Kurt Arıcı

Temmuz 2007 seçim ayı malum, bu ay köşemde bir konuğum var.
O içimizden biri, O bir Bağımsız Milletvekili adayı, seçime hazırlanıyor. Çok renkli bir kişilik, çok iddialı ve oylarınızı istiyor. Neler vaat ediyor neler…

En büyük iddiası, ad ve soyadının birleşiminden ortaya çıkan kelime gibi “Kurtarıcı” olacağı… İsminin bir marka olduğu konusunda ısrar ediyor.

1952 Türkiye doğumlu. Makine mühendisi, ticaretle uğraşıyor. Sayın Kurt Arıcı evli, bir çocuk babası.

—Efendim hoş geldiniz. Adaylık kararınızı ve nedenlerini sizden dinlemek isteriz.

Teşekkür ederim, bana zaman ve köşenizde yer ayırdığınız için minnettarım. Sadece konuşan iş yapmayan, iş yapanlara da sadece muhalefet olsun diye muhalefet yapan siyasetçilere çok kızdığımdan bu yola çıkmaya karar verdim. Tabi eş dost tanıdık bu kararı almam da etkili oldu. Her gören” hadi artık açıkla sen bu işi başarırsın” dedi, durdu. Dost sohbetlerinde hep etrafım doldu, fikirlerime destek buldum. Sonunda aday oldum. Bu kadar destek varken neden korkayım ki?

—Sayın Arıcı, seçmenlerinize neler vaat ediyorsunuz?

Seçmenlerimin takdiriyle seçileceğime ve mecliste kilit rol oynayacağıma inanıyorum.

Mevki ya da koltuğun beni değiştirmeyeceğini seçmenlerim de iyi biliyor. Sağ gösterip sol, sol gösterip sağ vurmayacağım. Oradan oraya çekirge gibi zıplamayacağım. Siyasete yeni bir çizgi getireceğim. Herkes mecburen benden bahsedecek. Dürüstlüğün erdem olmadığını zaten olması gereken olduğunu herkes benim sayemde hatırlayacak.

—Projeleriniz neler?

Bu dönem cumhurbaşkanı seçilemezsem bir dahaki seçimlere yeni bir parti kurup bu partinin başkanı olarak gireceğim. Dağınık partileri bir çatı altında toplayacağım.

Türkiye’nin ufkunu açacak birçok projemi de o zaman sizlere takdim edeceğim. Şimdiden bunlardan özellikle bahsetmiyorum. Görüyorsunuz herkes mazotu 1 YTL yaptı. İşsize 350 YTL maaş, ÖSS kaldırılacak. Bunlar benim fikrimdi ve bir konuşmamda ağzımdan kaçırdım, şimdi herkes kullanıyor. Onun için bu seçimlerde projelerimi açıklamıyorum beni bilen biliyor.

—Sayın Arıcı, malumunuz yerimiz çok dar süremiz doldu, son bir söz ve bağlayabilirsek lütfen!

Bir hususu belirtmeden geçemeyeceğim. Bağımsız vekil olmanın bir dezavantajı var, bu konuda beni çok üzüyor. Aslında imreniyorum. Seçime her giren parti tek başına hükümeti kuracağını iddia ederken bağımsız olarak aday olan biri bunları söyleyemiyor.

”İktidarımızda”, diye başlayan bir cümle kurabilsem altını çok güzel doldururum ya neyse… Hükümeti kuramayacağıma göre, muhalefeti tek başıma üstleneceğimden kimsenin şüphesi olmasın. Muhalefet kanadında her dönem bir boşluk oluyor, ben bu boşluğu da doldurmaya talibim. Muhalefete de kurtarıcı olacağım, seçmene de.
Bana destek veren seçmenimi mahcup etmeyeceğimden herkesin emin olmasını istiyorum. Marka gibi ismin var. Bu isim hayatta hep işime yaradı. Meclise girdiğimde de yarayacağına çok inanıyorum. Vaatlerimin hiç biri hayal değil ve hep alt yapısı hazır gerçekleşecek projelerim var, başaracağım işlerdir. Büyük ihtimalle mecliste de kurtarıcı olurum. Cumhurbaşkanlığına aday gösterileceğimden hiç şüphem yok. Bağımsız, tarafsız üzerinde her partinin anlaşabileceği biriyim. Siz beni meclise gönderin gerisine karışmayın, cumhurbaşkanı seçilmek benim işim…

—Her adayın, her partinin, kurtarıcı olduğunu iddia ettiği bir seçime daha giriyoruz. Sayın Kurt Arıcı, bağımsız aday olmayı uygun görmüş kendisine de hayırlı olsun diyor, vatandaşımızın kimin kurtarıcı olduğu konusundaki kararını saygıyla bekliyoruz…

Bu röportaj bir kurgudur, gerçek hayatta hiçbir bir kişi, kurum ya da parti ile ilgisi yoktur. Türkiye’nin bazı gerçeklerinden örnekler verebilmek amacıyla düzenlenmiştir.

22 Temmuz 2007, Türkiye’nin geleceğine karar vereceği, sandık başına giden vatandaşın iradesini ortaya koyacağı bir fırsattır…
Görüşünüz her ne olursa olsun, mutlaka oyunuzu kullanmanızı ve genel seçimlerin güzel vatanımıza hayırlı sonuçlar getirmesini diliyorum.