Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

31 Mart '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Minnettarlık

Minnettarlık
 

İNTERNETTEN ALINTIDIR


Son zamanlarda ne zaman yalnız kalsam sen gelir oldun aklıma. En son Kıbrıs gezisinde uykudayken seni gördüm rüyamda, uyandım ürpertiyle, canlı-canlı hissettim varlığını, dualar okudum sana ulaşıp ulaşmayacağından emin olmadan.

Öyle çok konuşma biriktirmişim ki içimde, seninle konuşmak istiyor canım. Uzun süredir konuşamadım kimseyle vakit darlığından. Şöyle rahat bir ortamda, ev dışında buluşup da karasını akıtırya insan dertleşerek...

Gece geç yattığım için uykusuzluktan ölüyordum, önceden alınmış biletleri düşünerek buluşmayı iptal etmemiştim sana ayıp olmasın diye hani. Fındıkkıran balesini yarı seyrederek yarı omuzunda uyuklamıştım. Tamam çoğunu uyuklayarak geçirmiştim. Dışarı çıktığımızda açılmıştı uykum. Soğuktan korunmak için kol-kola sarılarak yürümüştük İstiklal Caddesinde.

Arada hileli sorularına politik, iki ucu açık cevaplar veriyordum sana. Hangimiz daha hiniz diye sormuştun bana hınzırca gülerek. Sen kendi hayatını olduğu gibi anlatırdın benim kaçamak isteklerim yanında. Bazen seni acımasızca eleştirirdim, susardın söylediklerimin doğruluğundan. Yalnızlığını dillendirdiğin zamanlar dolardı gözlerimiz sen kendi, ben kendi yalnızlığıma... Bu gün biliyorum yalnızlığın bile kader ve herkesin aslında yalnızlıkla içiçe olduğunu.

Ölümün suratı bu kadar fazla görünmemişti gözlerimize o zamanlar. Şimdi olsa sakınmasız anlatabilirmişim gibi geliyor ama biliyorum ki yine çıkıp gelsen tutulur dilim anlatacaklarıma. Ne garip değil mi, insanlar birbirlerine ne kadar uzaklar? Bazen en yakınlarımızla bile konuşmak zor geliyor. Galiba önce kendi içinde oturttuktan sonra dile geliyor yaşananlar. Bazen de hep içinde kalıyor insanın yaşadıkları.

Zamanla, zaman geçtikten sonra anlamsızlaşan acılar. O acılar yüzünden bir daha aynı olmuyor sanılıyoruz ya yaşananlar, yanılıyoruz kimi zaman. Ne kadar dikkat edersek edelim acı çekmemeye, yine acıyor insanın yüreği yere kapandığında, kanamış, örselenmiş dizleriyle birlikte. Hep kanadı kırık, hep aynı çocuk gözleriyle kırgın bakıyorsun gölgeli güvensiz bakışlarınla.

Koskoca dünya dar geliyor nefes almaya. Aslında güvenli sandığımız insanlar bile ne kadar güvensiz geliyor gerçekleri öğrendiğimizde. Ben galiba bir tek senden bir şeyler istedim çekinmesizce, çocuk arsızlığında.

Biliyor musun, bir daha ömrüm boyunca o kadar rahat davranmadım kimseye. Sabahtan beri gözyaşlarım kirpik kenarlarımda akmaya hazırlar. Çok dolduğunda dökülüyor bir iki damla. Elimin ucuyla siliyorum kimse görmeden. Bazen bir türkü çalınıyor kulaklarıma içim taşıyor ağlamaya, tutuyorum kendimi. Korkuyorum bırakmaya, bırakırsam... Anla işte!

Çıkıp gelsen, uzun-uzun yürüsek seninle kimse görmeden, anlatsam yüreğimin kabuklarını kıra-kıra ne varsa. Sonra geldiğin gibi gitsen yine aynı sessizlikte. Sana şimdi yerinde olmayan erik ağacını da anlatırdım. Bakma benim cesaretime sakın geceleri görünme gözlerime, korkarım onca özleme rağmen. Korkuları bitmiyormuş insanın büyümekle birlikte hatta büyüdükçe şekil değiştirse de artıyor sınırsızca.

Belki de sadece yürürüz, senden konuşmayalım bu kez, sen anlat beni bana. Tuttursam sana bir şeyleri, alıp almaman önemli değil. Kadınlar ne kadar büyürse büyüsün, dünyanın altını üstüne getirecek kadar becerikli olsalar da hep çocuk kalıyorlar aynı oranda. Sana şımarmak istiyorum bir kaç gündür, tanıdığın bütün sevdiklerinden daha çok şımart beni. Kalemim bitti hemen al yoksa küserim demek istiyorum yakana yapışarak, aynı çocukluğumdaki gibi. Şımarıklığıma sadece gül, artık çok kalemim var benim.

Bayağı oldu rüyamda gördüm yine seni. Beni gezmeye götürmeye gelmiştin, kiminle gidersen git beni bırak, benim burada çok işim var dedim sana, gelmedim. Yoksa sende bana mı ihtiyaç duymuştun konuşmak için, hiç düşünmedim. Bu dünyada daha çok işim olduğunu düşünürken yanılıyor muyum acaba?

Bulunduğun ortamda, dünya işleri hiç bitmez derken hayal ediyorum seni oysa yaşarken sende bırakmazdın hayatın yakasını. Bakma sen bana, bahar tomurcuklanmasının dışa vurumunun iki ucundan biri yaşadığım. Sakın benim için üzülme çok üzülürüm yoksa. Ben iyiyim, benimki derin bir özlem sadece. Özledim seni. Sen fırsat bulursan konuşalım yine de fırsat bulsan da sakın hiç bir yere gezmeye götürme beni.

Kızlar için ailelerindeki erkeklerden doğru sevgi görmeleri çok ama çok önemli. Ruhun huzurla dolsun, dualarımdasın diğerleriyle birlikte. Seninle dayı-yeğen olmak da arkadaş olmak da çok güzeldi. Çocukluğumda bana öğrettiğin bütün güzellikler için sonsuz minnettarlığımı kabul et lütfen. 

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..