Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Kürtleri sevmek

Kürtleri sevmek
 

Kürt insanını severim. Kendimi, Kürtleri iyi tanıyan biri olarak tanımlayabilirim. Çocukluğumda ve gençliğim de, kamyonculuk yapan dayılarım ile, Kürtlerin yaşadığı köylere, kasaba ve şehirlere, çok gidip gelmişimdir. O zamanlar, kamyonlar hem yük, hem de, yolcu taşırdı. Yolcular, sürücü kabininde ve yüklerin üzerinde oturarak seyahat ederlerdi. Sürücü kabinlerine, (Şoför Mahalli denirdi.) Bu tür yolculukları, daha çok Kürt vatandaşlarımız yapardı. Bu durum ile ilgili, çeşitli espri ve fıkralar da üretilmişti. “Erzurumdan, Hınıs a gidecekler. Biri soruyor:

-Ola, arkada mı gideceksen?

- Yok, ben şüfüre binecem.

Bu yolculuklarda, genelde, arkada, Kürt yolcular ile konuşarak vakit geçirirdim. Bu nedenle, onların yaşam tarzları ve dünya görüşleri ile ilgili, çarpıcı tespitlerim olmuştur.

Kürtler, ta Osmanlıdan bu yana, ülkenin ikinci sınıf vatandaşları olmuşlardır. Bu, ikinci sınıf olma durumu, hem onların geleneksel, yaşam biçimlerinden, hem de devletin, buna ses çıkarmamasından kaynaklanır. Devlet, Güneydoğuda ve doğuda yaşayan Kürt nüfusu, Ağaların ve Şeyhlerin insafına bırakmıştır. Bu gün de, değişen bir şey yoktur. Bölge, bu gün de Ağaların yönetimindedir. Bölgeden, batıya göç edenler, bu güdülmüşlükten kurtulmuşlardır ama, Geride bıraktıkları kasabalarında ve köylerinde olan bitene ses çıkaramaz durumdalar. Ağalardan ve Ağaların güdümündeki terör belasından, yani PKK dan korkuyorlar.

Kürt siyasetçiler, artık özerklikten söz eder duruma geldiler. Özerklik istiyorlar. Bu özerklikten amaç, daha büyük bir aşiret oluşturmak, Aynı, Kuzey Irak da olduğu gibi, Kürtlerin, en büyük ağası, Talabani Ağa, Irak da, Cumhurun başı oldu. Onun Altındaki, Barzani Ağa ise Kuzey Irak aşiretinin başında, oğlunu da yanına aldı. Şimdi Türkiye de ki Kürtler, ağalarını arıyorlar. Büyük ağa kim olacak. Bunu belirlemek için, önce özerk, olacaklar, Ondan sonra da, ağalık savaşlarına girişecekler. Şimdiki soru şu: Güneydoğu ya, özerklik verilecek mi? Bu, biraz zor. Zor ve boş bir hayal. Bu ancak, AKP nin % 50 ye yakın oy oranı ile iktidara gelip, tek başına iktidar olmasına bağlı. Ama, öyle olsa bile, yine de zor ve imkansız. Kürtler, daha doğrusu, Kürt siyasetçiler, büyük aşiretlerini oluşturmak için, oldukça hevesliler. AKP nin de yumuşak davranıp, teşne görünmesi, umutlarını artırıyor.

Bana göre de, AKP nin ve Başbakanın kurtulmak istediklerinin başında, KÜRT ler ve KIBRIS geliyor. Daha sonra, Cumhuriyet, Atatürk, CHP, Laiklik ve tüm bunları korumakla görevli, TSK. İşte, AKP ve Başbakan, bunlardan kurtulunca, İslam Cumhuriyeti ve İslam Dünyasının liderliği, idealine kavuşma rüyaları, gerçekleşecek. Bu senaryonun, birinci ayağı, referandum. Referandumu, boykot edeceklerini söyleyen, Kürt siyasetçiler, bu günlerde, bir takım istekler sıralayıp, EVET demeye hazırlanıyorlar. Ama, hiç hesaba katmadıkları, bir şey var. Kürt halkı, Kürt siyasetçiden yana değil. Ve Seçmen de EVET ten yana değil. 13 Eylül sabahın da, Türkiye, gerçek kimliğine kavuşacak. Ülke, gerçek demokrasiye, özgürlüğe ve insan olmanın onuruna kavuşacak.

EVET oyu kullanıp, bu vebale ortak olmak istemeyenler, giderek HAYIR cılara katılıyorlar. Ülke uyanıyor.

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..