Lat, Uzza, Menat ve Hubel kimdir? İlkel Arapların Tanrılarını tanıyalım

İslam öncesi ilkel arap topluluklarının taptıklarından Lat; Kder, Kısmet, Bereket Tanrıçasıdır. En büyük tapınağı Mekke'nin Kuzey tarafına düşen Taif'te bulunmaktaydı. Antik Petra'lılardan da Lat'a tapılmakta ve o Yunan Tanrıça'sı Athena'yla aynı kişi olarak görülmekteydi. Petra'nın bu inanış şekillerine şaşmamak lazım zira onların Mimarisi de Antik Yunan'a özenmiştir.

Uzza; Lat ve Menat'la beraber ilkel Arapların Allah'ın kızları olarak taptıkları 2. Tanrıça adı. Petralılar onu Antik Yunan'ın Afrodit (Venüs) tanrıçasına denk tutar. Sevgi, aşk, muhabbet tanrıçası olarak tapılırdı. Müşrik Arap şairleri Uzza'nın güzellik tanrıçasına atıfta bulunan şiiler söylemekteydi. Bu şiirler aslında onların Müşrik bir toplum oluşlarına en büyük desteği sağlmaktaydı. Müşrik şiir, ilkel arabın magazini, sanatı, dini ayetleri ve herşeyi idi.

Menat: İlkel Arapların taptığı üçüncü Allah'ın kızı olan tanrıça. Bu tanrıça'ya Petralılarda tapmakta ve onu Yunan Tanrıçası Nemesis'le denk tutmaktaydı. Menat, gücün, intikam almanın, haddi bildirmenin Tanrıçasıydı. 

Hubel: Mekke'nin ve ilkel Arapların baş tanrısı. Onlar Hubel'e Mekkenin koruyucu ilahı olarak tapmaktaydı. Hubel'in kökeni Mezopotamya'da ki Hubaal'a gider. Anlamı Sami dilinde eril tanıtıcı ve zamir olan HU'dan ve BAAL'dan gelir. Hubel'in simgesi Hilal'dir. Diğer adı Tammuz'dur. Bunun astrolojiylede alakası var elbette. Temmuz, Yengeç burcu'nun ayıdır (ilk üç haftası) ve Yengecin yönetici gezegeni Hilal'dir. Hubel'in simgeside Hilal'di. Hubel, arşın üzerinde tahtı olan tanrıydı (haşa).

İslam geldiğinde Hubel putundaki bu özellikleri ondan aldı. Hubel'i yok etti.

Aslında antik inançlara baktığımızda bunların daha önce insana medeni bir yaşam sürsün diye Allah'ın Melek Cebrail aracılığı ile yolladığı TEVHİT mesajlarının nasıl da zaman içinde mitolojik birer kahramana dönüşmesi olduğunu görmekteyiz. Günümüzdede buna benzeyen mitolojik kahramanlar bol bulunmaktadır.

Gerek antik dönem Yunan, Mezopotamya ve Arap olsun gerekse buralarla hiç alakası olmayan Avustralya ve Latin Amerikan yerlilerinin inanışları hatta Orta Afrika yerlilerinin inanışları olsun kaynağının TAVHİT olduğu görülebilmektedir. 

Hubel'e verilen ad, san ve sembolik atıflarla Aborjinlerin insanın yaratılışı ve ibadetleri hakkındaki görüşlerinde TEVHİDİ akidelere bolca rastlamaktayız. Hatta bu yerlilerin akide ve inanışlarının çoğunun günümüzde sidik ve kan kutsayıcı abdest suyu içirici müşrik bakış açısına sahip geleneksel Müslümanlardan daha da Muvahhit olduğunu anlayabilmekteyiz.

Bu durumda kendini hala Türkiye gibi Müslüman ülkede doğmakla şanslı sayan bölge faşisti insanlar bulundukları konumu ve inandıkları akideyi KURAN perspektifinden bir daha sorgulamalarını tavsiye ederim. Kendilerini ondan sonra bir daha değerlendirmeye alsınlar...