Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '08

 
Kategori
Deneme
 

Lafsız peynir gemisi

Lafsız peynir gemisi
 

karar


Konuşmaktan yorulduğu ve konuşarak hiçbir sonuca varamadığı zamanların sonunda adamın dinginliği kadına sığınacak bir liman gibi geldi. Sessiz, sakin, sorunsuz ve olaysızdı. Tercihini bu yönde kullanmak hayatına huzur ve mutluluk katabilirdi. Bugüne kadar hep çok konuşmuş , çok anlatmış, çok konuşanları dinlemiş, dinlemiş hiç yol alamamıştı. Bu kez de böylesi bir birlikteliği denemenin ne sakıncası vardı. Kısa bir tanışma süresinin ardından beraberlikleri daha kalıcı bir boyuta yönelmeye başladı. Kısa bir süre sonra görkemli bir düğünle evlendiler.

Adam geçmişini, geleceğini, beklentilerini, sevdiklerini hiç anlatmadı, kadın üzerine gidip meraklandıkça kısa cevaplarla onu nazikçe yanıtladı. Hiçbir konuda asla kavga etmiyordu. Kadın bir evde huzurun ancak bu kadar olabileceğini ikna olmuştu. Bu tablo onun şaheseriydi ve yaratılmasına fırsat tanıdığı için kendini kutluyordu. Gel zaman git zaman sessiz sakin sürüyordu hayat . Kadının canı sıkılmaya başlayıp ufak tefek tartışmaların renk katacağına inancı artmaya başladı. Olmadık yerlerden çıkartmaya çalıştığı kavgaların eşi tarafından zeytinyağından kıl çeker gibi tatlıya bağlanması canını daha da çok sıkıyordu. Kendini ifade etmeye üşendiği için tartışmanın ucundan tutmayan birini hayretle izliyordu. Kadın eskisinden de çok konuşmak zorunda kalıyordu. Artık her koşulda , her ortamda iki kişilik efor sarfetmek zorundaydı. Arkadaş toplantılarında kocasının bir köşeye çekilip, konuşulanları uzaktan izlemesi bir süre sonra tahammül edilemez bir hal almıştı. Hatta sanki orada değilmiş gibi başka diyarlara daldığı ortamdakilerin dikkatinden kaçmıyordu. Şevkatli bir eşti. Hayatlarında en ufak bir eksiklikleri bile yoktu. Günlük rutin cümleleri vardı. Günün nasıl geçti , bu akşam ne yapalım, tamam hayatım , seni seviyorum. Daha ne istediğini sorguladı kadın, daha fazla ne olabilirdi. Ne tatminsiz bir ruhu vardı. Tüm yakın arkadaşları kocasının hayranıydı. Onun ne kadar iyi huylu , müşfik , özel bir adam olduğuyla ilgili söylemler her zaman konuşuluyordu. Bu iyi yürekli adam aile ortamlarında yine kabuğuna çekilerek ruhsal istirahati tercih ediyordu. Kadın kocasının ailesinin yanında bile çift kişilik konuşmak ile görevlendirilmişti ve ziyaret bittiğinde bütün enerjisini orada bıraktığının farkına varıyordu. Aile ile ilgili kararlar ona soruluyor, kriz anlarında ona danışılıyordu. Restoranlarda garsonlar bile ilk hamlenin ardından kadınla iletişim kurarak servise devam ediyorlardı. Apartmanın kapıcısı, komşuları, akrabaları, tanıyanlar, ilk kez karşılaşanlar bu kurala uygun davranıyorlar ve bu durumu gayet doğal birşey gibi karşılıyorlardı. Kadın biriktirdiği sıkıntısını yakın bir arkadaşıyla paylaştı. Tabii ki arkadaşı kendisini pek anlayamadı. "Nesini özlüyorsun anlamıyorum tartışmalı bir ilişkinin?" diye sordu arkadaşı, kadın cevap verdi : "Barışmalarını ..."
Kadın eşinin sevgisinden, ilgisinden, bağlılığından bir an olsun şüphe duymadı ama peynir gemisi lafsız da yürümüyordu işte. Yaşadığı bu kusursuz ama bir o kadar iletişimsiz süreci daha fazla devam ettiremeyeceğini anladı. Evliliğinin bütün güzel yanlarını bir tartışmanın ardındaki zamanı bulamadığı için feda etmenin kararına vardı. Detaylı düşünüp taşınmıştı, bu şekilde yaşayamazdı.
Ayrılmak istediğini söyledi kadın. Adam, gözleri dolu dolu sessizce uzaklara baktı.

 
Toplam blog
: 60
: 1208
Kayıt tarihi
: 11.06.07
 
 

Memnun oldum... Ben de Didem :) İstanbul'da yaşıyorum. İstanbul'da yaşamayı seviyorum. Yoğun yaşam t..