Milli Görüş

Türkiye Cumhuriyetinin ulusal marşı olan İstiklal Marşı'nın güftekarı Mehmet Akif Ersoy "Vatan Şairi" ve "Milli Şair" ünvanları ile anılır. Kurtuluş savaşı sırasında milletvekili olarak meclisde yer almış, İstiklal Madalyası sahibi bir vatanseverdir.

Mehmet Akif edebiyata olan ilgisini şiir yazarak ve edebiyat öğretmenliği yaparak sürdürdü.

II. Meşrutiyet ilan edildikten sonra İttihat ve Terakki Cemiyetine üye oldu. Üyeliğe girerken edilen yemindeki "Cemiyetin bütün emirlerine kayıtsız şartsız itaat edeceğim" cümlesinde geçen "kayıtsız şartsız" ifadesine karşı çıkmış ve "sadece iyi ve doğru olanları" şeklinde yemini değiştirtmişti.

1910 yılında gerçekleşen Arnavutluk İsyanı onu çok üzmüştü. Balkan savaşı ile hüsrana uğradı. 1913'te Fatih Camisi kürsüsünde halkı vatanı savunmaya çağırdı.

İngilizlerle birlikte Osmanlıya karşı savaşırken Almanlara esir düşmüş Müslümanlarına kamplarına incelemelerde bulundu ve farkında olmadan Osmanlıya karşı savaşan müslüman esirleri aydınlatmaya çalıştı.

Mehmet Akif Berlinde iken heyecanla Çanakkale Savaşını takip ediyordu. Zaferle sonuçlandığı haberini alınca büyük çoşku duydu ve Çanakkale Destanı'nı kaleme aldı.

Anadolu toprakları işgale uğramış ve Türk Halkı direnişe geçerek Kurtuluş Savaşı'nı başlatmıştı. Mustafa Kemal Paşa Mehmet Akif'i Ankaraya davet etmişti. Burdu milletvekili seçildi. Milli mucadeleye şair, hatip, seyyah, gazeteci, siyasetçi olarak katıldı.

Ulusal Marş yarışmasına katıldı. Konulan 500 liralık ödül nedeniyle başlangıçta katılmayı reddetmişti fakat gönderilen şiirlerin hiçbirisi yeterli bulunmamıştı ve en güzel şiiri Mehmet Akif'in yazacağı mecliste hakimdi. Şairin orduya ithaf ettiği İstiklal Marşı 1921'de ulusal marş olarak kabul edildi. Mehmet Akif kazandığı ödülü vakıf'a bağışladı.

Kur'an'ı Türkçeye çevirmek için Diyanet işleri ile anlaşma imzaladı.

Bu arada Türkiye'de gerçekleşmekte olan devrimleri kendi inançlarına ve ülküsüne aykırı görmekteydi. Kahire yakınlarına yerleşti. Siroz hastalığına yakalanınca tedavi için yurda döndü. 1936'da hayatını kaybetti.

1978'den itibaren Yazarlar Birliği Taceddin Dergahı'nda anma törenlerine başladı.

1986 yılı ölümünün 50. yılı nedeniyle Mehmet Akif yılı ilan edildi.

2007'de kabul edilen bir kanunla 12 Mart "İstiklal Marşı'nın kabulünü ve Mehmet Akif Ersoy'u anma günü" olarak kutlanmaya başlamıştır.

Mehmet Akif hikayelerinde halkın dert ve sıkıntılarını anlatmıştır. "Sanat sanat içindir" görüşüne karşı çıkmış ve dini yönü ağırlıkta bir edebiyat tarzı benimsemiştir. Edebiyatta batılılaşma konusunda Tevfik Fikret ile çatışmıştır.

Günümüz Türkiyesinde Milli Görüş'ü benimseyenlere baktığımızda büyük bir Mehmet Akif Ersoy hayranlığı görülmektedir. Hem vatan hem de dini duyguların yoğunluğunda, gözyaşlarına boğularak Mehmet Akif eserleri okunmaktadır.

Diğer bir taraftan bakıldığında da aynı milli görüş'ü benimseyenler vatan topraklarının parça parça satılmasına göz yummaktadırlar.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.

Kurtuluş Savaşını başlatan ve topraklarımızı işgal edenlere karşı direnen ecdadımızın torunlarının, küreselleşme safsataları ile vatan topraklarına sahip olan işgalcilerin birer kölesi olmasına izin verilmektedir.

Yakın zamana kadar ülke sınırlarının yabancılara "Mayın Temizle" adı altında 45 yıllığına verilmesi de bunun en somut örneğidir.