Mevlânâ (Celâlettin Rumi)

Konya nice büyük insan yetiştirmiş, nicesine de ev sahipliği yapmış büyük bir coğrafyadır. Kentin kendi içinde her sokağı bu büyük zatların hatıraları ile dolu olduğu gibi ilçe, kasaba ve köylerinde bile bu gönül adamlarının izlerini görürsünüz. Bu gün size bu büyük insanlardan Mevlânâ Celâlettin Rumi’den söz edeceğim. Dilimin döndüğünce tabi...

Mevlana gerek Müslüman gerekse, Müslüman olmayan insanlar tarafında düşünceleri benimsenmiş ender insanlardandır. Bir yabancı İngiliz A.J. Arberry, Mevlânâ için” dünyanın en büyük şairlerinden biri, eğer en büyüğü değilse...” demiştir. Mevlânâ kişilik, fikir Özgürlüğüne inanan bir insandı. Tüm insanlar onun gözünde değerli ve saygındı. Balkanlardan, Hindistan’a kadar geniş bir etki alanına sahiptir. Mesnevisi başta olmak üzere birçok eseri vardır. Sema ayinlerinde semazenlerin dönüşlerini kim unutabilir. Onların bir avuçları semaya, diğer avuçları yere bakar. Allahtan aldıklarını dünyaya dağıtırlar. Mevlânâ ile bütünleşen bir çağlıyı anmamak olmaz ney, tüm Mevlevi ayinlerinin ayrılmaz bir parçası. Bir kamıştan çıkan ilahi nağmeler. Mevlânâ ölümü dosta kavuşmak için bir vesile görüp, yas günü değil, düğün günü gören bir yüce insan. Tarihin ilk hümanistlerinden biri... Onu anlatmak ne mümkün... Onun bir sözü ile yazıma son veriyorum, ”Sopayla kilime vuran, kilimi dövmez, tozlarını silker.” Bunun üstüne söylenecek başka sözü olan varsa buyursun.