- Kategori
- Sinema
Ters yüz
internetten alınmıştır
Adaptation filmi Türkçeye Tersyüz olarak çevrilmiş, 2002 yapımı bir filmdir. Başroldeki Nicolas Cage hem kendini hem de ikizini oynamaktadır. Ana karakterimiz, Charlie Kaufman ikizi ile birlikte yaşar. Kendisi orkide kitabını senaryolaştırma görevini üstlenmiştir. Charlie ve ikizi karakter açısından taban tabana zıttırlar. Charlie anti sosyal, fiziksel açıdan çekici olmayan ve kendine güvensiz bir karakterdir. İkiz kardeşi de, tam tersine kendine güvenen, son derece sosyal, çapkın ve flörtöz biridir.
Sosyal hayatta başarısız ve içsel çatışmaları olan karakterimiz Charlie senaryoyu tamamlayacak olan ilhamı bir türlü yakalayamaz. Orkide kitabının yazarıyla tanışması ona ilham verecektir fakat yazar Susan Orlean ile tanışmaya cesaret edemeyecek kadar çekingen oldugundan bir türlü onunla da tanışamayı beceremez. Susan Orlean ise, evli bir kadındır ve başarılı bir yazardır. Orkide kitabını yazmaya başladığı sırada orkidelere tutkun bir adamla tanışır. Adam o güne kadar bir çok tutkuyu derinlemesine yaşamış , en sonunda da orkide aşkında karar kılmıştır. Orkideleri saplantılı derecede sevmektedir. Susan bu adamla tanıştığında hayatı boyunca bir şeylere bu kadar derinden tutkuyla bağlanmış birine daha rastlamadığına karar verir. Bana soracak olursanız, yakın çevremde ben de çok fazla tutkulu insan tanımıyorum. Bu yüzden, tutkunun öneminden birazcık bahsetmek istiyorum bu yazıda. Bana göre, tutku insanlara hayallerinin peşinden koşacak gerekli gücü sağlar...Doğrusu, tembelliğe yatkın insan doğası , tutkunun ateşliyeci gücünden yoksun kalsaydı ne halde olurdu bilmiyorum. Tutku bir insanın içsel motivasyonunun en önemli yakıtıdır herhalde. Çünkü tutku, inancı, gücü ve olumlu duyguları da beraberinde taşıyan bir motivasyondur. Eğer ki; bir insan sahip oldugu ideali gerçeğe dönüştürecek gücü ve enerjiyi kendi içinde yaratamıyorsa, ilk bakması gereken yer idealine duyduğu tutkunun derinliği olmalıdır. Çünkü tutku çeşnisinden yoksun bir insan, en küçük zorlukta idealinden vazgeçmeye müsaittir.
Tutkular, insana mücadele gücü vererek onu sınırlarını zorlamaya teşvik eder. Çünkü büyük idealler, zorlayıcıdır. Bu zorlayıcı tarafları yüzünden , pek az insan zorlukların sonuna kadar gitme cesareti gösterir. Bu yüzden, bir insanın oldugundan daha iyisine yapabileceğine inanması ve sınırlarından dışarı taşması için güçlü bir dayanağı olmalıdır. Bu noktada en temel dayanak tutkudur bence…En temel diyorum çünkü tutku dışında hiçbir motivasyon kaynağı, kararlığı, disiplini, özveriyi, hareket kabiliyetini, dayanıklılığı ve yüksek konsantrasyonu kendi içinde taşımaz. Tutku olmasaydı yaşam ne kadar lezzetsiz olurdu kim bilir.
Zaten filmde de, sadece tutkusunun peşinden koşan adamın verdiği mesaj şudur: dünyada başarılı olmak derin bir süreçtir. Tutkuyu yaşamak için çok az kişi her şeyi tehlikeyi atar. Nietzche de aynı şeyi söylememiş mi zaten: “yaşamdaki en üretken tecrübeleri ve en derin zevkleri tatmanın yolu tehlikeli yaşamaktan geçer.”
Kısacası, film derin ve felsefi içerikli bir filmdir. Ana karakterin arka fonda kendi psikolojik sürecini anlatması filmi benim açımdan daha bir keyifli kılar. Hele ki, işiniz yazmakla ilgiliyse, Charlie’nin yazım aşamasındaki yaşadığı duygusal tıkanmalara tanıklık etmekten de keyif alabilirsiniz.