Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '13

 
Kategori
Sinema
 

London

London
 

London,  benim  favori filmlerim arasında başı çeker. Fİlmin konusu şöyledir: Barda tanışan  Syd ve Bateman, kendilerini katıldıkları bir partinin tuvaletine kapatıp kokain çekerler. Bu ikisinin arasında evrenin varoluşunu, yaşamı, ölümü  ve acıyı sorguladıkları derin ve entelektüel bir sohbet gelişir.  Syd, sevdiği kadından ayrıldığı için cok acı çekmekte olan 20li yaşlarda bir gençtir.  Filmi izlerken, flashbackler vasıtasıyla Syd’in ilişkisine ve ilişki bittikten sonra  yaşadığı acıyla başa çıkma şekline tanık oluruz. Syd acısına çare bulmak için psikologa bile gitmiştir. O güne kadar zoloft, lithium, prozac gibi bütün antidepresanları kullanmış fakat yine de bu öldürücü acıdan kaçamamıştır. Konuşma terapileri de işe yaramadığı için psikoloğuna diklenir,  parasını aldığı halde onu iyileştiremeyişine  çok kızar.  Zaten, Syd’in kafa gidiktir kokainden. Sağlıklı ve açık bir şekilde düşünemez haldedir. Acısını kısa süreliğine  azaltacak her şeyi dener. Fakat, o meşum acı kol gibi ordadır…

Aşk acısı yaşamış herkes bilir. Öfkesi, acısı, kırgınlığı, hayal kırıklığı korkunçtur, berbattır.  Hele ki, tek kişilik bir aşk  acının acısıdır. Acıların şahıdır o.:) Baştan kaybedilmiş bir savaştır. Aşk duygusunu iliklerine kadar işlediğinde, geri dönülemez bir yola girer insan. Sağ salim çıkamazsın. Parçalanır, yıkılır, milyonlarca parçaya bölünürsün. Ve kızarsın, hem de cok kızarsın. Hayata, tanrıya, sana onu bahşetmeyen yazgına, seni sevmeyen adama… O acı bir an önce yok olsun, bitsin gitsin istersin. Acı kaçınmak istediğimiz bir şeydir. Kimse “aaa ne güzel acı çekiyorum, inşallah daha cok çekerim” demez:) Ama bilinçaltın seni sevmeyecek birine  aşık etmesi tesadüfi bir seçim değildir. Çünkü, sen o acıya mecbursundur. O acıyla kazanacağın bilgeliğe muhtaçsındır. Ruhun öğrenmek için o bilgiyi istiyordur . Ruhun  öğrenebilmek için o  deneyimden elde edeceği duygusal veriye muhtaçtır.  Acı yoksa kazanç da yok.  O acı olmadan büyüyemez, olgunlaşamaz, kişiliğini  kolay kolay yerine oturtamazsın. Önce kendine aşık olmayı, kimseyi kendinden üstün görmemeyi, sevdiğin insanı  ilahlaştırmamayı (kendi tanrından bile daha cok sevmemeyi) öğrenemezsin.

Bu yüzden acı senin en değerli hazinen. Buna karşın,  o acıdan kaçarsan, seni geliştirecek ve uyandıracak olan bilgiye kendine kapatırsın. Naaapalım yaradan oyunun kuralını böyle koymuş.

Herkese bilgelik kazandıracak taze aşklar diliyorum.

.

 
Toplam blog
: 42
: 1612
Kayıt tarihi
: 05.04.11
 
 

Uludağ Üni. İktisat Mezunuyum. Muhasebecilik, bankacılık gibi muhtelif mesleklerde çalıştıktan so..