Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '12

 
Kategori
ÖSYS
 

LYS Sınav Hazırlığı ve Tembellik

LYS Sınav Hazırlığı ve Tembellik
 

Başarmak zor değildir.


 Çok tembelim bu günlerde... Kendime bir baktım bir göz tembelliği, bir tembellik aldı başını gidiyor. Bir sınav vardı hazırlanmam gereken, biraz çalışayım dedim, baktım zor geliyor. Hem de nasıl zor, zor olan sınav değil, aman allahım çalışma. Tam çalışmaya oturacağım, bir taraftan televizyon, bir taraftan bilgisayar. Bir tarafdan da kitap, üçü de bana bakıyor. Sanki şeytan üçgeni diyeceğim.

        Biraz okuyorum, okuduklarımın altını çiziyorum, soru çözmeye çalışıyorum olmuyor. Gözüme ya bilgisayar takılıyor ya televizyon. Kaç gün böyle sürdü. İçimden "Sen hem öğrencilere tavsiye et, hemde kendin ders çalışma, süper" dedim.

        Her şey güzel, evdesin, çay demlenmiş, masa hazır, masaya geçiyorsun, kitabı açıyorsun ki.... Gözüne laptop takılıyor, açsan bir türlü açmasan bir türlü. Rehberlik sitelerine bakacaksın, Rehber Abide gezineceksin, Mail bakacaksın, facebook, haber oku, dizi seyret derken bir bakıyorsun zaman geçmiş gitmiş. Ya da telefon çalıyor. Dikkat mikkat kalmıyor. Dikkat dağınıklığının sebebini keşfettim diyorum içimden.

        Kaç gündür Rehber Abi de köşe yazısını yazmam gerekiyor o bekliyor, Dursun Hocam bekliyor,  yazı nerede kaldı diyor.

         İş güç her şey çok. Ama zaman o kadar çabuk geçiyor ki lafına değineceğim biraz. Gün geçince yapmak istediklerinle, yapman gerekenler arasında sıkışıyor zaman. Ertesi gün ise bana zamanı boş geçirişim kalıyor. Yani tembelliğim. Ah Anne ne tembelmişim ben.

         Aklıma lisede günlerim geldi. Ders çalış diyen annem. Çalışmamak için direten ben. Şimdi ah anne diyorum, ne tembelmişim ben o zaman. Keşke biraz daha çalışsa imişim. Bir çok hedefimi kaçırıdm. Oysa şimdi içim cızlıyor. Keşke demek nafile. Avuntu. Geriye dönüş yok. Evet geriye dönüş olmuyor. Her şey zamanında yapılmalı.

        En çok ilgimi çekende masa üzerindeki eşyalar. Öğencilerime de her zaman söylerdim, masada ders araç ve gereçlerinden başka hiç bir şey olamayacak diye. Benim masa da ise ne ararsan vardı. Laptop, çay, eşyalar, telefon vs... Tam çalışmaya başlıyorsun  telefona takılıyorsun ya mesaj geliyor, ya arayan oluyor yada çağrı bırakan.

        Ya da acaba ben çalışırken inernette bir şey eksiliyor mu diye laptoba bakıyorsun. Yani tembellik davranışlarım. Ertesi gün bakıyorum internette her şey yerli yerinde, kimse bir yere kaçmamış. Bu ara da  düşündüm düzenli ders  çalışmayalı kaç yıl oldu.

Verimli ders çalışma namına bildiklerimi bir tekrar edeyim dedim.


1. Ders çalışılan ortam sessiz olacak mümkünse...  ( Bende TV açık ) Olmadı
2. Masa üzerinde sadece o dersle ilgili araç gereçler olacak, belk su belki çay.
( Maşallah benim masada ne ararsan var)
3. Bir dersin çalışma süresi en fazla 40 en az 25 dk olacak. ( Bende bazen 1 dk sürüyordu :):) )
4. Ders çalışma şekli kişiye göre değişebilir. Ben kısa başlıklarla özet çıkarırım. Okurum. Ardından test çözerim. Test sonunda yapamadığım konular tekrar ederim. Farklı kaynaklardan test çözerim. Görmem ve duymam gerekirse Rehbe Abide Ders Videolarını seyrederim. Size de tavsiye ederim.
5. Her bir dersten sonra duruma göre 10 yada 15 dakika ara verip tekrar dersin başına dönnerim. ( Bu iyi )
6. Cep telefonunu evde duymayacağım bir yere koayarım. ( Sizede tavsiye ederim. Arayanlar zaten bir yere kaçmıyor)
7. Bilgisayar için ise belirli bir  zamanda çok kısa sürede istediklerime bakar ve kapatırım.

        Bu şekilde biraz verim elde ettim. Bilmiyorum sizler neler yapıyorsunuz. Yorumlarınızı bekliyorum. Yorum olursa yorumlarınıza katkıda yaparım.

 Benden söylemesi...

 Gungor SEKEROGLU

 

 
Kayıt tarihi
: 30.07.07
 
 

1971 doğumluyum. İlk ve orta öğretimim Adapazarı Ankara Niğde ve Konyada tamamladım. Hacettepe Ün..