Maskeler Ortaya

Hergün benzer tavsiyeleri okuyor duyuyoruz medya organlarında. Domuz gribinden-aslında bütün bulaşıcı hastalıklardan- korunmak için ellerinizi yıkayın, insanlara yaklaşmayın, tokalaşmatın, öpüşmeyin vs. Oysa belki bunlar kadar etkili bir tedbir var hastalıktan korunmak için. Bu konu fazla vurgulanmadı maalesef. Belki de toplumumuz görüntüye çok önem veren ve elalem ne der diye çok düşünen bir toplum olduğundan fazla uygulanmıyor. Oysa pratik ve etkili. Kalabalık yerlere girerken maske takmak. Hatta en az 5 mağazanın bulunduğu alışveriş merkezlerine girerken maske kullanımının zorunlu tutulması. Çin'de kuş gribi salgını varken herkesin maskeli gezdiğini görüyorduk. Oysa bizde yok denecek kadar az. Oysa otobüslerer metroya, minibüslere her an doluşan, inen binen insanların arasında kimbilir kaç hasta var. Bu beni ürkütüyor açıkçası. Maske kullanmak istiyorum ama ben de bu toplumda yaşadığımdan çevrenin bakışlarından çekinip takmıyorum. Sadece mendille ağzımı burnumu kapatıp seyahat etmeye çalışıyorum. Bu da dikkat çekiyor tabii ama ne yapayım hastalanmadan tedbir almaya çalışmak en doğrusudur her zaman.

Sözün özü: hastaysak çevreye bulaştırmamak, hasta değilsek çevremizdeki hastaların mikroplarından korunmak için çok etkili olacağından; maske takalım diyorum ve özellikle kapalı yerlerde maske kullananların sayısının sıklaşmasını dörtgözle bekliyorum.

Haydi teyzeler amcalar, ablalar, abiler, kardeşler vs. maskeler ortaya. Daha fazla gecikmeden otobüste, minibüste, , metroda, trende, sinemada, alışveriş merkezlerinde..bütün kalabalık ortamlarda maske takalım..

Sloganımız: Hasta etme hasta olma. Maskeler ortaya.

Hastalık daha fazla yayılmadan.

Not: Biraz pazarlama yazısı gibi oldu ama neyse.. Saygılar.