Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Madem sizi gördüm

Madem sizi gördüm
 

Bu pozu ilk defa kim verdi de, beğenilip yayıldı bilmem!

Bilirsiniz işte; iki el bele konur, bir ayak öne atılır, bel azıcık kaydırılır, objektife bakıp, yapmacık da olsa gülümsenir...

Bu delikanlının gülüşü yapmacık değil ama!

Delikanlı kim diyeceksiniz?

Ben de bilmiyorum, Meriç Köprüsü’nün üzerinde kız arkadaşına şaklabanlık yapan, bıyıkları yeni terlemeye başlamış, sivilceli, saçları dikine jöleli, yırtık pantolonlu, sırtında gitarıyla bir üniversite öğrencisi işte...

Karaağaç’a giderken, dipleri siyah saçları sarıya boyalı kız tam deklanşöre basacakken aralarına giriverdim...

İstemeden tabi...

Kız “of ya of!” diye bağırmasaydı, ne çocuğu, ne verdiği pozu, muhtemelen kızı da görmeyecek, yaz aylarının akşamüstü nehir balıkçıları acep şimdi nerededir diye düşünerek aralarından sessizce geçip gidecektim...

&&&

Şimdi bu iki genci yanıma çağırsam ve desem ki, madem sizi gördüm,

bakın arkadaşlar zaman şu aşağıdaki nehrin sularından bile hızlı akıyor, aradan yıllar geçtikten sonra sen delikanlı, eskilerini koyduğun karton kutuda sebepsiz arayışlar yaparken bu fotoğrafı bulacaksın, için bir garip olacak, sonradan sarışın arkadaşının ismini anımsaya çalışacak, yüzünü gözünün önüne getirmeye uğraşacaksın, gelmeyecek... Belki okul bittikten sonra yolunuz Edirne’ye bile düşmeyecek... O yüzden...

&&&

Şimdiye kadar kaç kadın ve adam sonbaharı kâğıda döktü, sararıp düşen yaprakları, çıplak ağaçları ve göçmen kuşları kendine benzetti kim bilir?

Şu Karaağaç’a giden tıkırtılı yola; sonbaharda gördüğün hüzünlerini anlat desem, dile gelse, ilk ne söylerdi acaba?

“ O kadar zamanın var mı?”

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..