Küresel Çevre Fonu

Küresel Çevre Fonu (GEF) , küresel çevrenin korunması amacıyla, gelişmekte olan ülkelere hibe yoluyla kaynak sağlayan ve uygulayıcı kuruluşları tarafından yönetilen bir fon. Daha basit bir tanımla, Dünyayı “kirletenlerin” vebal makenizması.

1-4 Şubat tarihleri arasında, ÇOB / Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Dairesi Başkanlığı himayesinde, “GEF’in tanıtılması ve bölgesel önceliklerin belirlenmesi”, amacıyla Antalya’da yapılan çalıştayına TEMA Vakfı adına katıldım.

Afyonkarahisar, Aksaray, Antalya, Burdur, Isparta, Karaman, Kırşehir, Konya ve Muğla illerinden; ilgili Valiliklerin temsilcileri, ilgili Belediyeler,Tarım ve Köyişleri, Bayındırlık Ve İskan,Sanayi ve Ticaret, Ulaştırma, Çevre ve Orman Bakanlıklarından temsilciler, Üniversiteler, Meslek Odaları, Kalkınma Ajansları ve STK’lardan yaklaşık 120 kişinin katıldığı çalıştayda; ÇOB Müsteşar Yardımcısı, Dış İlişkiler Daire Bşk., UNDP, UNIDO, FAO, SGP, Türkiye’nin Deniz ve Kıyı Koruma alanları Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi (DKKA), Sürdürülebilir Orman Yönetimi Stratejisi (SOY), Kimyasal Odak Alanı Stratejileri kurum temsilcilerince; GEF – Türkiye ilişkilerini ve örnek projelerini anlattılar.

İklim Değişikliği ve Biyolojik Çeşitlilik stratejilerine ek olarak GEF-5 döneminde, Arazi Bozulumu /Çölleşmeyle Mücadele ( Sürdürülebilir Arazi Yönetimi) projelerine 2010-2014 dönem tahsisinin 400 milyon dolar, Türkiye’ye GEF Kaynak Tahsis Sisteminden (STAR) yapılacak tahsis tutarının 3.39 milyon dolar olduğu vurgulandı.

2000 – 2007 yıllarında, GEF-2 kapsamında Köprülü Kanyonunda yapılan Biyolojik Çeşitliliğin Korunması’na yönelik proje alanı ziyaret edildi.

Havanın yağışlı olmasına rağmen Sedre Antik Köyüne kadar çıktık. Bizlere rehberlik eden Orman Y. Müh. Osman Yöntem, projenin yapılanlarını ve yapılamayanlarını gerekçeleri ile anlattı.

Köprülü Kanyonu’nun vahşi doğasını çok beğendim. Aynı zamanda, bölge insanının doğasına sahip çıkması mücadelesini kıskandım.

Dört günlük çalıştayın özeti şuydu; Doğa geri dönüşümlü değildir; yaşamak için yaşatmak lazım.