Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '06

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Liderlik eğitimi; konuşarak kediyi aslan yapma sanatıdır

Şirketlerin bünyelerinde düzenlediği, dışarıdan başka bir danışmanlık firması ile beraber organize ettikleri liderlik seminerleri var.

Kurumsal şirketlerde, yönetici pozisyonunda çalışan pek çok arkadaşın bu eğitimlere katılıp, kedi gibi girdikleri eğitimden aslanlar gibi, yeleleri savura savura çıktıklarını tahmin ediyorum!

Soru şu; Eğitimle lider olunabilir mi?

“Evet” diyenler, el kaldırsın

“Hayır” diyenler el kaldırsın.

“Hayır” diyenler lütfen odayı terk etsin. Çıkarken kapıyı da dışarıdan kapatsın.

Bu seminerlerde cümle şöyle başlar, semineri veren hangi şirketsen artık.

<ı>Bizim şirket yöneticilerini liderlerden seçer

Vay be, ne şirket be!!!

“Ama ben en önde oturan sarışın adamı tanıyorum, liseye kadar aynı sınıftaydık adını bile söyleyemez. Babasının iyi yerlerde tanıdıkları var. Torpille yönetici oldu o."

“Kim söyledi bunu?”

“Ben söyledim efendim.”

“Çık dışarı.”

“Kapıyı da dışarıdan çekeyim mi?”

“Çek.”

Liderlik eğitimi konuşarak kediyi aslan yapma sanatıdır

Eğitimi, şimdiye kadar çeşitli şirketlerde çalışmış ağzı sıkı laf yapan eğitmenler verir.

Seminer boyunca bu insanlara “hocam” diye hitap edilir

Eğitmenin özellikle kurduğu cümleler arasına yabancı kelimeler sıkıştırması Tercih sebebidir.

Örnek;

“Üretimden müşterilere sevkıyat yapan kamyonların mutlaka kontrol edilmesi gerekmektedir, bu iş için yeterli zaman ve elaman yoksa “RANDOM CHECK” yapılmalıdır”.

Şimdi golü yedik lider olacağım ama bu kelimenin anlamını bilmiyorum ki ben.

Tamda içimdeki miyavlamalar vahşi kükremelere dönüşmek üzereyken başımıza gelene bak!

Bu konu ile ilgili başka bir anı aklıma geldi.

‘X’ bir firmada çalışıyorum, şu an balıkçılık yapan o dönemde şirket içinde daha önemli pozisyonlara gelmek için uğraş veren, bir yöneticimiz var. Çok da hırslı, iyi de hatip.

Bölge çalışması yapıyoruz. İşimiz gereği bir kebapçıya gittik.

Kebapçının içinde markayı tüketicinin gözüne sokabilme adına görsellik sağlamaya uğraşıyoruz. Bu çalışmalar gece yarılarına kadar devam ediyor.

İşyerinin patronu ile de bizim hırslı yönetici çay içiyor, adam birden bana seslendi.

“Quick Ali Quick.”

“Anlamadım müdürüm!”

“Quick diyorum arkadaşım Quick”

Quick edeceğim ama anlasam!

Bana göre Türkiye'de tesadüfen hiçbir şey olmuyor.

Kısa vadede plan yapılmıyor. Yapılan planların hepsi uzun soluklu…

Senaryolar, senaryolarda başrol oynayacaklar, senaryolarda figüran olarak görev alacaklar.

Aslında figüran olup kendini başrol oyuncusu hissedecekler hep belli.

Liderlik sonradan öğrenilen bir olgu, çalışarak kazanılan bir yetenek değil.

İnsanın genlerinde olan, doğduğu ilk günden itibaren yüreğinde taşıdığı bir miras!

Sistem adamlarından lider çıkmaz.

İdareci çıkar.

İdareci ne yapar?

Adı üzerinde durumu idare eder, uygular.

Kediyi eğiterek aslan yapamazsınız.

Aslan aslandır, kedi yalnızca kedi.

Amacınız yöneticilerinizin kendilerini önemli hissetmesini sağlamaksa?

Bir dönem konuşarak, eğiterek, kedilere kendini aslan gibi hissettirebilirsiniz.

Ödünç yele ile aslan olduğuna inanan kedi.

İlk ciddi tokatta, aslan olmanın öyle zannedildiği kadar kolay olmadığını anlar.

Aslanlığı kasabın önünde son bulur. İlk ciğeri veren aslanı eski haline döndürür.

Bunun haricinde bir de aslan olup, kediliğe soyunanlar da var.

Onların hikâyesi de çirkin ördek yavrusunun hikâyesine benzer.

Kendi gibi olanları bulana kadar, ördeklerle beraber yaşamaya, ördeklerle yatıp kalkmaya başlar.

Bir gün kafasına vurulmuş gibi, oturduğu yerden kalkar. Ördeklerin arasından ayrılır. Ördekler bu işe şaşırır. İleriyi gördüklerini düşünüp, Çirkin ördeğin başka bir ördek grubuna katılacağını düşünürler.

Senaryo daha farklıdır.

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..