Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '08

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Küresel krizden Hazine’ye fırsat

Küresel krizden Hazine’ye fırsat
 

özğürlük aşığı


Bu kriz Hazinenin faiz yükünü önemli ölçüde düşürmesi için iyi bir fırsattır. Yeterki doğru kullanılabilsin. Doğru kullanıldığında aynı zamanda üretici sektörün faiz yüküde azalacak, kriz tedbiri ve teşviki gibi işe yarayacaktır.

Ülkemizdeki soygunun bir mekanizması da sıcak para dediğimiz düşük faizli, düşük maliyetli dövizin liraya çevrilip astronomik reel faizlerle lira cinsinden hazineye borç veriliyor olmasıydı. Sıçak para sadece yabancıların portföy için gelen fonlarını değil aynı zamanda dışarıdan sağlanan döviz kredilerini de kapsar. Geri dönmemek üzere fiziki yatırıma (fabrika kurmak gibi) gelmiş olan sermaye dışındaki, portföy veya faiz kazancı sağlamak için gelmiş, ülkeden çıkabilecek dış finansmanın her çeşidi sıcak paradır.

Şimdi artık ekonomimizi, bankaları ve üretim sektörünü zora sokacak olan portföy yatırımlarının çıkışı değil döviz kredilerinin yenilenmeyip ülkeden çıkmak istemesidir. Portföy yatırımlarının çıkıp çıkamaması artık daha çok kendi problemleridir.

Şimdi ne kadar yüksek faiz verecek olsak da kriz nedeniyle batının felç geçiren özel finans sektöründen, özel sektör kanalıyla ilave fon gelmiyor. O kanal kapanır kapanmaz batının büyük oyuncuları Türkiye ve benzeri ülkeleri borçlandırmaya devam edebilmek için kamudan kamuya borçlandırma kanallarını hemen açtılar.

Şimdi dışarıdan ucuz dövizle borçlanma kanalı batının kamu kuruluşlarından Hazineye ya da Merkez Bankasına açık. Hazine bu durumu iyi kullanarak fırsatlara dönüştürmelidir. Yeniden cari açık için, ithalatın finansmanı için kullanılmayıp akıllıca ve ülke yararına kullanılmalıdır. Önceki soygun düzenini değiştirip hem faiz ve borç yükünü azaltıp, hem de bankacılık ve özel sektörün krizini, ülkenin ekonomik krizini hafifletmelidir.

Diyelim ki bizim kamu kesimi başta IMF olmak üzere dışarıdan 30 milyar dolar kredi alsın. Kamu kesimi 2009 yılında vadesi gelen 15 milyar dolar civarındaki kamu dış borç geri ödemesini, piyasadan lira borçlanıp, merkez bankasından döviz satın alıp gerçekleştirmek yerine, bu IMF kaynağından gerçekleştirsin. Bu kendi başına kamu dış borç ödemesi için merkez bankası rezervlerinden ve piyasadan döviz talebini ortadan kaldıracaktır. Piyasadan lira borçlanma talebini de bu kadar azaltacaktır.

Merkez Bankası kendi döviz rezervlerinden aynı miktar kadar daha fazla özel sektör ve bankalar dış borç ödemesi fonlayabilecektir. Geriye kalan 15 milyar doları da Hazine yine merkez bankası kanalıyla piyasada satarak liraya dönüştürüp vadesi gelecek Hazine iç borç senetlerinin bu kadarlık kısmını iç piyasadan yüksek faizli lira ile tekrar borçlanmadan kapatabilir. Başka bir deyişle Hazinenin yüksek faizli lira borcu düşük faizli IMF döviz borcuna dönüşmüş olur.

Bu uygulama piyasadaki hazine borçlanma faiz oranını genelde de aşağı çekecek ve geriye kalan lira borç çevirme yükünü de daha düşük faiz oranından gerçekleştirebilecektir. Böylece Hazine toplamda borç yükünü ve faiz giderini önemli ölçüde azaltmış olur. Sonuçta piyasadaki borç verme faizleri de bütünüyle aşağıya çekilir. Üretici sektörün faiz yükü ve faiz maliyeti de etkili bir şekilde azaltılmış olur.

Geçmişte ülkeye döviz arzını sıcak paradan sağlayabilmek ve de aman kaçmasınlar deyip ülkede tutabilmek için ülkemiz lirada aşırı yüksek faiz ödüyordu. Uygulamadaki mekanizmalar sonucunda düşük faizli, düşük maliyetli sıcak para dövizler liraya çevriliyor ve sonuçta bunlara lira üzerinden Hazine, yani vergileriyle halkımız astronomik faizler ödüyordu. O soygunu kendi irademizle biz değil, ama irademiz dışı, batının özel finans kanallarının felç olması durdurdu.

O soygundan sadece yabancılar değil döviz borçlanabilen özel sektör aktörleri de düşük faizle döviz borçlanıp, liraya çevirip lira üzerinden hem yüksek faiz farkı geliri hem de kur farkı geliri elde ediyorlardı. Bu durum Eylül 2008 e kadar sürdü. Şimdi küresel kriz Hazineyi (halkımızı) daha yüksek faiz ödemekten daha düşük faiz ödemeye zorlayan, daha az soyulmaya mecbur eden yeni bir mekanizma yarattı. Bu mekanizma krizin zorla getirdiği bir fırsat olabilir, yeter ki çıkar grupları ve ithalatçılar yararına değil halkın tümü ve ülke yararına kullanılmak istensin.

Unutmayalım Hazinenin ödediği reel faiz oranı hala, diğer ülkelere göre o kadar farkla yüksek ki iflas etmiş İzlanda ile mukayese ediliyor, krize girmiş İzlanda demiyorum iflas etmiş İzlanda’yı takip ediyor. Bugün hükümet ve devlet başkanlarının krizde olduklarını resmen ve çoktan açıklamış ülkelerin hazinelerinin ödediği faiz oranlarının defalarca kat fazlası faiz ödüyoruz. İşsizlik oranımız onların yaklaşık 3 katı. Acaba kim krizde?
Dr. Hamit BOZKURT

 
Toplam blog
: 54
: 1229
Kayıt tarihi
: 08.08.08
 
 

1950 yılında doğdum, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 1974 mezunuyum. 1986 yılında Gazi Ün..