Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Necip Köni - Adana / TR

http://blog.milliyet.com.tr/necipkoni

25 Ağustos '08

 
Kategori
Blog
 

MB yazarlarından Ahmet Balcı - İstanbul

MB yazarlarından Ahmet Balcı - İstanbul
 

AHMET BALCI-İSTANBUL (MB) Milliyet Blog yazarı


Sevgili (MB) Milliyet Blog ve Antidepresan T.A.Ş Arkadaşlarım...!


Merhabalar...! Herhalde bu yazım, İstanbul'dan yazılar serisinin sonuncusu olacak, zira yarın akşam memlekete dönüş seyahatim başlayacak. Adana sıcak falan diye buralarda ayak sürterken, bir baktım ki İstanbul'un havası bir haftadır o kadar çok değişti ki, nerdeyse Çukurova (Adana, Mersin, İskenderun, Osmaniye) ve Antalya'nın sıcak-rutubetli bunaltıcı havasını yakalamış oldu.

Gelelim bu blog yazımın ana konusuna, bir müddettir ortalardan kaybolmuş sevgili Ahmet Balcı hakkında;

Tarih=24.Ağustos.2008-Pazar,
Yer ve mekan = İstanbul - Bakırköy semti - "Capacity" Alış veriş merkezi
Saat = 15.30 - 18.30 (Yaklaşık = 3-Saat)

Çok çok sıcak ve rutubetli bir İstanbul gününde, eksik olmasın can dostum, güzel insan sevgili kardeşim, (MB) Milliyet Blog arkadaşım ve yazarı Ahmet Balcı, bu sıkıntılı havaya aldırmadan büyük bir cefa ile karşı Anadolu yakasındaki bulunan Pendik'deki evinden kalkıp, Bostancı'dan deniz otobüsü ile benim yaşadığım Avrupa yakasındaki Bakırköy semti iskelesine sağ salim gelebildi. :)))

Sevgili Ahmet Balcı, tahmin ettiğim gibi çok sevecen, samimi, soyadı gibi "Bal" olan tipik bir Anadolu insanı çıktı karşıma. Ahmet kardeş ile aşağı yukarı 15-aydır (MB) Milliyet Blog kanalı ile sanal ortamda yazışıp, şakalaşıyorduk. Fakat Bakırköy iskelesi önünde karşılaşır karşılaşmaz, hemen birbirimizi tanıdık, zaten onun kulağında telefon, benim kulağımda telefon birbirimiz ile irtibatlıydık.

Havanın çok sıcak ve bunaltıcı olmasından dolayı, hemen kendimize klimalı bir ortam buluverdik. Ne de olsa bu konuda bendenizin bir Adana sıcaklığı konusunda ihtisası vardı.:))) Her neyse hemen gidip, kendimize bulduk bir mekan. Sohbete hararetimizi indirecek birer çayla başladık. Tabii tahmin edersiniz belki iki inşaatçı karşılaşırsa ne olur? Elbette koyu meslek muhabbetlerine giriverdik birden bire.

Bu arada kendisini tanıyan bütün blog arakadaşlarımızın, bir müddet aramızdan neden ayrıldığına, neden yazmadığına sıra gelince, tabii biraz da benim ataklarımla (Denizli'den sevgili öğretmenim Fatma hanımın mesajını da bu arada kendisine ilettim) niçin veya niye soruları ile biraz sıkıştırdım. Söyle bakalım Ahmet kardeş, seni kimler üzdü bakayım? (Elbette şaka mahiyetinde)

-Yok be ağbi öyle bir şey yok, blogda ben herkesle çok iyiyim, neden beni üzsünler ki.? Neden ben bloğa küsüp gideyim.? Benim şu sıralarda işlerim yoğun, sen anlarsın şantiyecisin, inanırmısın yeri geliyor bir lokma yemek yemeyi dahi unutabiliyoruz bazen. Örneğin yarın İzmit, Adapazarı gideceğim. Ancak fırsat bulabildiğim anda internete girip, mesaj ve yorumlara bakabiliyorum. Gerçekten de anlatıkları şantiye konularında sevgili Ahmet kardeşim çok çok haklı. Aslında bu konu hepimiz içinde geçerli. "Önce ekmek parası, sonra blog"

Takriben bu internete uzak kalma işinin takriben bir ay, yani Ramazan (Şeker) bayramı sonuna kadarda sürebilecğini, yalnız aralarda belki fırsat bulabilirse, bir şeyler yazmaya gayret edeceğini bendenize beyan etmiş oldu böylelikle.

Biraz (MB) blogdan bahsettik, ancak (A) iyi, (B) kötü diye bir sohbetimiz olmadı, zaten bizim kitabımızda bu tip konuların olmaması da çok normaldi. Bu arada sohbet ederken sevgili Ahmet, birden aklına geldi, telefonu ile İzmir'de yapılan "Kahve" toplantısından Sn.Fulya hanımı "İzmir-mavilim" aradı. Tabi bu arada bende telefon ile İzmir'den Fulya hanımla çok kısa bir tanışma ve hatır sorma ile tanışmış oldum Ahmet Balcı kardeşimin vesilesi ile.

Birazcık ailelerimizden bahsettik, iş problemleri, benim yurt dışına gidip, gitmeme gündemi ancak çok kısa olarak geçiştirdik. Bu arada ben arada sırada fotoğraf çektim tabii her zamanki gibi. Türkiye'nin ekonomisi, siyaseti sanki birer paragraf şeklinde kısacık kısacık üzerinden şöyle bir pekiştirdik.(Pekiştirme=sağlamlaştırmak, tahkim etmek, (mecaz) güçlendirmek) Bu arada benim hazırlamış olduğum "Çizgilerin dili" kitabımı imzalı olarak sevgili Ahmet kardeşime, onunda bana hediye olarak almış olduğu "Petrolun sihirli dünyası Bakü" ve "Depremler" adındaki iki kitabıda bana verdi eksik olmasın.. Düşünmesi bile benim için yeterliydi. Buradan kendisine tekrar çok teşekkür ederim.

Sevgili Ahmet Balcı kardeşim, karşı tarafa geçeceği ve yolununda uzun olması nedeni ile saat=19.00'deki Bakırköy iskelesinden kalkacak deniz otobüsüne yetişeceği için, bu güzel ve hoş sohbetimizi, muhabbetimizi ancak saat=18.30'da sonlandırmak zorunda kaldık.

Sizlere bol bol sevgiler ve saygılar sunarım, efendim...

NECİP KÖNİ - İSTANBUL / TR

EKİ*RESİMLER* -AHMET BALCI ile YAPILAN SOHBETDEN FOTOĞRAFLAR-

 
Toplam blog
: 298
: 8548
Kayıt tarihi
: 07.06.07
 
 

Necip KÖNİ - İnşaat Mühendisi olup, güzel sanatlar onun bir hobisidir. Resim yapmak (karakalem çalış..