Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Marketlerdeki sebze meyvelerdeki tarım ilacı kalıntı durumları...

Marketlerdeki sebze meyvelerdeki tarım ilacı kalıntı durumları...
 

Malum, artık bütün tarımsal ürünler tarım ilacı yönünden kontrol altına alınmaya çalışılıyor.

Üreticiler daha önce sınırlı olan ''Tarım İlacı Kayıt Defterini'' bu yılbaşından itibaren her sebze ve meyve için almak zorundalar.

Hale böyle deftersiz kayıtsız ilaç atılmış ürün girişi yasak. Kabzımallar almıyor, defteri olmayanı yolluyorlar ''gidip alın, ilaçlarınızı kaydettirin, onaylatın'' diyorlar.

Çarşısı pazarı, manavı marketi her tür sebze meyveyi ancak bu şekilde satışa sunabiliyor.

Çarşı pazar bir yana da marketlerin hallerinden biraz bahsedeyim dedim.

Şu anda en çok başı ağrıyanlar onlar.

Bizim arkadaşların aldıkları numunelerde zirai ilaç kalıntısı yüksek çıktığı için çoğu savcılığa bildirildi.

İsim vermeyeyim, çünkü en son aşama onlar.

Bir kamyon sebze meyveyi dağıtıyor mağazalarına.

Halde aldığı yer belli, anlaşma yaptığı yer belli, faturası elinde.

Ama o kamyondaki domateslerin kimin tarlasından geldiği, domatesin alnında yazmıyor haliyle.

Veya salatalığın...

Veya biberin...

Veya başka sebzenin meyvenin.

Kabzımal gidip tarlalardan topladığı sebzeyi kamyona yükletip götürüyor teslimediyor.

Çiftçilerden birisi bekleme süresi dolmadan hasat ettiyse ürününü, bir yerdeki kontrolde ilaç kalıntı miktarı yüksek çıkıyor ve kimin elindeyse o suçlu oluyor.

Marketlerin hali o nedenle kötü biraz.

Kullanılan ilaçlar ruhsatlı ilaçlar, yasaklanmış ilaç kullanımı bitmek üzere artık, o yönden rahatız.

Ama ruhsatlı ilacı kullanırken dikkat etmeyen üretici yüzünden en son basamaktaki marketlerin satın alma sorumluları mahkeme kapılarında maalesef.

Bu hususta kimse masum değil.

Marketler, en ucuz fiyata alım derdinde; kabzımal mal yetiştirme derdinde; üretici, hazır müşteriyi bulmuşken ürününü satma derdinde.

Üretici, para hırsıyla ilacın bitki bünyesinden atılmasını beklemiyor.

Kabzımal, para hırsıyla bile bile alıyor yeni ilaçlı sebze meyveyi.

Marketçiler, para hırsıyla kırabildiği kadar fiyat kırıp döküntüydü ilaçlıydı bakmadan alıyor ürünü.

Bakanlık işi bayağı sıkı tutuyor ama.

Şakası yok, tahlilerde ilaç kalıntısı bulunan manavdı, marketti savcılığa yazılıyor.

Hapis cezası var ve paraya çevrilemiyor.

''Bilmiyorduk'' demenin de anlamı yok.

Bu piyasada herkes herkesi bilir. Kim ne ilaç kullanmış, nerden almış, ne zaman bahçeye ilaç atmış, kaç gün sonra toplamış bilinir. Üreticiler birbirini bilir, kabzımalın kulağı deliktir, bilir. İlaç satanlar bilir. Kahvede konuşulur herşey :)

Bilmeyen market alım sorumlusu da, tecrübe kazandıkça öğrenir bu işin inceliklerini. Öğrenemeyen de mahkeme kapılarına düştüğünde, tek tek o domateslerin hangi bahçeden toplandığını öğrenir. Canı yanmışken öğrenmemesi de mümkün değil zaten :)

Şimdi marketler artık doğrudan üreticiden almaya yöneliyor, haberlerini görüyoruz medyada. Bundan sonra kalıntı analizi yaptırmadan da kolay kolay toplatmazlar tarladan veya seradan veya bahçeden.

Geçen hafta klasörler doldu marketler için savcılık yazısı yazmaktan.

Ayrıca...

Daha önce de yazmıştım:

Sade vatandaş olarak herkes, tipini beğenmediği domatesi '' ALO 174'' e şikayet edebiliyor. Bakanlık ekip gönderip o reyondaki ürünleri analiz ettiriyor, gerekli cezai işlemleri yapıyor ve vatandaşı sonuçtan haberdar ediyor.

Bakanlık işi hakket sıkı tutuyor, du bakali n'oolcek :)

 
Toplam blog
: 403
: 1023
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Kendi halinde biriyim, ziraat mühendisiyim. Emekli oldum ve kendi işimi kurdum. İzmir'de yaşıyoru..