Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '10

 
Kategori
Güncel
 

Atam sen rahat uyu,biz zaten izindeyiz...

Atam sen rahat uyu,biz zaten izindeyiz...
 

Seni ebediyete uğradığımız günden bu yana gösterdiğin hedefler doğrultusunda bıkmadan çalışıyoruz.

Korumak için uğruna darbeler yaptığımız Cumhuriyet ‘i medeni ülkeler seviyesine çıkarmak için azim ve kararlılığımızdan hiç taviz vermedik.

Artık dünya düzeni senin bildiğin gibi değil.

Kurduğun fabrikaları küresel ekonomi politikalarının gereği olarak özelleştirip, yerli/yabancı sermaye ile üleştik.

Köylü milletin efendisidir demiştin” sözlerinin gereği olarak tarımı hayvancılığı cazip olmaktan çıkarınca neredeyse hepsini şehirlere gönüllü olarak topladık. Şimdi müteşebbis iş adamlarımızın birçoğu fason üretim yapan fabrikalarında asgari ücretin yarısına seve seve çalışıyorlar.

İşadamlarımız da dünya ile boy ölçüşecek servetlere kavuştular. Boğazdaki yalıların yeni sahipleri yeni zenginlerimizden. Kadınlarda çağ atladı. Artık medeniyetin gereği olarak ikinci, üçüncü eş olmayı seçen özgür ve türbanlı kadınlar jeeplerinde mutluluktan uçuyorlar.

Hele yurttaş bir bilinçli ki sorma atam; bir kap yemeğe oyunu severek verecek kültür seviyesi ile Avrupa ülkelerini bile geçtik. Fransa, Almanya, İngiltere hatta Yunanistan da hükümetlerinin ekonomi politikalarını beğenmeyen yurttaşları her gün sokaklarda mümayiş yapıyorlar. Bu ülkelerde her seçimde neredeyse iktidarlar el değiştiriyor. Seçmeni cahil onların ama bizde öyle değil..

Cumhuriyet tarihinin en çok özelleştirme yapan hükümetini halk hala destekliyor. Üçüncü kez seçileceğine dair kamuoyu araştırmaları yapan şirketler toplumu yönlendiriyor. Sivil toplum kuruluşları, liberaller, İslamcı köşe yazarları da ellerinden geleni yapıyorlar.

Dünya ülkeleri başbakanın seçimlerde gösterdiği başarının sırrını merak ediyorlar, devlet sırrı gibi saklıyorlar.

Bir kere bizde basın özgürlüğü var, diğer ülkeler gibi patronlar basını kontrol etmiyor. Ha o ülkeler basın özgürlüğüne uygun davranmayanları eskiden bombalı suikastlar ile dersini veriyordu, şimdi hapishanelerde süründürüyorlar. Birde AB, ABD din sömürüsü yapıyorlar. Milleti cahil, güpegündüz sokakta gazeteci öldürüyorlar. Avrupa ülkelerinde üniversite rektörleri, bilim adamları, gazeteciler, asker, polis, sıradan yurttaşları hükümeti eleştirdi diye mahkemelerde sürünüyorlar.

Daha dün AB ile ilgili ilerleme raporlarını açıkladık. Türkiye’ye ziyarete gelmek isteyen Almanya cumhurbaşkanını kabul etmedik.

Fert başına düşen milli gelirimiz on bin dolara dayadı. Dünya gıda sıkıntısı yaşıyor. Gemilerle kesimlik havyan ihraç ederek döviz fazlası verdik.

Eğitimde de çağın ilerisindeyiz. Üniversitelerimiz dünyaya bilim adamı yetiştiriyor. Yalnız küçük bir türban sorunu gündeme geldi. Üniversiteleri zapturapt altına almak için kurulan YÖK’ün başkanı yüksek öğrenimde bu sorunu yüzde doksan sekiz oranında çözdü ama çağdışı kafalara sahip bir kısım siyaset erbabı kız çocuklarının türban ile ilköğretim okuluna, ortaöğretime de giremeyeceğini söylüyor. Bunlar katı laikçi görüşlerini birde sizin adınızı kullanarak savunuyorlar.

İlginç olan bu düşünceyi öne sürenlere cumhurbaşkanının türbanlı eşi de destek çıktı. Neymiş efendim ilköğretim yaşındaki kızlar kendileri karar veremezlermiş. Cumhurbaşkanı da destek çıkmasın mı, ortalık biraz gerildi. Ama biz ileri demokrasi ile bununda üstesinden geliriz.

Birde Kürt sorunumuz var.

Açılım süreçleri ile çözmek için elimizden geleni yapıyoruz, “müzakere” aşamasındayız..

Eğitim, sağlık gibi temel insan haklarını da piyasa ekonomisine açıyoruz. Başbakanın deyimiyle otuz iki etnik kökene mensup yurttaşlarımız kuzu kuzu katkı paylarını veriyorlar. Hastaneleri de özelleştireceğiz.

Öğretmenler,“Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” sözüne yaraşır bir şekilde yemeden içmeden çalışmaya devam ediyorlar. Yoksulluk sınırının altında çalışmak için MEB’nin kapısında bekleyen o kadar çok öğretmen adayı var ki…

Sen rahat uyu biz zaten izindeyiz!

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..