Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mahremiyet alanları işgal altında

Mahremiyet alanları işgal altında
 

Mahremiyet, kişinin özel alanıdır.

Başkalarına söylenmeyen, açıklanmayan, kişiye ait gizler, gizemler, kişinin kendi özelleridir..

Kişinin, kendisine ait olduğu alanlara, ruhun gizli kasaları da diyebiliriz.

Bu alan, başkalarının ellerine, dillerine, gözlerine bırakılamaz.

Kişinin kendi özeli olan mahremiyetlere saygı gösterilmelidir . Bu bir haktır.

Yaşadığımız toplumda, bilerek veya bilmeyerek ya da kültürel değer yargılarımıza göre bu alana saldırılar olmaktadır.

Hiç kimse, bankamatiklerde, otobüslerde, metroda, sıraya girerken kulağının dibinde soluk sesi, bir göz, bir el görmek istemez.

Özellikle bankamatiklerde sıraya girdiğinizde ensenizin dibinde biri, sizin yaptıklarınızı gözlemleyen biri,- her ne kadar o kişi kötü niyetli değilse bile- sizi rahatsız eder. Sıralar arasında en az birer metrelik mesafe olmalıdır. Her kişinin fiziksel olarak da mahremiyet alanı vardır. Bu alana girmek, kişi hakkına saygısızlıktır. Kimse burnunun dibinde birini istemez.

Toplumsal değer yargıları ve kültürler bu mahremiyet alanları konusunda farklı yaklaşımlar sergileyebilirler.

Almanya'da öğretmen olarak çalıştığım dönemlerde önemli gözlemlerim oldu. Alman öğretmenler öğrencilerine kesinlikle yakın durmuyorlar, öğrencilerin de yakın durmasını istemiyorlar. Soğuk bir davranış gibi algılansa da doğru olduğuna inanıyorum. Çocuklar, mahremiyeti, kendi özel alanına kimseyi yaklaştırmamayı öğreniyorlar. Gazetelerden okuyoruz, iyi niyetle olsa bile okullarda bu tür yaklaşımlar yanlış anlaşılıyor ve problem oluyor.

Televizyonların sabah kuşağı programlarına dikkat ettiğimiz zaman, kişilerin mahremiyet alanlarına girilmekte, kişilere baskı uygulanmakta, aşağılanmakta topluma madara edilmektedir. Özellikle de program sunucuları tarafından taraflar birbirine düşürülmektedir. Bu programlar yüzünden bunalıma giren bir çok insan vardır. Bu tür programlar kişilerin özeline girildiği için sakıncalı ve suç unsuru oluşturuyor.

Gelelim dünyamızı sarsan, Youtube ve Facebook'ta ki önemli gelişmelere. Kişilerin özel yaşamları, kendilerine ait olan her şey, artık her yerde durumuna geldi.

Bazıları bu durumdan mutlu olabilir, özellerini herkesle paylaşabilir, o kendilerinin bileceği iş. Gel gör ki kişiselinin yayınlanmasını, başkaları tarafından yayınlatılması kişileri çok rahatsız edebilir, bunalıma sürükleyebilir. Bu iki sitede de hakaret boyutlarına varan , insan psikolojisini bozan durumlar var. Öğrenci , sınıfta öğretmenini çekiyor, gönderiyor, Youtube'ye. Youtube'de yutuyor. Bu gibi durumlar, kişilerin özelleri, çok yanlış bir şekilde ve büyük boyutlarda kullanılmaya başlandı. Bu işlerin sonu nereye varacak merak ediyorum.
Şimdi şehirler kasabalar büyük kameralarla donatıldı. Güvenlik gerekçesiyle yapılan bu uygulama, hepimizi gözetim altında tutuyor, özgürlüklerimizi tehdit ediyor.
Mahremiyetlere, mahremiyet alanlarına saygılı gösterelim. Kimse mahremiyetini başkalarıyla paylaşmak zorunda değildir.
Kişilerin mağdur olmaması içinde yasal düzenlemeler- uluslararası düzeyde- yapılmalıdır.

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..