
http://cupcakejuju.com/
 
Toplam blog
: 6
: 126
Kayıt tarihi
: 23.07.16
 
 

Jülide 1994 yılında doktor anne ve babanın dünya tatlısı oğullarından 9 yıl  sonra açmış gözlerin..