Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '09

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Kuşadası'nın kuşları kayıp...

Kuşadası'nın kuşları kayıp...
 

Kuşadası Kadınlardenizi yeniden tanzim edilerek hizmete girdi. Şimdi de kuşları kayıp! Ört ki, ölem!


‘Kadınlar Denizi’ ismi nereden geliyor Kuşadası’nda? Vaktiyle şehrin en tenha ve bir ucunda olduğu için, ‘kadın kısmısı’ nın denize girdiği yer olarak isim yapmış burası.

Kuşadası sür’atle betona gömülüyor. Burası, beş yıldızlı oteller yapılmadan önce, bakir bir yerdi. Söke ve Aydınlı zenginler, birbirine benzemeyen mimari tarzında villalar yaptırdılar bu sahil kenarına. Ada’nın ilk evleriydi bunlar. Her birinin cepheleri engin denizlere açık mı açık. Balkonları püfür püfür eserdi. Yine de esiyor amma?!

KUŞADASI NİÇİN DENMİŞ : Fatihten kalma bir kale var, kalenin bir köşesine de kuşlar yuva yapmış. Fatihten beri kuşlar, devre mülk yapa yapa çağımıza kadar gelmişler amma, Kuşadası betonlaşınca, keyifler kaçmış. Şimdi oralarda kuş muş yok. Her kuş şimdi, kendi kafasına göre takılıyor. Belediye, şehrin göbeğine saçaklı bir pano yapmış. Biraz da yemlemiş. Kuşlar şimdi buralara konuyor. Turistler de ‘Hah, burası Kuşadası, işte, ‘bunlar da kuşları’ deyip deyip resim çekiyorlar. Böylelikle de güya, 'Biz, Kuşadası'na gittik' demeğe getirecekler dostlarına... Biz de onları topluca resimledik kuşların dibinde. Tepelerinde üç- beş kuşla memnundular hepsi.. Sahi bu kuşlar, topluca, niçin adres bırakmadan gittiler acaba?

Ört ki, ölem!

Eskiden kale saçaklarında kuşların sesi, ortalıkllarda hakimdi. Cıvıltıları ile dinlenirdi insan. Şimdi bu kuşlar kayıp. Her halde betonlaşmaya inat, çekip gittiler. Başka bir adanın kuşu olmağa mı karar verdiler? Kimse bilmiyor! Böyleceeee, Kuşadasına ismini veren kuşlar, disiplin altına alınmış oluyor.

SAYFİYE EVLERİ, ŞİMDİ DÜKKÂN: Şimdi herkes hevesini aldı. Plâj kalabalıklaştı. Denize giremeyenler, villaya doyanlar terk etti veya kiraya verdi buraları. Şimdi sıraya kafe ve restoranlar, eğlence yerleri ve minik oteller var bu yolda. Evler, dükkâna çevrilmiş.

My Corner denilen Restoran, eğlencenin merkezi oluyor Kadınlar denizinde. Show programı var geceleri doğaçlamadan. Artistleri de, o günkü turistler. Kuşadası Club Mediterranean’ de görmüştüm. Haftada bir tiyatro show vardı. O günün müşterileri arasından seçilip, giydirilip, rol öğretilip show yaptırılıyordu. İşte o geleneği, bu restoran sürdürüyor şimdi. Clup Mediterranean’deki kızlar, bu işten para kazanmıyordu. Hareketli günler, eğlencelik saatlerdi onlar için. Arkadaş da buluyor barda içki sohbetleri gırla gidiyordu. Müdürleri, yalınayak, başı kabak yerlerde izmarit arar, çöp toplardı tatil köyünde. Geceleri de shov yapardı smokinlerin içinde…

PTT GİBİ ÇALIŞIYOR: Buradaki restoranın bir özelliği de, buraya gelen turistlerin fotoğraflarından bir duvar panosu yapmışlar. Turistler, arkadan gelecek arkadaşlarını bu resimlerden ve yanışındaki notta bulup haberleşiyorlar. Nereye gittiğini, öğreniyorlar. Bir nevi buluşup mola verme noktası burası. PTT’den hızlılar. Bartın’dan İzmir’e 15 günde mektup gelir mi? Gelmez tabi. Bu turistlerden birine sordum: ‘Elektronik çağdayız. Cep ve MSN’ ye rağmen bu ne iş?!’ Diye. ‘Böylesi daha hürüz ve doygun oluyoruz’ dedi ve ‘ Biz sadeliği ve natürelliği özlüyor ve seviyoruz.’ şeklinde cevapladı.

İLKİNİ, ÇEŞME BAŞLATTI: Aynı şekli, Çeşme’deki bir restoranda görmüştük. Orada resimlerin yanında bir cep gibi zarf iliştirilmiş. İçine, arkadaşı için hediyeler konmuş: Bir tutam saç, bir yüzük gibi. Gittikleri yeri haber veriyorlar böylelikle. Çünkü kimse sabit değil ki, herkes, hareket halinde. Gittiğimiz gün bir show programına rastladık. Duvar panosundaki kızlardan biriydi. Başarılıydılar da hepsi. Erhan Kaya ve Selâhattin Polat’ın, organizeleri belirgin.Tecrübeliler. Bu işi iyi plânlıyorlar.

PLÂJIN VAZİYETİ: Geçen sefer bu sütunlarda bu Kadınlar Denizi'ndeki sahillerin perişanlığını yazıp çizmiştik. MB’ daki yayını görmüşler. Kolları sıvamışlar. Bir haftada plâj, belediyece hizmete açılmış. Plâjdaki işçilerden üçü de, Milliyet Blog hastası. Okuyorlarmış. Belli etmeden, kendimi sordum: ‘Çıkaramadık’ dediler. Bozuldum. Here şeyden haberleri var. Belediye Meclis üyesi Yusuf Emik: ‘Eski kötü yönetimleri aşmak için kolları sıvadık. Basına önem veriyoruz. Halkla beraber güzelliklere imza atmak istiyoruz, diyor ve ekliyor: ‘Sayın Başbakanımız sahilleri kaybetmenin acısı yaşıyor. Bunun acısını çıkarmak için türlü yolları denemek istiyor. Yetkimiz gasbedilmek isteniyor. Buna direneceğiz’

Eski banka müdürü ve Kuşadası Yardım Sevenler Derneğinin 150 üyesinden biri olan Selma Keleş, plâj büfesini yönetiyor. Geliri ile 50 çocuğu, ilkokuldan üniversiteye kadar okutmak. ‘Başkanımız M. Esat Altıngün’e teşekkür ediyoruz’ diyor.

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..