Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '09

 
Kategori
Magazin
 

Mehmet Ali Erbil: Hapse girmek istiyorsan Davut’u sor

Mehmet Ali Erbil: Hapse girmek istiyorsan Davut’u sor
 

Kıymetli şovmenimiz Memedali Beey, (Mehmet Ali Erbil) İDO’yu eleştirdiği için hapse atılmayı bekliyormuş. Efendim, Sayın Erbil’in bindiği hızlı feribot AKP’nin seçim otobüsünü beklediği için yirmi dakika geç kalkmış, bir de feribottaki televizyonlarda Kanal 24 gösteriliyormuş da bunlara isyan etmiş. Televizyon yayınının prosedürü nedir bilmem ama feribot eğer AKP’nin seçim otobüsünü beklediği için geç kalktıysa Erbil şikâyetinde sonuna kadar haklıdır. Sadece AKP’nin değil, başka herhangi bir partinin ya da şahsın aracını beklediği için koskoca feribot seferini geciktirip içerdeki yolcularını bekletiyorsa İDO sorumluları hemen özür dilemeli ve benzer şeylerin bir daha tekrarlanmaması için gerekeni yapmalıdır.

Bu işin bir tarafı; ancak bir de öbür tarafı var. Erbil’in şikâyetini Star televizyonu haber yapmış, Uğur Dündar da haberi yorumlarken “yandın Mehmet Ali” demiş. Bunun üzerine sayın şovmenimiz iyice coşa gelip tekrar konuşmuş: "Artık bana iç çamaşır getirirsiniz. Artık nereye koyuyorlar bilmiyorum. Kartal'a mı gelirsiniz yoksa Silivri'ye mi... Ben uzun süredir ilk kez bindim. Oysa herkes şikâyetçiymiş. Bu kadar da olmaz ki... Birilerinin konuşması lazım" Hiçbir şeyden korkmadığını da ekleyip sözlerini Nazım Hikmet’in meşhur, “Kerem Gibi” şiirinden mısralarla taçlandırmış; "Sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa"

Hey Allah’ım ya Rabbim! Nazım’ın kemiklerini iyi ki Türkiye’ye getirmediler. İnşallah da hiçbir zaman getirilmez. Yoksa daha iyi bir dünya istediği ve bu isteğini şiirle dile getirdiği için hapislerde çürütülmüş, güç bela kaçabildiği sürgünde vefat etmiş sosyalist şairin kemikleri sızım sızım sızlayacaktı. Burası öyle bir yer oldu ki, darbeci generali de en ünlü marifeti canlı yayında yardımcısının donunu indirip adamcağızın kuşunu milyonlarca televizyon seyircisine teşhir etmek olan şovmeni de, en pespaye ırkçılığı solculuk sosuna bulayıp satmaya çalışan milliyetçisi de onun şiirlerini kullanmaya çalışıyor.

Ba ba ba! Yanana bak hele! Şovmenimiz kendini nasıl da feda etti be! İDO’yu eleştirdi, Kanal 24’e laf çaktı diye yaktılar yiğidimi yoldaşlar! Gece yarısı evi basıldı, elleri gözleri bağlanıp beyaz Toroslara bindirilip götürüldü, Filistin askılarına asılıp işkence gördü sonra da zindana atıldı a dostlar! Hemi de yanında kırk sarışınla beraber! İçerde mapusane şiirleri ezberliyor şimdi, “görüşmecim yeşil soğan göndermiş/karanfil kokuyor cıgaram” ya da “Bugün pazar/bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar”!

Yahu seni bu laflar için mi hapse atacaklar Memedali Beey? Buna cidden inanıyor musun? Uğur abin de inanıyor mu? Yoksa bu da şovlarınızın bir parçası mı? Tamam, sen şovmensin, birçok şeyi bir gösteri malzemesine çevirme hakkın var. Ama gösteri malzemesi olamayacak şeyler de vardır. Örneğin, üç beş kuruş para için programına çıkmış zavallı adamın donunu indirip onu milyonlarca kişinin gözü önünde rezil etmeye hakkın yoktur. Muhalif bir şairin şiirini ucuz şovuna konu etmeye hakkın yok. Hiç korkma, kimse seni bu lafların için hapse atmaz. Eğer öyle bir şey olursa söz veriyorum, çamaşırların benden.

Bunun için hapse atılmayacağını sen de iyi biliyorsun. Çok iyi biliyoruz, öyle milyonda bir ihtimal olsa o lafları etmezsin zaten. Eğer hapse girmeyi göze alacak bir şey yapmak istiyorsan Davut hakkında konuş.

Kim mi Davut? Babasının anlatımına göre, "Öyle sessiz, öyle bir uslu çocuktu ki, desen ‘Davut bu taşı bekle’, üstüne oturur hiç kalkmazdı oradan ha. Devamlı gülümserdi, bütün köy halkı memnundu ondan. Yolda rast gelen ona dua ederdi."

Mardin-Dargeçitli 13 yaşında bir köylü çocuğuydu Davut Altınkaynak. Bir gün eve gelmedi. Annesi onu en son Dargeçit tabur Komutanlığı'nda gördü. Bir Filistin askısındaydı. “Ana su ver” diye yalvardı Davut. Su vermesine izin vermediler annesi Hayat’ın. 14 yıl oldu. Hâlâ kayıp. "Keşke görsek, sağ olsa. Ama biliyoruz kemik oldu. Keşke Devlet dese 'sizin kemikleriniz buradadır, alın bir mezarlığa gömün'. O mezarı ara sıra ziyaret ederdik, dua okurduk, derdik ki, 'bu mezar bizim.'"

Adamı İDO’yu eleştirdi diye hapse atmazlar Memedali Beey, yanmayı göze alabiliyorsan Davut’u sor, Davut’u!..

......

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..