Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '14

 
Kategori
Felsefe
 

Kul ve kader

Kul ve kader
 

İnsan, yaşamında keni iradesiyle çabalar. Bazen öyle bir davranış sergiler ki, kotrolü dışında olduğunu sonradan fark eder. Ve sonra bu ayrıntıyı fark edince kendine bile şaşar; ben bunu nasıl ve neden yaptım, diye kendini sorgular. Bazen telafisi imkansız yaralar açar, bazen de hayatının en güzel olması geken davranışını.

O zaman şuna karar vermek gerekir. “Demek ki, bunlar yazgıydı ki oldu. “yol çizilmeden adım atılmıaz” Olması gerekirdi ki oldu. Yoksa benim irademe kalsaydı ben bunları yapmazdım, yapamazdım. Çünkü, "kulun iradesi, Allah ın iradesinin olmadığı yerde söz konusu olabilir" ki bu da mümkün değildir.”

“kul” bilmesi gerekenin dşındakini bilemez ve bilmemesi de gerekir. Çünkü taşıyamaz. O sadece emredileni yapmakla mükelleftir. Çünkü alemin de onun da sahibi Allah, doğruları en iyi bilendir. Güç onda olduğu için kontrol da ondandır.

Ne yazık ki insanlar çok büyük bilgiya sahip olduklarını zannederler. Hiç düşünmezler ki bir saniye sonra ne oalbileceğini bilemeyecek kadar yetersizdirler. Düşünmezler ki; bir makine mühendisinin ne düşündüğünü, ne yapacağaını bilemez.

Eğer yönetmen senaryoyu biliyorsa o sahne olacak demektir, izleyici sadece yorumyapar ve izler. izleyiciye de düşen budur.

Bunu çözebilen tasavvuftur. Fakat tasavvuf ehilleri ise çok yetersizdir.

 
Toplam blog
: 358
: 1023
Kayıt tarihi
: 03.09.08
 
 

  Ne elimde garantim var ikinci bir soluğu almaya Ne aklım erer dünyayı yıkıp ta yeniden ya..