Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '11

 
Kategori
Şiir
 

Mehmet Doğan Şiirleri

Mehmet Doğan Şiirleri
 

Mehmet Doğan


Ne güzel şey üretmek

:::::::::::::::::::

Ne güzel şey
Tasarlayıp çizmek
Hesaplayıp ölçmek
Planlayıp biçmek
Tuğla tuğla örmek
Yükselmek göğe

:::::::::::::::::::::::::::::

Ne Güzel Şey üretmek
Ürün ki
Depo dolusu
Ambar dolusu
Silo dolusu
Havuz dolusu
Kitap dolusu

:::::::::::::::::::::::

Ne güzel şey
Yaşamak insanlarla.
İnsan gibi kardeşçe
Özgür ve birlikte.
Üreterek, paylaşarak eşitçe…


İsmail Aydoğmuş

 *

İnternete girildiğinde onlarca ‘Mehmet Doğan’ görebilirsiniz. Tanıdığım Mehmet Doğan; İnşaat Mühendisi olmasına karşın sanatla da iç içedir. Kimi kurslara katılarak ‘Yapı Mühendisliği’ alanında uğraşlarda bulunmaktadır.

Marmara Bölgesinde yaşanan depremlerde demokratik kitle örgütleri ve İnşaat Mühendisleri Odası ile ortak çalışmalara katıldı. ‘Deprem ve İstanbul’un Depreme Hazırlanması-Şehircilik ve çarpık Kentleşme Konusunda Yerel Yönetimlerin Görevi’ ile ilgili proje çalışmaları vardır. Serbest iş yaşamını Maltepe’de sürdürmektedir.

Kimi zaman ziyaret ettiğim olur. Son kez uğradığımda  şimdilerde                         üniversiteyi  bitiren oğlu Deniz Lezgin’i kutladım! O sırada kitaplaştırmayı tasarladığı şiirleriyle Doğan’ı baş başa buldum. Kendine özgü özgün ürünlerini oluşturduğu ‘Papatya Rengi Sevdalar’ adlı şiir kitabı, 2009 yılında yayımlandı. Yorumladığı güncel bir şiirini ve onu izleyen öteki ürünlerini okurlarımla paylaşmak istedim:

Tükendiğinde umudum

 Her tükendiğinde umudum;

İnsandan yana

Bir şey oluyor,

Yeniden bağlanıyorum hayata…

Bak şu insanlara;

Kan ter içinde koşturuyorlar,

Yardım konvoyuna.

Göz, kulak kesilmiş her yerleri

Yürekleri Van, Van atıyor,

Dilleri Erciş…

İki elbisesi olan birini,

Yorganını, yastığını getiriyor biri,

Baba yadigârı palto çıkmış dolaptan

Çocuğunun boğazından kesmiş mamasını,

Kucak kucak çocuk bezi

Koşturuyor bir diğeri…

Her tükendiğinde umudum;

İnsandan yana

Tam artık bitti insanlık,

İşte bu bencillik,

Bu çıkarı için satmak onurunu…

Tam artık bitti dediğimde;

Bir şey oluyor,

Yeşeriyor yeniden umutlarım,

Yeniden bağlanıyorum hayata…

 Mehmet Doğan

***

Tükendi sözler 

Çocuk uçurtmaları uçuyor yüreğimde

Sevdam takılı kuyruklarına

Çekip bırakıyorum

Selam veriyor gülümsüyor çocuklara

Süzülüyor nazlı, nazlı

Turnalara yoldaş

Kurusun üzerde gözyaşlarım…

 Avcılar pusu kurmuş subaşlarına

Keklikler ötüyor yalçın kayalıklarda

Çok yüksekten geçiyor turna sürüleri

Yaralı ceylanlar bekliyor beni…

Şimdi dilimde kırık bir türkü

Kürdün gelinini söylüyor Avşar çobanlar…

 Haber bültenlerinde manşet, manşet

Yollar kesilmiş yine

Dağ başlarında tüten değil sevda dumanı

Yakılmış ormanlar köyler obalar

Gözaltına alınmış gençler…

 Salı veriyorum ipin ucunu

Dalga, dalga dağılıyor

Kuyruğa asılı sevdalarım…

İçimdeki çocuk ağlıyor

Uçurtmaların ardından

Hep eksik bir yanım…Yitip giden bir sevda bulutuyum

Anlımdaki çizgiler uçurum

Gecelere emanet göz bebeklerim

Yıldızlara yoldaş aysız geceler…

Kaç mevsim geçti baharsız

Güvercinler yuvasını bozdu yalnızlığımda…

 Şiir yazıyorum artık

Uyak yok, kafiyeden bi haber

Yarım kalıyor mısralarım

Aşklarım yetim

Güneşte kurutuyorum hüzünlerimi

Dur durak yok

Girdabındayım umutsuzluğun

Kanıyor gecelerim

Kimse yok mu boğuluyorum…

Ezberi bozulmuş doğmuyor şafaklar

Sağanak, sağanak

Yağmur taneleri biriktiriyor gözlerim

Boşuna dövüyor mutluluğun kıyılarını

Umudunu yitirmiş dalgalarım

Çığlık, çığlığa martılar

Küskün bir rüzgar esiyor

Savruluyor günaha sayılan sevdalarım

Tükeniyor mutluluğa dair sözler…

Mehmet DOĞAN

 ***

Bir taş yuvarlanır 

Bir taş yuvarlanır yamaçtan

Atlar kengerleri kevenleri toz kalkar iz olur

Sesler yankılanır yamaçtan yamaca

Kurt kuş kulak kesilir

Bir tavşan kalkar çalılara doğru

Börtü böcek susar

Eşkıyalar siner koyaklarda

Eller uzanır mavzere Soğuk martinin namlusu

Eller yavuklu sıcaklığına hasret

Bir taş yuvarlanır yamaçtan

Hızlanır Hırslanır Nefes nefese

Dicle’ye karışır Dicle’m vatansız suyum

Gün olur dupduru yatağında mahzun

Gün olur yer yutar sağını solunu

Asi Sığmaz yatağına taşar hasreti

Vatan toprağına karışmak için yıkar bendini

Bir taş yuvarlanır yamaçtan

Karışır Dicle sularına

Yanı başında pusular kurulur

Mermiler böler çağlayan feryatlarını

Dicle’m kan akar

Hayfa meran, hayfa meran

Vah kaçıkan, vah kaçıkan…

Dicle kıyısında yosun tutmaz hiçbir taş

Kaldır, kaldır dik tut başını arkadaş

Burası can Pazar aman dilenmez

Uyanmaz sonsuz uykudakiler arkadaş

Dik dur dik dur arkadaş

Hırçın akar Dicle

Kir pas tutmaz suyu

Çakıl taşları cilalıdır pırıl, pırıl

Dicle bu Diyarbekir suyu

Bu sudan içenlerHuysuz değil

Hırçın kavgacı sert olur

Çırpınır, çırpınır direnir

Yapamazsa kan kusar İçine dert olur.

Mehmet DOĞAN

 

  

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..