Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '09

 
Kategori
Güncel
 

33 kurşun anıtı!

33 kurşun anıtı!
 

Bu dag Mengene dagidir
Tanyeri atanda Van'da
Bu dag Nemrut yavrusudur
Tanyeri atanda Nemruda karsi
Bir yanin çig tutar, Kafkas ufkudur
Bir yanin seccade Acem mülküdür
Doruklarda buzullarin salkimi
Firari güvercinler su baslarinda
Ve karaca sürüsü,
Keklik takimi...

Yigitlik inkar gelinmez
Tek'e - tek dögüste yenilmediler
Bin yillardan bu yan, bura usagi
Gel haberi nerden verek
Turna sürüsü degil bu
Gökte yildiz burcu degil
Otuzüç kursunlu yürek
Otuzüç kan pinari
Akmaz,
Göl olmus bu dagda...

2
Yokusun dibinden bir tavsan kalkti
Sirti alacakir
Karni sütbeyaz
Garip, ikicanli, bir dag tavsani
Yüregi agzinda öyle zavalli
Tövbeye getirir insani
Tenhaydi, tenhaydi vakitler
Kusursuz, çirilçiplak bir safakti

Bakti otuzüçten biri
Karninda açligin agir boslugu
Saç, sakal bir karis
Yakasinda bit,
Bakti kollari vurulu,
Cehennem yurekli bir yigit,
Bir garip tavsana,
Bir gerilere.

Düstü nazli filintasi aklina,
Yastigi altinda küsmüs,
Düstü, Harran ovasindan getirdigi tay
Perçemi mavi boncuklu,
Alninda akitma
Üç topugu ak,
Eskini hovarda, kivrak,
Doru, seglavi kisragi.
Nasil uçmuslardi Hozat önünde!

Simdi, böyle çaresiz ve bagli,
Böyle arkasinda bir soguk namlu
Bulunmayaydi,
Siginabilirdi yüceltilere...
Bu daglar, kardes daglar, kadrini bilir,
Evvel bu eller utandirmaz adami,
Yanan cigaranin külünü,
Güneslerde çatal kivilcimlanan
Engeregin dilini,
Ilk atimda uçuran
Usta elleri...

Bu gözler, bir kere bile faka basmadi
Çig bekleyen bogazlarin kiyametini
Karli, yumusacik hiyanetini
Uçurumlarin,
Önceden bilen gözleri...
Çaresiz
Vurulacakti,
Buyruk kesindi,
Gayri gözlerini kör sürüngenler
Yüregini les kuslari yesindi...

3
Vurulmusum
Daglarin kuytuluk bir bogazinda
Vakitlerden bir sabah namazinda
Yatarim
Kanli, upuzun...

Vurulmusum
Düsüm, gecelerden kara
Bir hayra yoranim çikmaz
Canim alirlar ecelsiz
Sigdiramam kitaplara
Sifre buyurmus bir pasa
Vurulmusum hiç sorgusuz, yargisiz

Kirvem, hallarimi ayni böyle yaz
Rivayet sanilir belki
Gül memeler degil
Domdom kursunu
Paramparça agzimdaki...

4
Ölüm buyrugunu uyguladilar,
Mavi dag dumanini
ve uyur-uyanik seher yelini
Kanlara buladilar.
Sonra oracikta tüfek çattilar
Koynumuzu usul-usul yoklayip
Aradilar.
Didik-didik ettiler
Kirmansah dokumasi al kusagimi
Tespihimi, tabakami alip gittiler
Hepsi de armagandi Acemelinden...

Kirveyiz, kardesiz, kanla bagliyiz
Karsiyaka köyleri, obalariyla
Kiz alip vermisiz yüzyillar boyu,
Komsuyuz yaka yakaya
Birbirine karisir tavuklarimiz
Bilmezlikten degil,
Fikaraliktan
Pasaporta isinmamis içimiz
Budur katlimize sebep suçumuz,
Gayri eskiyaya çikar adimiz
Kaçakçiya
Soyguncuya
Hayina...

Kirvem hallarimi ayni böyle yaz
Rivayet sanilir belki
Gül memeler degil
Domdom kursunu
Paramparça agzimdaki...

5
Vurun ulan,
Vurun,
Ben kolay ölmem.
Ocakta küllenmis közüm,
Karnimda sözüm var
Haldan bilene.
Babam gözlerini verdi Urfa önünde
Üç de kardasini
Üç nazli selvi,
Ömrüne doymamis üç dag parçasi.
Burçlardan, tepelerden, minarelerden
Kirve, hisim, daglarin çocuklari
Fransiz Kusatmasina karsi koyanda

Biyiklari yeni terlemis daha
Benim küçük dayim Nazif
Yakisikli,
Hafif,
Iyi süvari
Vurun kardas demis
Namus günüdür
Ve saha kaldirmis atini.

Kirvem hallarimi ayni böyle yaz
Rivayet sanilir belki
Gül memeler degil
Domdom kursunu
Paramparça agzimdaki

Ahmed Arif


Bu şiirin şarkısını da dinlemişsinizdir. Grup Baran’ın ilk çıkarmış olduğu kasette, Onur Akın’ın sesinden dinlemiştim. Mükemmel bir şarkıydı. Hele hele bir de hikâyesini öğrenince insan, bam telinden vuruluyordu.

Olay Van’ın Özalp ilçesinde geçer.
Tarih 30 Temmuz 1943 günüdür.
İşte bu tarihte, kaçakçılık suçlaması ile gözaltına alındıktan sonra, serbest bırakılan biri kadın, birisi 11 yaşında çocuk olan 33 kişinin, Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın emriyle kırsal bir bölgeye götürülüp, kafalarına kurşun sıkılarak öldürülmesi olayıdır 33 kurşun vakası.
Orgeneral Mustafa Muğlalı, 1949 yılında bu olayın sorumlusu olarak askeri mahkemede yargılanır ve 33 kişinin öldürülmesinden dolayı idama mahkum edilir. Karar Yargıtay tarafından bozulur ve Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın cezası 20 yıl ağır hapis cezası olarak bağlanır. Mustafa Muğlalı 11 Aralık 1951 yılında bulunduğu cezaevinde yaşamını yitirir.

Askeri yargı esasen asker tarafından işlenmiş suçları aklamak üzerine kurulu olan bir hukuk ucubesidir. Ne var ki Askeri Mahkeme, Mustafa Muğlalı ve 33 kurşun olayında Mustafa Muğlalı’yı suçlu bulmak sureti ile idamına karar veriyor. Karar Yargıtay tarafından bozulduktan sonra 20 yıl hapisle dava kapanıyor. Sonrasındaki gelişmeler ise tam bir felaket cinsinden gelişmelerdir.
Daha ilginci ise yargılama süresi içerisinde Mustafa Muğlalı hiçbir şekilde kimseyi suçlamıyor ve direkt olarak emri kendisinin verdiğini itiraf ediyor. Bu itiraf nedeni ile Mustafa Muğlalı kimi çevrelerde takdir de toplamıyor değil.

28 Şubat döneminde TSK, Mustafa Muğlalı’nın naaşını şehitliğe naklettiriyor ve Genelkurmay bahçesindeki “ölmezler yolu”n da heykelini diktiriyor. Mustafa Muğlalı’ya yapılan bu jest yeterli kalmıyor ve 2004 yılında 33 kurşun olayının yaşandığı Van’ın Özalp İlçesindeki Jandarma Sınır Taburunun adı Mustafa Muğlalı Jandarma Sınır Taburu olarak değiştiriliyor.

33 Kurşun katliamı tarihe feci bir katliam olarak kazınmıştır.

Şu anda Van’ın, Özalp İlçesinin Belediye Başkanı DTP’li Murat Durmaz, Mustafa Muğlalı Kışlasının önüne 33 Kurşun anıtı yapılacağını açıkladı. Projenin bizatihi kendisi tarafından projelendirildiğini ifade ediyor Belediye Başkanı Murat Durmaz. Belediye Başkanı Murat Durmaz, Anıt’ın müze şeklinde olacağını ve içinin gezileceğini, tek bir kurşunun üzerindeki deliklerde 33 insan heykelinin bulunacağını ifade ediyor. Anıt 20 km uzaklıktan görülebilecekmiş.

“33 Kurşun Anıtı” bakalım hangi tartışmaları da beraberinde getirecek?

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..