- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kuş Gribi
Millet olarak tek eksiğimiz kuş gribiymiş gibi bu hastalık dalga dalga yayılmaya başladı. İnsan ister istemez tırsıyor. " Biz Türk’üz bize birşey olmaz " diye geçiştiremiyoruz. Çünkü oluyor...
O zavallı tavukların, ördeklerin yerinde olmayı da gerçekten istemezdim. Zavallıları kapalı bir yere koyup gazla öldürüyorlar. Daha korkuncunu da yaptılar büyük çukurlar kazıp hayvanları içine canlı canlı doldurdular, sonrasında da büyük makinalarla kepçelerle üstlerini toprakla örttüler
Bunun adına da, sözüm ona, " itlaf " dediler. İtlaf değil, " katliam " gibiydi
Bir de komedyenimiz var ama kendini komikçi zannediyor. Kuş gribi hastalığıyla dalga geçiyor. İnsanlarımız hastalıktan ölüyor. O halâ işin geyiğinde
İnsanın kuş kadar aklı olmayınca öyle oluyor demek ki
Peki, biz kendi üzerimize düşeni yapıyor muyuz?
Tavuk pişirme kuralları koydular, yumurta pişirme kuralları koydular. Yemek yerken bu kadar kural olunca da insanın yemek yeme şevki kırılıyor. Balıktan başka et yemem olur biter diyorduk ama bu hastalığın da bizi terkedesi yok
Tam da ne güzel kuş gribi felaketini unutmaya başlamıştık. Haberciler yine kuş gribinin çok daha yaygın bir şekilde karşımıza çıkacağını ve Sağlık Bakanlığı’ nın açıklamalarını yayınlamaya başladılar. Bu defa çok daha tedbirliymişiz. O zaman acemiliğimize denk gelmiş
Tedbir derken neyi ifade etmeye çalışıyorlar anlamadım doğrusu. Bu hastalığın aşısını mı bulmuşlar?
Hastalık insandan insana geçecek düzeye gelecekmiş ve biz tedbirliymişiz.. Ya hastalığın aşısı bulundu haberimiz yok, yada kuşlarla antlaşma imzalandı ki bundan da haberimiz yok
Denizli horozunda da kuş gribi vakasına rastlanmadığından vatandaş horozunu evden dışarı çıkarmayacakmış. Bundan böyle horozlar kendi çöplüğünde öterlerse tahmini olarak kuş gribinden korunmuş olacaklarmış...
Bu uygulamanın Denizli horozuna bir faydası olur mu bilinmez. Ama yetkililerin kendilerini iyi hissedeceği de bir gerçek
Yetkililerin gözden kaçırdığı bir nokta var
Vatandaş zaten tavuğunu horozunu kümesten alıp çoktan nüfusuna geçirdi bile. Onları uzun süreden beri ailenin bir üyesi gibi görüyorlar. Hatta onlara isim bile takmışlar. Kızın adı Yamuk Kule, erkeğin adı Horoz Corc
Denizli horozunda kuş gribi vakası görülseydi ne olurdu?
Diğer görülenlerde ne olduysa herhalde ondan olurdu. Yani bazılarının tabiriyle, " itlaf " benim tabirimle de, " katliam " olurdu
Veya hayvanlar, ziyan olmasın diye kesilip büyükçe bir bahçede sekiz on çocuk toplanıp küçük meblağlar karşılığında, üzerlerinde koruyucu kıyafet olmaksızın kuş gripli hayvanların kanatlarını yoluyor olacaklardı
Bu kuş gribi hastalığı çok enteresan bir hastalık. Göç yoluyla kuşlardan geçtiği söyleniyor ama göç yolu olmayan yerlerde de hayvanlar bu hastalığa yakalanıyor ve hastalık inanılmaz bir hızla yayılıyor
Hal böyle olunca da insanın aklına türlü türlü şey geliyor
Bu hastalık bize düşmanlarımızın bir oyunu mu diye düşünmeden edemiyoruz. Acaba paranoyaklaşıyor muyuz yoksa gerçekten bazı şeyleri ciddi ciddi düşünmeli miyiz?
Bir defa şunda bir karar kılalım; Bu hastalık göç yoluyla mı bulaşıyor?
Cevabımız, " evet " ise göç yolu olmayan yerlerde hayvanlar hangi akla hizmet kuş gribi olup yüreğimizi ağzımıza getiriyor da bir çoğumuzu canından ve malından ediyor?
Kim derdi ki, eskiden camımızın önüne ekmek kırıntısı koyup gelsin diye beklediğimiz kuşlar bir gün gelecek korkulu rüyamız haline dönüşecek
Bu talihsiz olayın önüne nasıl geçilecek hiç bilemiyorum
Benim bilmemem önemli değil de korkarım bunun cevabını kimse bilmiyor...