Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '20

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Mehmet Kum, Son Ezidi

Kişisel olarak çok zeki sayılmam. Hatta tipik saf Anadolulu tanımına uygun biriyim. Emeğe çok inanırım, okurum, sürekli bir öğrencilik halim vardır. Olayları, olguları analitik değerlendirmeye çalışırım

İnsan ilişkilerim iyidir ekonomik nedenlerden mi bilmiyorum ama çok sosyal biri sayılmam. Hayatta en çok imrendiğim kişiler bilgi sevici, entelektüellerdir. Ancak esas kıskandıklarım ise doğadaki tüm canlıların hayatına karşılıksız olarak dokunanlardır.

Sosyal medyayı çok sert bir şekilde eleştirsem de bu alanda çok değerli ilginç, örnek insanlar tanıdım.

Bunlardan üç kişiye değinmek istiyorum;

Burçin Can; onlarca kedi ve köpeğe evinde bakan yüzlerce hayvanı da dışarda besleyen, hayvanların mutlu, sağlıklı olabilmeleri için gecesini gündüzüne katarak mücadele eden onlarca kötülükle, kötü insanla baş eden, çevresindeki tüm hasta hayvanları tedavi, ettiren kocaman yürekli genç bir kadın.

Agop Kuyumcuoğlu; kendi olanakları ile felçli hasta hayvanlara yürüteç yapan, Atölye kuran, karşılıksız olarak hayvanların mutluluğu, onların hayatını kolaylaştırmak için var gücü ile çaba harcayan, yürüteç yapan müthiş bir insan. Aslan yürekli bir Adem oğlu.

Var olsunlar, bin selam olsun!

Zaman içerisinde daha önce hiçbir şekilde adını duymadığım Orta Doğunun dini geleneklerinden birisi olan ezidiliği duydum, Vikipediada birkaç makale okuyarak konu hakkında bilgi edinmeye çalıştım.

Kuruluşumuza taahhüt işi yapan Sosyolog Ferhat bey, MSÜ’de hazırladığı Ezidilerle ilgili yüksek lisans tezi hakkında bana tafsilatlı bilgi vermişti.

Geçen hafta Güngören Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı dostum Kenan Yerlitaş’ı dernek merkezinde ziyaret ettim. Ziyaretimde dernekteki kitap rafından Esat Korkmaz’ın araştırması olan “Ezidiler” gördüm, okumak için aldım.

Sosyal medya genellikle imajinel kimlik sunumu alanı, makyaj yapan, güneş kremi sürerek güneşlenen resim çekip paylaşanlar, çiçek, böcek ve yediği yemeği gösterenlerin bir de siyasi eleştiri adı altında paylaşımların yoğunlaştığı bir mecra. Bana da okuduğum kitapları paylaşma rolü verilmiş.

Belki de sosyal medya arkadaşlarımın arasında en çok takdir ettiğim kişi; Yusuf Sığıngan hoca araçlığı ile arkadaş olduğum Iğdırlı, Dr. Yazar Mehmet Kum’dur. O eğitimin toplum için motor gücünü gelişmeye olumlu katkısına inanmış, bölgesinde yüzlerce kardelene, yoksulluğun pençesine düşmüş insanlara dokunmuş zamanımızın Robin Hood’udur. Kendisi ne kadar övülse azdır, yoksul, çaresiz insanlara yardım etmeyi görev saymış erdemli bir insan o. Kütüphaneler kuruyor, kitap toplayarak dağıtıyor, çocukların ihtiyaçlarını karşılıyor.

Biliriz ki bireyi biçimleyen en önemli faaliyet, eğitimdir. Bireyin kişiliğini geliştiren, davranışını olumlayan eğitime doğrudan katkı sunarak insana dokunanlar en önemli muteber insanlardır.

Mehmet Kum daha önceleri Mozalan isminde öykü kitabını yayınlamıştı. Henüz basımı tamamlanan “Son Ezidi” roman kitabı satışa sunuldu. Okuyucusu bol olsun, tebrik ederim. Kalemine dimağına sağlık, temin edip, okuyup, eleştirip, yorumlayacağım.

Bölgesinde dokunduğu tüm canlar adına kendisine tekrar teşekkür ederim.

21.yüzyılda yaşıyor olsak bile Anadolu’da Orta Çağın düşünsel kodları ile hayatını idame ettiren, bin bir sorunla boğuşan yoksulluğun girdabına girmiş insanın coğrafyanın makus tarihini yenmek için Ülkemize binlerce, on binlerce Mehmet Kum gerekmektedir.

Köy Enstitülerinin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç’un söylemi ile; “Ülke ve Ulus, kitaplardan öğrenilmez. Aydın olarak Anadolu’ya gideceksin, köylerde kalacaksın, dertlerine ortak olacaksın. Bu toprak, o zaman bize vatan olur.”

Mehmet Kum’un “Son Ezidi” kitabını okumanızı öneriyorum.

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..