Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '14

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Metabolik Cerrahi

Metabolik Cerrahi
 

Metabolik Cerrahi


Metabolik cerrahi, diyabet hastalığı, kilo fazlalığı, tansiyon yüksekliği ve kolesterol seviyelerinin yüksekliğiyle seyreden metabolik sendromun ameliyatla tedavi edilmesidir. Metabolik sendrom vücutta ciddi organ hasarına neden olabilen, iş kaybına sebep olabilen, aynı zamanda kalp ve damar hastalıklarının oluşmasını sağladığından, bir ölüm sebebi olarak değerlendirilir. Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de giderek artan sıklıkta morbid obezite ve metabolik sendrom görülmektedir. Morbid obeziteye eşlik eden hastalıklar arasında, koroner arter hastalığı, Tip 2 diyabet, yüksek tansiyon gibi metabolik rahatsızlıklar yer alır. Bu hastalarda görülen kanser sıklığı da fazladır. Bu hastalıkların artması nedeniyle, sağlık harcamaların arttığı görülmektedir. Bu nedenle hastaların ameliyatla tedavi edilmesi tercih edilmektedir.

Şeker hastalığında ne zaman ameliyat önerilmektedir?

Şeker hastalarında böbrek sorunları, kalp krizi, felç, görme sorunları gibi kişinin hayati fonksiyonlarını etkileyecek ciddi sorunlar gelişmektedir. Hastalarda tanı konulmadan önce, damar hasarı başlar. Bu nedenle hastalığın tanı konulmadan önce 2-3 yıllık geçmişi olduğu kabul edilir. Hastalığın ılımlı bir seyri olmasına rağmen, verdiği hasarlar sinsice gelişme gösterir. Tip 2 diyabette medikal tedavi uygulandığında, hasta uyumu, yüksek hastane masrafları, ilaçların uzun süreli kombine kullanımı gibi sorunlar yaşanmaktadır. Bu zorluklara rağmen iş gücü kaybının olması ve hastalığın vücuttaki olumsuz etkilerinin önüne geçilememektedir. Tip 2 diyabet hastaları 10-12 yıl içinde vücutlarındaki insülin depolarını tüketmekte ve bundan sonra insülin bağımlısı diyabet hastası olarak kabul edilmektedir. Bu aşamaya gelindiğinde hastaların ilaç ve hastane masrafları artmakta ve hastalığın progresyonu hızlanmaktadır. Bu şekilde oluşan kısır döngüyü kıracak tedavi yöntemi hastanın sağ kalmasını ve yaşam kalitesini olumlu olarak etkileyecektir. Bunun dışında sağlık sistemleri açısından, ciddi bir ekonomik katkı getirecektir. Diyabet hastalarında diyetle ve egzersizle, ilaç tedavisiyle hastalığın kontrol altına alınamaması durumunda ya da organ hasarının gelişmesine dair bulgular olduğunda, metabolik cerrahi yöntemleriyle tedavi edilmesi tercih edilir.

Şeker hastaları Tip 2 diyabet hastasıysa, belli düzeyde insülin rezervi ve aktivitesi varsa, insülini üreten beta hücrelerine zarar verici maddelerin normal olması halinde, kan şekeri ya da diğer metabolik sendrom bileşenleri yani kilo fazlalığı, yüksek tansiyon, kolesterol gibi değerlerin kontrol altında tutulamaması gibi etkenlerde ameliyat kararı alınması gerekir.

Metabolik cerrahide hangi yöntem kullanılmaktadır?

Metabolik cerrahi alanında kullanılan yöntem İleal interpozisyon ameliyatıdır. Bu ameliyat sırasında mide, ince bağırsaklar ve on iki parmak bağırsağında işlem yapılmaktadır. Midenin sol tarafında üst dış kısım kapatılmakta ve dışarı alınmaktadır. Mide ve on iki parmak bağırsağının arasında olan bağlantı kapatılmakta ve midenin yönü aşağı tarafa çevrilmektedir. Ayrıca ince bağırsakların başlangıç bölümü ve son bölümü yer değiştirmektedir.

İleal interpozisyon ameliyatının diğer yöntemlerden farkı nedir?

Bu ameliyat Tip 2 diyabet tedavisi için geliştirilmiş cerrahi bir tedavidir. Metabolik sendrom içinde yer alan şeker hastalığı dışındaki, kilo fazlalığı, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği gibi sorunlarda bu ameliyatla tedavi edilebilir. İleal interpozisyon ameliyatı obezite ameliyatlarından birisi değildir. Sadece metabolik sendromun içinde yer alan sorunların, özellikle Tip 2 diyabet hastalığının tedavisi için uygulanır. Bu yüzden bu ameliyat için obezite kriteri bulunmamaktadır. Obezite tedavisi için uygulanan ameliyatlarda ince bağırsakların uzun bir kısmından gıda geçişi engellenmektedir. Bu sayede hastalarda kilo kaybı gerçekleşir ve bu uzun süre korunabilir. Hastalarda ciddi derecede yağ ve karbonhidrat emilim kısıtlanması olduğundan, güçlü bir kilo kaybı olur. Fakat emilimi kısıtlanan yağla birlikte, yağın içinde eriyen ve bağırsakta emilen hayati vitamin ve minerallerde emilmez. Bu yüzden hastalarda ciddi şekilde vitamin ve mineral eksikliği görülür. ''Metabolik Sendrom'' başlıklı yazımda da metebolik sendrom ile ilgili bilgiler verdim.

İleal interpozisyon ameliyatı ise emilim kısıtlaması yapmaz. Bu ameliyatı olan hastalar, birkaç günde sıvı gıdaya geçiş yapabilir. En geç bir yıl içinde serbest diyete başlar ve vitamin, mineral takviyesi almalarına gerek kalmaz. Hastalar ameliyattan sonra kullanmış oldukları diyabet, kolesterol ve yüksek tansiyon ilaçlarını keserler. Hastaneden taburcu edilirken, ilaçları bırakmış olurlar. Bazılarında metabolik etkinin sağlanması kısa bir süre alabilir. Bu hastalarda kontrollü şekilde ilaçlar azaltılarak kesilir.

Metabolik cerrahi öncesinde

Hastalar 1-2 gün önceden hastaneye yatarak, kanı sulandıran ve bağırsakların temizlenmesini sağlayan ilaçlar verilir. Hastanın yüksek tansiyonu ve kan şekeri kontrol altına alınır. Bir gün öncesinden sıvı diyete alınır ve gece herhangi bir şey yememesi sağlanır. Bu lavman yapılmasına engel olarak, enfeksiyon riskini en aza indirir.

Metabolik cerrahi sırasında

Ameliyat yapılırken hastada tansiyonun kontrol edilmesi için, kan basıncını ölçen tansiyon aleti ve kandaki oksijen doygunluğunu kontrol eden, oksijen ölçüm mili takılır. Kolundan açılan damar yolundan anestezi ve ilaçları akışı sağlanır. Hastanın narkozun etkisi altında olmasından sonra, metabolik cerrahi uygulamalarından sonra yeterli sıvı akışının sağlanması için, açılan damar yoluna kataterler takılır. Bu ameliyattan sonra sıvı alımı başlayınca 3-4 gün içinde çıkarılır. Bacaklara masaj yapmayı sağlayacak tayt benzeri bir çorap giyilir. Bu hastanın yürümesi sağlanıncaya kadar, bacaklarda kan akışını sağlar. Ayrıca kan göllenmesini önlemek için, bacaklara masaj yapar. Hastaya önceden takılan idrar torbası, tuvalet ihtiyacını kendisi görünceye kadar takılı kalır.

Metabolik cerrahi sonrasında

Hastalar ameliyattan sonraki ilk gün yoğun bakım ünitesinde kalır. Burada hastanın kan basıncını ölçen alet kolunda takılı kalır. Oksijen oranını ölçen ölçüm mili de takılı halde olur. Ayrıca 2-4 saat kadar oksijen maskesi takılır. Ameliyattan sonra hastalar sadece su içebilir, beslenmenin sağlanması içinde sıvı ve proteinlerin olduğu serumla yapılır. Akciğerlerin güçlendirilmesi için, nefes egzersizleri yapılır. Genellikle 2-3 günde sıvı gıda alımına başlanabilir. Hastalar 3 saatte bir beslenebilir. Hastaların taburcu edilmesi 4-5 gün içinde gerçekleşir. Hastalar bu dönemde en az 1,5 litre su içmelidir. Günlük çıkan idrar miktarı da bunun üzerinde olmalıdır. Midenin ve safra kesesinin korunması için ilaçlar kullanılır. Yeteri kadar ağızdan beslenmeye geçilinceye kadar, vitamin şurubu ve kalsiyum takviyesi alınmalıdır. Bu aşamadan sonra hastalar ilk ayda, üçüncü ayda, altıncı ayda, ilk yılda ve sonraki altı ayda kontrollerini yaptırmalıdır. Bu sırada midenin durumu endoskopiyle kontrol edilmelidir.

Metabolik cerrahi sonrasında şeker hastalarının ilaç ya da insülin kullanımı sona eriyor mu?

Tip2 diyabet hastalarının bu ameliyattan göreceği faydalar tamamen kendi rezervleri ve aktiviteleriyle belirlenir. Hastada bulunan insülin rezervinin miktarı ve yeteri kadar aktivitede bulunması durumunda ameliyat yüksek bir başarı seviyesine ulaşır. Fakat diyabet hastalığının sinirsel, hormonal ve psikojenik temelleri bulunmaktadır. Yapılan ameliyat diyabetin sadece hormonal tarafını tedavi etmektedir. Bu yüzden hormonal açıdan kontrol altında olan hasta herhangi bir sebeple üzülse, sevinse ya da sinirlense kan şekerinde dalgalanma meydana gelebilir. Bunlar her insanda olabilen bir tepki olsa da şeker hastalarında daha şiddetli yaşanır. Yapılan ameliyat bu dalgalanmaların daha hafif seyretmesini ve daha kısa sürmesini sağlar.

Ameliyattan sonra hastalar diyet yapmak zorunda kalır mı?

Metabolik cerrahi ameliyatlarından sonra hastalarda 10 yıl kadar kontrol sağlanabilir. Bu sürenin sonunda yapılan ameliyatın etkinliği azalır. Bunun sebeplerinden biri hastanın yaşlanması ve dolayısıyla kas kitlesinin ve aktivitesinin azalmasıdır. Diğer etken ise metabolik hızın yavaşlamasıdır. Metabolik cerrahi ameliyatlarında vücutta insülin harcama hızı düşürülür. Ancak her geçen yıl insülin rezervlerinin fonksiyonları azalmaya devam eder. Vücut bir nevi insülin rezervlerini daha ekonomik bir şekilde kullanır. Ameliyattan sonra hastaların uygulayacağı belirli bir diyet bulunmamaktadır. Sonuçta insülin direnci bulunan bir hastanın diyet yapma gayretleri sürecekse bu ameliyatın yapılmasının bir gereği bulunmaz. Ancak ameliyat sonrasında beslenmeyle ilgili bazı önemli değişiklikler olur. Ameliyat olan kişiler fazla acıkmazlar. Hastaların yemeklere bakış açısı ve tercihleri değişir. Öğünlerinde porsiyonlarını uygun tutarlar ve tükettikleri besinlerle daha uzun süre tok kalabilirler. Hastalar isteseler bile ameliyattan sonra fazla yemek yiyemezler.

Metabolik cerrahide yan etkiler var mıdır?

Ameliyattan sonra erken dönemde ve geç dönemde ortaya çıkabilecek komplikasyonlar olabilir. Bu komplikasyonların meydana gelmesi diğer ameliyatlarda olduğu gibi %10 oranındadır. Enfeksiyon, kanama, anestezi kaynaklı sorunlar erken dönemde yaşanabilir. Geç dönemde çıkabilecek sorunların en önemlisi ameliyatın yapıldığı deliklerde ya da içerde fıtık gelişimidir. Bazı hastaların da safra kesesinde çamur ya da taş meydana gelebilir. Bu komplikasyonların oranı düşük olsa da, yine de bazı önlemler alınmaktadır. Ameliyat sırasında hastaların safra kesesinde ödem, yapışıklık, şişme gibi etkiler görülürse, safra kesesi alınabilir.

 

Dr. Tuğrul Demirel

http://www.tugruldemirel.com/

 
Toplam blog
: 37
: 3311
Kayıt tarihi
: 11.02.14
 
 

1999 Yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nde başladığı mesleki eğitimini, fakülteden sonra yine İstanb..