Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

14 Nisan '09

 
Kategori
Aile
 

KÜÇÜK YILAN

KÜÇÜK YILAN
 

Küçük yılanım ve Durunun resmidir ben çektim


Gözlerini yumarak yaşama hiçbir zaman. Elinden gelini yap, yaptıktan sonra bütün paniklerinden arınarak kendine rahat olma hakkını tanı lütfen. Başka bir ülkeye değil, yan apartmana da gelin gitsen aynı gel-gitleri yaşayacaksın. Evlenirken sadece ev değil bir hayat biçimine vada eder insan. Bir daha hiç bu kadar sorumsuz ve sorunsuz olmayacak hayatın, dört başı sağlam saraylarda da yaşasan... Bunu bu yaşta değil kırkına da gelsen her yaşadığın ilk olduğu için aynı düşünceler-telaşlar-panikler hep olacak ortada. Korkma sakın. Bu arada kullanılmış limon kabuklarını atma, robottan geçir buzlukta sakla, keklerin içine birer avuç koy çok lezzetli oluyor.

Gözlerinde büyütme hiçbir şeyi gereğinden fazla, gereğinden fazla da hiçbir şey bekleme kimseden, hatta kendinden bile. Sakın kimseden akıl isteme, yıllardır konuşuyoruz seninle, hiç benim aklımla hareket ettin mi? Doğru olduğuna inandığın şeyler için yaşa. Bulaşık süngerini çamaşır suyuna sokma sakın hemen bozulur. Kendini olmaz şeylerle bunaltıp ruhunun bozulmasına da izin verme. Her şey olduğu kadardır, fazlasını beklemek sana ve eşine sadece zarar verir. Sonunda çamaşır suyuna girmiş sünger gibi olursan geri dönüşü olmuyor ne sağlığının ne de sevginin. Hep söylerim ya her şart ve koşulda karnını doyurmaktan kendin sorumlusun diye. Ya gençliğinde yorulursun ya da yaşlılığında sürünürsün. Zaman öyle acımasız bir hızlılıkta ilerliyor ki! Hani bana hep şakadan bir ayağım çukurda gibi davranıyorsun ya, yarın gibi gelecek çocukların sana yaptığında. Maydonozları kurutmadan doğrama rengi kötü oluyor. Bu arada şu zıkkımı bırakamıyorsan azalt lütfen.

Ya yapacaklarını konuşurken yorulursun hiçbir şey yapmadan ya da kalkıp işlerini bitirip güzel şeylerle meşgul olursun. İşlerini kendin yaptıkça, ürettikçe konuşmaların aptallıktan ve boşluktan kurtulur. Sana okumayı ne yaptımsa benimsetemedim ama oku kızım, okumakla tüm kötü uğraşlardan uzak durabilirsin. Okumak öyle bir dünyadır ki orada kimsenin aldığı-verdiği-yediği-içtiği kimseyi ilgilendirmez. Ya bu dünyanın o boş çarkına takılırsın ya kendi dünyanın çarkının ipleri elinde olur. Umarım bedelsiz olur sahip oldukların ama olmayacak biliyorum. Emeğini kendin ve huzurun için dırlanmadan kullan. Kurslara git ama mutlaka çalış ve para kazan ancak o zaman bir işe yaradığına inanırsın. İşin varsa beş misli fazla yorulursun ama kendine de on misli fazla saygı duyarsın. Çiçek yetiştir bahçende ruhuna iyi gelecek emin ol.

Benimle yaşadığın ilişki burada kalacak, bundan sonra bütün dünya ve sorunlarınla yüzyüze kalacaksın. Sakın kimseyi yok yere kırma, kırdığın noktada da yok sebeplerle özür dilemeye kalkma. Ne, seni seviyorum ne de özür dilerim cümlelerini sakız olacak şekilde sık kallanma, anlamları bozulur. Yaşamaktan korkma, güzel yaşa, sağlığına dikkat et çünkü tek sermayemiz odur hayata karşı. Bana hep ne kadar katısın ne kadar sertsin diyorsunuz ya ablanla. Hayır, yanılıyorsunuz ben sizden daha korkağım ama hayat bana korkularımı göstermeye şans tanımadı. Depremlerde bile korkarsam siz daha çok korkarsınız diye korkmamış gibi yaptım. Bazı sertlikler kimse bize yaklaşamasın diyeydi yoksa ben her zaman parktan balkona kum taşıyarak sizinle oynayan çocuktum ama ipin ucunu sıkı tutmak zorundaydım. İpin öbür ucunun kimin elinde, olduğunu hiç göremedim. Sarımsaklarını hep soy ve öyle kullan kolaylık oluyor ve kendine sarımsak gelin olmuş kırk gün kokmamış, kırbirinci gün kokmuş dedirtme.

Bunalımlarını oturup düşünerek atlatamazsın, hiç bir şey yapamazsan kalk temizlik yap öyle kesin ve güzel sonuç veriyor ki yeniden canlanıyorsun. Yük etme ne fazla eşyayı ne de lüzumsuz insanları hayatına. Ya yenilirsin ya yaşarsın kızım, hayat tembel-üşengeç-lapacı olanları sevmiyor. Sende emanet bir can var ve oyunlardaki gibi kimseden fazladan can alıp tekrar oyuna giremiyorsun hayatın içinde. Hani sahilde yakan top oynuyorduk da beni canını verip oyuna alıyordun hatırladın mı? Ve her verdiğin can için "Benim canımla oynuyorsun ona göre" diye uyarıyordun. Başkalarının emeğiyle ve canıyla yaşama bebeğim, bedeli ağır olur. Vurulmamaya dikkat et ama asıl önemlisi sen kendi kendini vurma olur mu? Güzel sofralar kur, güzel yemekler yap ama bu arada mutfak alıp başını gitmesin karşı dağlara.

Hep konuştum, hep yazdım, hep anlattım size bu güne kadar. Bana kalsa hiç susmak istemem, severim ahkam kesmeyi, bayılırım anlatmaya ama nereye kadar? Bundan sonra sen kendi hayatının senaryosunu oynayıp, konuşma konularını bulacaksın ve ona göre yaşayacaksın. Umarım oturduğum seyirci koltuğundan güzel şeyler seyrederim ve inanılmaz keyif alırım. Sana kavga ederken diyordum ya "İçindeki kötülük meleklerine izin ver biraz dinlensinler" diye, izin ver kızım bütün kötü düşünceler uzak olsun senden. Evini sık sık havalandır, güzel nefesler çek içine, güzellikler dolsun hayatına. Yaşadığım sürece dualarım seninle olacak, sakın unutma.

Bilgisayarda sayfa bitmez anne deme sakın, bitiyor Küçük Yılan. Benden bu kadar, sen kendi kelimelerini bul onlarla konuş. Kendini benim seni sevdiğim kadar çok sev inan pişman olmayacaksın. Ne biçim annesin hiç ağlamıyorsun kızın için diyordun ya, dün sabah sen uyurken çok ağladım ama sen görmedin, sakın üzülme göremedim diye ağlarken çok çirkin oluyorum. Yine uyuyorsun şu anda ben ananene gidiyorum uyanınca şikayet etmeden çamaşırları asmayı unutma.

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..