Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '12

 
Kategori
Siyaset
 

Kürt sorununda yeni dönem!

Kürt sorununda yeni dönem!
 

Geçtiğimiz hafta içerisinde, Hükümetin "Kürt sorununda" bundan sonra  kendince yeni bir yönergeye girdiğini ve özellikle de  muhattaplık sorunu konusunda radikal kararlar aldığını bizatihi başbakanın ağzından duymuş olduk.

İktidarın komuta merkezinden yapılan açıklamada  özetle şöyle deniyordu; "Kürt meselesinde ne kandil ne de  imralı ile  bundan sonra mit dahil hiç kimse, herhangi bir görüşmede bulunmayacak ; ancak parlementodaki uzantıları ile kendi özgür iradeleri ile hareket ettikleri sürece görüşmelerin yapılabileceğini..." özetle dile getirmiş oluyordu.
 
Ne büyük bir çelişki ki sayın başbakan    30 nisan 2011 tarihinde partisinin Muş mitinginde ;, "bu ülkede artık Kürt sorunu yok..." derken, aradan geçen bir senelik zaman diliminde aslında ortada hiç te inkar edilemeyecek bir sorunun var olduğunu da kabul etmiş oluyordu.
 
30 yıldır ülkede yaşanan düşük yoğunluklu  savaşın iki tarafı var, TSK ve PKK; ülkenin güneydoğusunda ve doğusunda yaşanan acıların, ölümlerin, göçlerin ve travmaların tek tetikleyeci faktörünün  bir türlü çözülemeyen "Kürt sorunu"  kaynaklı olduğunu aklı selime sahip herkesin bildiğine inanıyoruz, bu sorunun çözülmediği sürece  peşinden aynı acı ve kayıpları getireceğini de biliyoruz.
 
Akan kanın durması adına  sorunun taraflarının  silah ve şiddette diretmesi sorunu çözmekten öte sorunun daha da içinden çıkılmaz bir ahvale doğru sürüklendiğini; iktidarın  özellike  90'  lı yılların baskıcı, çatışmacı yöntemlerine tevvesül etmeyeceğini ummaktan başkada bir şey gelmiyor elimizden.
 
Hükümettin 90'lı yılların baskıcı yöntemlerini tekrar vizyona sokma gayretlerine dair bir takım şüphelerin varlığı da doğrusu gözden kaçmıyor değil,  tutuklu gazeteciler olayı, kamuoyunun daha doğru- dürüst vakıf olmadığı KCK , ergenekon ve devrimci karargah tutuklamaları, son newroz olayları ve en son da İstanbul  14. ağır ceza mahkemesinin kurulduğu günden bu yana 76 çalışanının yaşamını yitirdiği, onlarcasının tutuklandığı ve matbaasının bombalanıp yakıldığı "özgür gündem" gazetesine 1 ay yayın durdurma cezası ile cezalandırılmış olması zihinlerde bu yönde soru işaretleri oluşturmuyor değil.
 
Açıkçası yeni anayasa çalışmalarının yapıldığı bu süreçte kamuoyunun tanık olduğu bu hadiseler yeni anayasanın tam demokratik bir Türkiye  için ne kadar yeterli olabaliceği yönünde  çoğu kesimde hiç te iyimser olmayacak izlenimler bırakmaktadır.
 
Kürt sorunun çözümü yönünde sağlıklı, demokratik ve ilkeli adımların atılbilmesi ve sorunun sayın başbakanın belki de 30 nisan 2011 tarihinde Muş'taki parti mitinginde bir temenni olarak dillendirdiği, " artık bu ülke de Kürt sorunu yoktur..."  yönündeki hayalinin gerçekleşebilmesi adına geçmişte yapılan hataların terchi bir yana çok daha farklı ve toplumu kucaklayıcı yöntemlere başvurmak gerektiğini hangimiz istemeyiz ki?
 
Toplumun büyük bir kesiminin sorunun gerçek anlamda çözümü adına kimin muhattap alınması gerekli ise muhattap alınması yönünde istemini MİT ve PKK arasında geçtiğimiz dönemde yürütülen Oslo görüşmelerinin basına yansıması ile hepimiz gördük,  bu noktada doğrusu kamuoyunda ırkçı ve milliyetçi bir avuç insan dışında kimsenin sesi çıkmadı; bilakis bir çok aydın bu konuda hükümeti destekledi bile.
 
Öte yandan özellikle PKK ve BDP'nin samimiyetlerini sorgulatacak bir takım yollara başvurmaması gerektiğini de belirtmek lazm; doğrusu tüm ırkçı, milliyetçi ve statükocu çevrelerin baskılarına rağmen geçmişte hükümetin Kürt sorununun çözümü adına cumhurriyet tarihi boyunca atılmayan; konjüktüre göre cesur sayılabilecek adımlar attığının altını da çizmek lazım.
 
Bu cesur hamleler mamafih, "habur'daki karşılama, silvan ve reşadiye baskınları "ile adeta baltalandı ve ne yazık ki bu yaşananlardan sonra iktidar kanadı giderek sertleşti ve bu sertleşmenin en belirgin olanı da kabinedeki değişiklikte yaşandı; ılımlı ve daha olumlu görünen Beşir Atalay'ın koltuğunu daha statükocu ve daha milliyetçi İdris Naim şahine teslim etti.
 
Hükümet Kürt sorununda yeni bir döneme girdi,umarız ki bu dönemin getirisi ölüm ve kan değil de, barış ve kardeşlik olur. 
 
Toplam blog
: 166
: 540
Kayıt tarihi
: 02.09.09
 
 

Batmanın Beşiri ilçesinde doğdum, Mersinde yaşıyorum, edebiyata ilgi duyuyorum, yerel ve ulusal d..