Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '08

 
Kategori
Kitap
 

M.Oğuz Mucurluoğlu

M.Oğuz Mucurluoğlu
 

“Günlerdir uğraşıyorum... Ancak olmuyor... Yapamıyorum... Tükenmez kalemi dişlerimin arasına alıp önümdeki kağıda bir şeyler yazmaya çalışıyorum... Kalem kağıttan kayıyor... Harfler bir türlü oluşmuyor... Dişlerim acıyor... Kağıt yırtılıyor... Kalem dişlerimin arasından düşüyor... Yeniden kalemi dişlerimin arasına sıkıştırıyorum... Yeniden yazmaya başlıyorum... Bu kez birkaç sözcük yazmayı başarıyorum... Zorluyorum kendimi, ama en fazla bir cümle yazabiliyorum... Yoruluyorum... Ağzımdan akan sular kağıdı ıslatıyor... Kötü oluyorum... Kağıdı gömleğimin ucuyla siliyorum, yeniden yazmaya devam ediyorum... Ama yine olmuyor, başaramıyorum... Sonra bir yerde küçük bir kurşun kalem buluyorum, tam dişlerime uygun, onunla yazmaya koyuluyorum, ama kurşun kalem ağzımda ıslanıyor... Islandıkça üzerinde boyası soyuluyor... Küçük parçalar boğazıma kaçıyor... Yazmaya ara verip bu parçaları tükürmek zorunda kalıyorum... Kurşun kalemle de olmuyor... Olmuyor: Ben dişlerime sıkıştırdığım bir kalemle yazamıyorum, bunu anlıyorum... Ve bunu anlar anlamaz, okumayı yazmayı öğrendikten bu yana, neredeyse yirmi yıldan fazla bir zamandır nereye ne yazdıysa hep dişlerinin arasına aldığı kalemlerle yazan Oğuz kardeşimi düşünüyorum...”

...............

”... Yaşama senin gibi bağlanabilmek için ellerimizi, ayaklarımızı, gövdemizi kaç yıl bir tekerlekli sandalyeye mahkum etmemiz gerekir... Hayata yeniden ve senin gibi ve dopdolu yürekten bir merhaba demek için kaç yıl bir odaya, bir dost sese, çilekeş bir anneye muhtaç olmamız gerekiyor, söylesene...”

.............

“...evinizde el ayak çekildikten, odanızda tek başınıza kaldıktan sonra önünüze beyaz bir kağıt koyup ve kaleminizi dişlerinizin arasına alıp, o çok sevdiğinize bir kez de böyle mektup yazmayı deneyin.”


Bu sözler Cezmi Ersöz’ün. Ersöz bunları, spastik özürlü M.Oğuz Mucurluoğlu’nun yazdığı “Dinle Kardeşim” adlı kitabına ‘önsöz’ yazmış.

Bir rastlantı sonucu gördüm Oğuz’u; TRT-2 televizyonunda, 1+100 adlı programda. Sunucu Şeyda Açıkkol’la söyleştiler annesiyle birlikte.


Program sonrası internette aradım Oğuz’u ve öyküsünü. Wes sayfası var ve şu özlü sözle karşılıyor ziyaretçilerini: “Ben bir Yaşam sanatçısıyım! Benim sanat eserim yaşamımdır... SUZUKİ” http://www.oguzmucurluoglu.com/index.htm

Ve kendisini tanıtıyor Oğuz,

“Ben Mustafa Oğuz MUCURLUOĞLU, 27 Ocak 1972 Ankara doğumlu olup doğumumdan sonraki ilk 40 gün içerisinde geçirdiğim sarılık nedeni ve doktor ihmali sebebiyle; ellerini ve ayaklarını kullanamayan spastik özürlü birisiyim.

İlköğretimimi Halide Edip Adıvar İlkokulu’nda bitirdim. Engelli oluşum nedeniyle öğrenimime 9 yaşımda başladım. Ortaokul ve liseyi Çankaya Lisesi’nde okudum. Ortaokul ikinci sınıfındayken karnemi Özel Başarı Belgesiyle aldım. Ortaokul iki ve üçüncü sınıfındayken Amerikan Kültür Derneği’nde burslu İngilizce kursu da aldım. Sertifikam olmasına karşın, temel bilgileri biliyor olsamda yetersizim. Bu konudaki eksikliğimi şimdilerde, TÖMER’den eğitim alarak gidermeye çalışmaktayım. Aynı yıllar okul bünyesindeki Bilgisayar Eğitimleri kursuna katılarak Basic Programlama Dili Başarı Sertifikası aldım. Şimdilerde ek olarak sertifikasız Windows, Word, Power Point, Photoshop ve birçok program ile Internet’i rahatlıkla kullanabilmekteyim.”


Kitabını aradım Antalya’da birçok noktada, yok. D ve R da idi son umudum, orada da yokmuş. Ama kayıtlarında biri Balıkesir, diğeri Tekirdağ’dı sanıyorum iki kitap buldular. İkisini de sipariş verdim. Birisini kendim için, diğerini komşum olan bir başka özürlü genç Umut için. Bir hafta sonra geldi siparişlerim ve birini teslim ettim Umut’a.

“Dinle Kardeşim”in edebi değerinden çok, emek değerini gözönünde bulundurun lütfen. Ama iki açıdan da olumlu not vereceksiniz. Öneririm.

 
Toplam blog
: 355
: 1099
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1960 Ankara doğumlu bir Çankırılıyım. İşimin burada olması nedeniyle, Antalya'da yaşamaktayım. Ti..