Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '14

 
Kategori
Siyaset
 

Manavgat Ulualan’da amaç rant mı hizmet mi?

Manavgat Ulualan’da amaç rant mı hizmet mi?
 

www.loadtr.com


25 Ocak Cumartesi günü AK Parti belediye başkan adayı Recep Barut seçim ofisinin açılışını yaptı. Sn. Barut’un konuşmalarından anladığımız kadarıyla iktidarın Ulualan Mevkii ile ilgili planları var. Ulualan’ı imara, turizme açacaklarmış. Bu da Manavgatlıların hayrına, çıkarına olacakmış! 
 
Öncelikle Ulualan'da ne yapılacağı, nasıl yapılacağı hakkında Manavgatlıların, Manavgat'ta yaşayanların en ufak bir ilgisi, bilgisi, dahili yok. İktidar karar vermiş, bunu da mahalli seçimlere yaklaştığımız şu günlerde müjde olarak açıkladılar. 
 
Öncelikle... Bu yıl ne kadar eklendi bilmiyoruz ama geçen yıl eklenen 15 bin yeni yatak ile kapasitesi 185 bine ulaşan Manavgat’a kış geldiğinde, turizm personelinin yaklaşık % 70’i hala boşsa ve milyon dolarlık yatırımlar kışın nadasa çekiliyorsa, ne doğrudan turizm alanında çalışanlar, ne de dolaylı olarak turizmden yararlananlar için bunun bir çözüm olmadığı açık.
 
Sorun, var olana durmadan yeni eklemlemeler yapmak, kalan son alanları, kıyıları da betona kurban etmek değil rasyonel çözümler üretmekten geçiyor. Unutulmasın ki insanlık bizimle son bulacak değil. Bizden sonrakileri hesaba katmak zorundayız. 
 
Kaldı ki turist de serbest değil. Çoğu, otel yahut tur rehberlerinin denetimi, gözetimi, hatta ablukası altında. Ancak onların anlaştığı-sözleştiği-işaret ettiği merkez ya da mağazalardan alışveriş yapabilir, onların paketleyip satttığı turlarla gezip-dolaşıp eğlenebilir. Küçük esnafa kalan ise kırıntılardır. All Inclusive denilen sistem de bir nevi bunun tezahürüdür . 
 
Etrafındaki esnaf üç-beş kuruş kazandı diye, büyük bir hezeyanla mülki ya da idari amirlere koşup esnafı şikayet eden genel müdürler tanıdım ben. İçim yandı da ağlayamadım. 
 
Dolayısı ile kimse kimseyi aldatmasın. Diğer tüm alanlarda olduğu gibi, turizm alanında da bir tekel oluşmuş durumda. Ve bu  tekeli elinde bulunduranların pastayı paylaşmak gibi bir niyeti yok. Kaldı ki turizm personeli bir nevi modern köledir. Ne iş güvencesi vardır ne de yarına güveni. Ne de başı dara düştüğünde arayanı soranı. Buna hükümet de dahil! Hatta en başında! Hak arama aracı olan adaletle ilgili harçlara yaptığı %600'lere varan zamlarla. 
 
Vatandaşın en ufak borcunu, cezasını sistem üzerinden gören, takip eden ve yeri geldiğinde tüm hesaplarına, kredi kartlarına ve dahi mirasına bloke koydurtan hükümetin hangi yetkili organı ya da temsilcisi, kışın boşta kalan bu insanlara, ne yiyor, ne içiyorsunuz diye sormuş bugüne kadar?
 
Ben duymadım. Duyan varsa beri gelsin!
 
Aslında herkes biliyor ki Manavgat’ı, Manavgatlıyı doyurmak-kayırmak değil burada öncelikli amaç. Yaşanan son olaylar bir kez daha gösterdi ki; yolsuzluğun en önemli ayaklarından biri de imar. Onun için kimseyi aldatmasın, martaval okumasın. Gayrı karnımız yok. 
 
Velhasılı bu işler Sn. Recep Barut’un anlattığı ya da parlattığı gibi masumane işler değil. Bunun böyle olmadığını en iyi bilenlerden birisi de eminim kendisidir. Tıpkı pek bi masumane gösterilmeye çalışılan büyükşehir ya da nam-ı diğer bütünşehir yasasında olduğu gibi…
 
Sormak istiyorum;
 
30 Mart’tan sonra tüzel kişiliğini yitirecek olan köylerde yaşayan köylüleri ne bekliyor olacak? 
 
Yoksul orman köylüsü, derme çatma da olsa, başını sokacak bir dam (ev) yapmak istediğinde, kaç para ödeyecek belediyelere? 
 
Bunu bütün adayların anlamasını ve anlatmasını dilerim açık yüreklilikle. 
 
İşlerine geldiğinde son derece karmaşık olan, uzmanlık gerektiren konularda bile (anayasa örneğin) köylü Hatçe kadına, çiftçi Hasan dayıya, çoban Mehmet emmiye konuyu oylatanlar, doğrudan doğruya köylüleri ilgilendiren böylesi hayati bir konuda köylünün fikrini sormamış, referandum sandığını köylünün önüne koymamıştır.  Tıpkı Manavgat'ta Manavgatlıyı doğrudan ilgilendiren ve neredeyse kalan son kıyılar olan Ulualan konusunda ne yapacaklarını sormadıkları gibi... 
 
Vatandaşın bu işlerden anlamadığını, amiyane tabirle çakozlamadığını mı düşünmekteler yoksa... 
 
Bunu yapan CHP’li bir hükümet olsaydı; Sn. Recep Tayyip Erdoğan’dan, Ahhh benim Manavgatlı gardaşım ah, ahhh benim köylü yurttaşım ah! CeHaPe zihniyeti böyledir işte! Sizi adam yerine koymazlar, fikrinizi sormazlar, dayatırlar ancak (!) klasiğini dinler miydik, dinlemez miydik? 
 
Açık yüreklilikle cevap verin ey ahali!
 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..