Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '12

 
Kategori
Güncel
 

Memleket meselesi Eurovision

Memleket meselesi Eurovision
 

36 YILIN MİLLİ MESELESİ EUROVİSİON

Türkiye, 36 yıldır Eurovision'a katılıyor. 1975'den beri süregelen bu zaman diliminde ekran başında 'Birinci olur muyuz?' heyecanı içinde yarışmaları izledik. Bu özlemimiz 2003'de Sertab Erener'le giderilse de aynı heyecanı her sene yaşıyoruz. Daha doğrusu yarışmayı o kadar ciddiye alıyoruz ki, Eurovision bizim için milli mesele haline geliyor. Polemikler, tartışmalar hem medyada hem kamuoyunda sürüp gidiyor. Çünkü Eurovision bizim için Türkiye'nin kendini Avrupa'ya ispatlaması açısından çok önemli. Kendimizi şarkı yarışmasıyla ispatlamalıyız ki, Avrupa bizi görsün, gıpta etsin. Aslında yarışmayı araç olarak kullanıyoruz. Ülkeyi temsil etmek veya kültürümüzü, müziğimizi yansıtmak ikinci planda kalıyor.

Türkiye'nin şarkı yarışmasıyla kendini ispatlamaya ihtiyacı yok. Zaten tarihi ve kültürüyle kendini dünyaya ispatlamış bir devletiz. Şarkı yarışmasıyla neden Avrupa tarafından ciddiye alınmak için uğraş veriyoruz? Anlamış değilim. Sonuncu da olsak birinci de olsak kaybettiğimiz hiçbir şey yok. Şarkı yarışmasının amacı müzikte kaliteyi arttırmak veya Avrupa kıtasında müzik adına yapılabilecekleri uluslararası bir organizasyonla tanıtmaktır. Gereksiz yere yarışmayı çok ciddiye alıyoruz.

CAN BONOMO, SÜPRİZ OLDU

TRT, bu yıl ilk defa kamuoyunda pek bilinmeyen, albüm çıkaralı bir yıl olmuş bir kişiye teklif götürdü. Bu yıl bizi 24 yaşındaki Can Bonomo temsil edecek. Can Bonomo, şimdiden tartışma konusu oldu. 'Torpilli mi değil mi?', 'Neden Bonomo seçildi?' gibi sorgulamalar medya gündeminin üst sıralarında aldı. TRT, profesyonel veya amatör kişi ve gruplara teklif götürebilir. Sonuç olarak da kabul eden ülkemizi temsil eder. Bunun neresini tartışıyoruz? Temsil edilecek kişi beğenilmeyebilir ya da başka isimler önerilebilir. Ama 'Torpilli midir?' sorusu tartışmanın maksadını aşıyor. Can Bonomo'nun açıklamalarını okuduğunuzda oldukça temkinli davrandığı gözleniyor. Genç yaşına rağmen kazanmak ve kaybetmenin olgunluğunu gösterebilecek bir kişiliğe sahip olduğunu açıklamalarından sezebiliyorsunuz. Ayrıca rahat ve doğal olması şarkı yarışması için yeterli. Tartışmaya değecek kadar Avrupa'ya elçi göndermiyoruz.

Eurovision'da birinci olmanın tek bir artısı var. Gelecek yıl yarışma ülkemizde yapılacağı için 1 hafta hem yarışmacılar, hem de ülke vatandaşlarını ağırlayarak ülkenizi tanıtıyor ve ülkeye döviz girmesini sağlıyorsunuz. Başka hiçbir artısı yok. Kendimizi bir şarkı yarışmasıyla birinci olarak ispat etmek zorunda değiliz, olmamalıyız.

'YÜKSEK REZALET'

Diyelim ki iyi puan alamadık veya sonuncu olduk. Medyada ağır ithamlı manşetler baş gösteriyor. Geçen sene ulusal bir gazetede 'Yüksek Rezalet' diye manşet atıldı. Ne oldu? Ülkeyi temsil eden bir grubun bütün emeği bir manşetle yok edilmeye, aşağılanmaya çalışıldı. Sonuç ne olursa olsun, işin ucunda emek var. Emeğe saygı gösterilmesi gerekir. Eleştirilebilir, ama emeğe saygısızlık yapılmaz. Gazetenin bu konuya dikkat etmesi gerekir. Mesleki etik maalesef çiğnendi. Bu senede başarılı olamazsak aynı manşetleri ulusal gazete ve televizyonlarda göreceğiz.

Eurovision'a artık memleket meselesi olarak değil de, Avrupa'nın müzik partisi olarak bakmalıyız. Bu kadar ciddiye almak çok gereksiz. Her sene partiye gidiyoruz, şarkımızı söyleyip geliyoruz. Şarkı yarışması Türkiye'nin Avrupa için bir kozu, bir aracı olmamalı.

36 yıldır yanlış değerlendirdiğimiz Eurovision'u, inşallah bu yıl ve önümüzdeki yıllarda doğru bir bilinçle kavrayabilir, değerlendirebiliriz....

 
Toplam blog
: 8
: 864
Kayıt tarihi
: 21.12.11
 
 

Halkla İlişkiler ve Tanıtım mezunuyum. Haliyle iletişimle ilgili her şeyle ilgiliyim. Bilgisayar ..