Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '08

 
Kategori
Eğitim
 

Mehmet Akif’ten hatıra

Hayatta vazgeçilmezlerimiz vardır. Büyüklerimiz gün gördükleri için bizden daima güne önde başlarlar. Güne derken hayatın her alanında ilkleri yaşamışlardır.

Bizden önce zorlukları kolaylıkları, acıları sıkıntıları görmüşlerdir. Onun için öğüt verirken onlara derler ki: Ne de olsa güngörmüş adam.

Önde başlamaları da gayet normaldir. Tecrübenin vermiş olduğu birikimin neticesinde, yeni yetişen bizler için, onların söyledikleri önem arz eder.

Hem dinlemeliyiz, hem de uygulamalıyız, büyüklerimizin öğütlerini.

Babalar çocuklarının hayatta başarılı olmaları için tüm tedbirleri alırlar. Özellilikle okul çağında ki çocuklarına doğruluk üzerine eğilmelerini anlatırlar.

Doğruluğun faziletini ve faydalarını genişçe anlatırlar. Hem anlatmalıdır babalar, hem de yaşamalıdırlar. Her işlerinde mutlak surette doğru konuşmalıdırlar. Doğruluk ağzımızda ve kitapta kalmamalıdır.

Başarılı olan tüm işadamlarımızın birinci vasıflarının doğruluk olduğunu kitaplardan okuyoruz ve de konuştuğumuz canlı şahitler de başarının burada yattığını anlatarak, böyle olduğunu anlatıyorlar.

Yanlışını sezdiği zaman babalar, çocuklarının akla gelmeyecek stiller de denemelerde bulunabilir. Aşikâr söylenince bazı konulardan iyi netice alınmayabilir. Babalar öğrenim gören çocuklarının özellikle kitap okumalarını isterler.

Kitap okumanın dünyayı okumak, insanları anlamak, insanları anlamanınsa hayatta başarılı olmanın birinci şartı olduğunu bildiği içindir.

Doğruluğun örnek yaşantısını nereden öğreneceğiz? Mezarlıkta yatmakta olan örnek şahsiyetlerin yaşantılarından.

İşte size çarpıcı örnek. Mehmet Akif Ersoy arkadaşıyla anlaşır. Karar alırlar buluşmak ve görüşmek için. Buluşma vaktine yakın zamanda, fırtına, dalga, yağmur başlayarak ulaşımın çok güç olacağı şartlar meydana gelir.

Ama adam olan adam sözünden dönmezdi. Mehmet Akifçin özelliğiydi buydu. İşte bu yüzden değerlidir tarihteki insanlarımız.

İşte büyük insan olmanın birinci şartı verdiği sözde durmaktır. m.a. ersoy bütün şartları zorlayarak sırılsıklam arkadaşının evine ulaşır. Yağmura, fırtınaya, dalgalara asla aldırmaz.

Ne yazık ki, arkadaşı evde beklemez. O büyük insan, benim arkadaşım, ölümcül hastalık ve ölümden başka şartlarda sözünden dönmemelidir der.

Gücenir. Arkadaşının evine girmeden ayrılır.

Bu gün birçok insanın önünde söz veripte tutmayanları görse idi ne derdi acaba? Soruyorum kendime ve diyorum ki, vaadinde durmayanlara aldırma diyor aklım.

İşte ben bu çarpıcı örneği okuduktan sonra gözümün önünde birçok olaylar geldi geçti. Hayatımızda yalan olmayanlar pişman olmazlar.

Çünkü yalanı sevmeyenlere ne mutlu. Hileye başvuranlar makbul insanlar değillerdir. Maçlardan önce ve sonra birçok şayia çıkıyor. İsmi olan, olmayan oyuncuları oynattın veya yazmamışken, yazmış gibi davranıyor dedikodularının ayyuka çıktığı olur.

Dürüstlükle maruf olan kişiler, maç kazanmak uğruna çok önemli vasıflarını ayaklar altına düşürmemek için karşı takıma haber verir.

Maç kaybedilince tekrar kazanılır.ama itibar kaybedilirse belki hiç kazanılmaz..

Kendi içimizde bazen yanlış veya yalan konuşmak geçer. Yalanın yılan, yılanında zehirli olduğunu öğrenen nesil yalana tenezzül etmez.

Geçmişimizde çok doğru insanlar geldi geçti. camiideki anlatılanları iyi değerlendiren kişilerin yalan söylemelerini düşünemiyorum.

Gelin görün ki çoğu insan yalanla sırdaş olmuş. Önce doğruluğu kendimize düstur edinmeliyiz.

Bu duygularla miraç kandil inimizin doğruluğa kapımızın açılışı olsun.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..