Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '10

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Medya aynaya bak gör halini...

Medya aynaya bak gör halini...
 

YÖK'ü protesto eylemi...


Radikal yeni biçimi ve söylemiyle ve de yürüttüğü reklâm bombardımanı ile dikkatli okurların göz ardı edemeyeceği kadar hayatın içinde.

Malum 6 Kasım 2010’da bir zamanlar sol/sosyalist/İslamcı hemen herkesin karşı olduğu darbe ürünü biricik “YÖK’ümüz” yirmi dokuzuncu yaşına adım attı.

İslami referansları olanların türban sorunu yüzünden kökten karşı olduğu YÖK fetih edildikten sonra başbakan kaldırmaktan değil revize etmekten söz ediyor. Kendine demokratlık sürüyor.

Peki, sol/sosyalistler/devrimciler yani toplumun vicdanı ne diyor bu revize edilmesi gereken YÖK’e,”AKP’de YÖK’e de Hayır!

Nitekim 6 Kasım’da Türkiye’nin farklı illerinde protesto edilen YÖK’e dair en kapsamlı tepki Ankara’da yapıldı. Bende -gazetelerin internet sayfalarında sağlıklı bir şekilde veril(e)meyen- protesto izlenimlerimi bir hayli geç zaman diliminde Milliyet Blog’da paylaştım. Bu yazıyı yazmaya da izlediğim YÖK protestosunun medyada veriliş biçimi itti. Protesto gece yarısı baktığımda ulusal gazetelerin internet sitelerinde ya hiç görülmemiş ya da sağlıklı bir şekilde verilmemişti. Protestoyu izleyemeyen okurun/yurttaşın sağlıklı haber alıp değerlendirme yapması/hakkı resmen gasp edilmişti.

Radikal’in sitesindeYÖK'ün kuruluş yıldönümü Türkiye'nin birçok kentinde yapıan (yapılan) yürüyüşlerle protesto edildi” alt başlığı ile verilen haberde ilk yanlış başlıkta göze çarpıyordu.(Şu an itibarı ile de haber aynı biçimde duruyor.)İstanbul’da yapılan eylemler kısaca verildikten sonra Ankara eylemleri “Ankara’da Miting” başlığıyla sayfada yer bulmuştu. İlginç olan ise öğleden önce ve sonra yapılan eylemler ile ilgili haberde herhangi bir ayrıntı yoktu. Ankara’da protestonun öğleden sonra Ziya Gökalp caddesinde miting gibi yapılanı görülmemiş Sakarya’daki eyleme yer verilmişti.

Aynı eylemler bugünkü Radikal’de sekizinci sayfada sol alt köşede internet baskısına göre daha objektif verilmişti ve haberin devamında “Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği” ile ilgili haber yer alıyordu.

Özet olarak internette yer alan haberde dün yapılan iki farklı protestonun ayrıntıları ve nedenleri sorusunun yanıt yoktu. Blog’a yazdığım haberde konuya ilgi duyan okura en azından öğleden sonra yapılan eyleme kimlerin katıldığını yazarak bir fikir verme yolunu seçtim ama “Başbakan’ın kuklasının yakıldığı”nı ise atlamışım. Radikalde yer alan haberde bu ayrıntı yer alıyor.

Hürriyet internette ise İstanbul eylemi görülmüş ancak Ankara’da yapılan protestolar atlanmıştı. Pazar günü ise internet sayfasına kısa bir haber olarak yer bulabilmişti. Bu günkü Hürriyet ise habere sayfalarında yer vermişti.

Vatan gazetesi internet baskısında “YÖK'ü protestoya sözlü saldırı!”başlığı altında konuya kısaca değinmiş Ankara’da miting gibi gerçekleşen protestoyu görmemişti.

Dün gece yarısı bu yazıyı oluşturmak için araştırma yaptığım 00.18 sularında Milliyet com tr’de Ankara’daki eylemi görmemişti.Bugünkü Milliyet’te aynı tavrı devam etmişti.Yazıyı hazırladığım pazar akşamı saat 20:10 itibarıyla internet sitesinin ege ile ilgili YÖK haberleri yer almaktaydı.

Dün akşam aldığım notlara göre Habertürk, Cumhuriyet, Sabah, Star, Bugün, Zaman, Akşam, Taraf gazetelerinin internet siteleri de haberi görmemişti. Yine notlarıma göre, Anadolu ajansı Ankara Sakarya’da öğleden önce yapılan protestoyu iki buçuk satırla abonelerine duyurdu. Öğleden sonraki miting gibi gerçekleşen protestoyu görmedi. DHA, İhlas görmedi.

Kanal D haber izleyebildiğim kadarı ile protestoları verdi. Hayat TV ise öğleden önce yapılan protestoyu uzun sayılabilecek ölçüde (katılımcıların bir kısmı partileri olduğu için) verdi. Aynı televizyon öğleden sonra miting gibi gerçekleşen YÖK protestosunu çok kısa olarak izleyicilerine ulaştırdı.

Diğer ulusal kanalları izleme olanağı bulamadım.

Binlerce öğrencinin yer aldığı protestoyu izleme olanağı bulmuş bir gazete okuru/yurttaş olarak basının yani moda deyimle medyanın tavrı içler acısı. Doğal olarak insanın, “Hani bunlar 12 Eylül karşıtıydı?” sorusunu sormasını gerektiriyor.

İsterseniz bu haber anlayışını birde Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden Ankara’ya gelerek protesto edenler açısından bakalım. Hani günün moda deyimiyle “empati” yapalım. İnandığınız sol/devrimci/demokratik değerlerin gereği olarak 12 Eylül faşizminin üniversiteleri zapturapt altına alma anlayışının ürünü YÖK’ü protesto ederek vicdani bir eyleme katıldınız. Üstelik polisin uzaktan seyretmesi nedeniyle herhangi bir şiddet olayı olmadan da evlerinize döndünüz ama katıldığınız protesto sağlıklı, tarafsız bir biçimde medyada yer almamış, ne düşünürsünüz?

Sonuç olarak gazetelerimizin, televizyonlarımızın hali içler acısı. Ve bu durum koşulsuz iktidarın egemenliğine geçen YÖK’e karşı yürütülen protestoların neden görmezden gelindiğini, objektif bir biçimde neden verilmediğine dair “ileri demokrasi”miz(!) hakkında bir sonuca varmamıza olanak sağlıyor.

İster istemez basının kendini sansürlediği, sağlıklı habercilik yap(a)madığı, iktidar karşısında veya yanında aldığı pozisyona göre habere çarpık bakışın egemen olduğu, değerlendirileceği bir garip süreci yaşıyoruz.

Ve gazetelerin satış tiraj/sayısındaki problemin aslında gazetelere egemen olan yukarıda özetlemeye çalıştığım nedenlerden kaynaklandığını düşünüyorum.

Radikal gazetesi yazıya başlarken de söz ettiğim gibi farklı amaç ve söylemlerle yola çıktı. Ancak yeni biçiminin dışında bir bakıma iktidarın açılım politikalarının değirmenine su taşıyor izlenimi ediniyorum.

İktidarı eleştiren herhangi bir manşetine tanık olmadık okur olarak. Yinede haberciliği açısından biraz daha izleyip değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum ama “Radikal devrim” gerçekten basında devrim yarattı mı sorusunu her sayısında sorarak…

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..