Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '09

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Kumsaldan günde, 15 milyarlık kazancı var.

Kumsaldan günde, 15 milyarlık kazancı var.
 

Her gün tıka basa dolu olan Kadınlardenizi'nde, Kuşadası Belediyesi para basıyor.İşte Kadınlardenizi


Kuşadası’nın yeni Belediye başkanı kolları sıvadı. Sadece Kadınlardenizi’ ndeki plâj’dan günde, I5 milyar net para kazanıyor. Hafta sonları bu rakam 15 milyara ulaşıyor. Yaz başından bu yana, iğne atsanız havada kalacak olan 2 km’lik plâjda, bir de Kuşadası Yardım Severler Derneğinin Büfesi var. O da kazandığı para ile 50 çocuğu, üniversite dahil okutuyor. Ayrıca 30 yaşlıya da aylık bağlanmış oluyor. Böylelikle Belediye, kumsalları paraya çevirmiş oldu.

Belediyenin ve yardımsevercilerin sosyal faaliyetleri bununla sınırlı değil. Halka, giyim, gıda, yakacak, evlendirme dahil, kermeslerden, bağışlardan gelen paralar da ayrı yekun tutuyor. Ayrıca çok sayıda çocuk okutuyor.

Yardım sevenlerin Başkanı Nermin Akar. Estonya, Letonya’ da, konusu ile temasları oluyor.. Denetleyicisi Selma Keleş de plajdaki bu büfede çalışıyor.. Eski ve yeni Belediye yetkililerine teşekkür ediyor Selma Hanım. Başkan Nermin Hanım genç ve faal. Her tarakta bezi olanlardan. Yılmadan ağırlığı, hayır işlerine vermiş. Namı, bölgede çok yaygın. ‘Örnek ve yapıcı’ gösteriliyor. Kendisini tanımıyoruz. Görmedik de. Ama Kuşadalı’lardan edindiğim izlenim bu. Tanımak isterdim.

Burada müşteriye, isterse fiş veriliyor. İstemezse verilmiyor. Meselâ ben üst üste gittiğim 5 gün zarfında bana fiş verilmedi. Fiş istemek aklıma gelmeyince, onlar da vermediler. Ama burada kasaya bakan bayan bana ‘ Ücretsiz çalışıyorum’ demişti de, ben de inanmıştım. Belki de öyledir amma, birileri, bu kesilmeyen fişler için daha hassas olmasını istemeli. Neden? Bu kadar ulvi bir gaye için hizmet gören bu stand, gölgelenmemeli.

Plajdan kuş uçmuyor. Şemsiye ve şezlonglar beşer lira. Plâjda, gölgeyi bile para ile satıyorlar. Yani, bitişik şezlongdaki komşu çekip gitti değil mi? Onun şemsiyesini hemen kapatıyorlar.Halbuki, gölgesi de size aksediyordu. Şayet istifade etmek isterseniz, o gidenlerin bıraktığı şemsiye gölgesinin de parasını sizden alıyorlar, şemsiyeyi açarak

Elinde kısa süpürgeliler var. Kumlanan şezlong minderleri muntazam süpürülüyor. Adam, elinde hazır bekliyor süpürge ile. Kumlanan şezlonglar varsa, kumları süpürüyor.

Çoğunluk plâjlarımızda, bu kadar mükemmeli olmayan turizm polislerini gördük. Hanifi Karacaoğlu ve Murat Sürücügil. Bunlardan ilki, 3 lisan biliyor. Kaymakamlık notunu, 3 puanla kaçırmış imtihanda. ‘Vukuat şimdilik yok’ diyor polisler. Sahili tarıyorlar.

NEDEN KADINLAR DENİZİ? Kavisli plajın kenarına bir dizi ve arkalarını da kapsayan aynı dizi villalar, 1957 de yapılmış. Çok yıldızlı oteller yapıla yapıla, kapı önleri yol olmuş. Bunları, misafir olduğumuz villanın sahibi söylüyor sorduğumuzda. ‘Burada kadınlar, kargı toplar, tütünlerini dizmek için, tütüncülük yaparmış. Deniz ihtiyaçlarını da şalvarla girdikleri, yanı başlarındaki denizde adlarını vermişler: ‘ Kadınlar denizi’ Soruyorum, çiftlik inekleri olsaydı burada o zaman ‘ İnekler denizi mi denilecekti?’ diye. Gülüşüyoruz. Bu isim, buradan kaynaklanıyor.

Evin erkeği Bankadan, eşi öğretmenlikten emekli. Ağız birliği etmişçesine: ‘Huzurumuzdan fedakarlık edemedik. Milyonlar verdiler satın, kiraya verin diye. Burada boyun eğmeyen iki aile kaldık. Gerisi bar oldu, market oldu, otel oldu. Ama huzurumuzu kaybetmedik.' diyor, Durmuş Yüzücü ve eşi Arman Hanım.

Sıraya evlerin hiç biri, aynı formatta değil. Her bir villâ, bir yapı şaheseri. Kimileri, restoranla, otelle, gazino ve barlarla yan yana yaşamağa mecburlar şimdi.

Kuşadası şimdi koskoca bir şehir. Koca koca gemiler de gelmese, bu şehir, düz bir şehir görünümünde. Eskiden yerli turist çoktu. Şimdi kayıp onlar. Bu yıl pek turistte yok. Adayı, gemiler kurtarıyor.

Velhasıl, turizmin de tadı yok. Artık gözler açıldı. Yerlisi şimdi, yabancıların tertiplediği dış ülke turlarına katılıyor. Daha ucuza getiriyor. Şimdiye kadar da bir akıllı çıkıp da bunu, sağ kulağı sol eliyle kafasının arkasından dolandırarak arayıp bulmak yerine, harbiden bir tur operatörlüğüne niçin soyunmazlar? ‘ Arkadaş, desinler, Avrupa üzerinden katılıp Antalyayı, Kars’ı, Karadenizi görmek ister misiniz?’ İşte hepsi bu!

Ört ki, ölem!

RESİMLER: (Onaylanınca)

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..