Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Misafirimsin yalnızlık

Misafirimsin yalnızlık
 

Yapayalnızdı kupasındaki çayını yudumlarken… Bugün daha bir acıtmıştı yüreğini kadının. Yalnızlık mı yoksa kafasının içinde dört nala dolaşan düşünceler mi… Hangisi daha çok yakıyordu canını. Dudağında buruk bir gülümseme ile kalktı yerinden. Diğer odaya geçti. Uzun bir süredir oynuyordu bu oyunu. Bir odadan diğerine misafirlik… Bir avuntu…

Oturdu her zaman ki koltuğuna, aynalı konsülün tam karşısına. Aynadaki aksine baktı. Evet, böyle iyiydi. Artık yalnız değildi. İki kişilerdi artık. Kendisi ve aynadaki görüntüsü . İkizi yani O’nun. Zoraki bir gülümseme ile götürdü kupasını dudaklarına, yudumladı çayını, aynadaki arkadaşıyla…

Şöyle sabah sabah bir çay keyfi… Bundan iyisi can sağlığıydı. Mahçup bir şekilde kaldırdı başını, aynadaki aksinin ta gözlerinin derinliklerine baktı. Öyle derindi ki kehribar gözlerdeki bakışlar…Yaşanmışlıklar…Tecrübeler…Ayrılıklar…Kavuşmalar…Sevinçler…Üzüntüler.. Yalnızlıklar…Kayboluşlar…Umutlar …Umutlar ve kayboluşlar… Bir anda neler geldi geçti o kehribar gözlerin önünden perde perde…Hafifçe kıpırdandı sonra…Kovaladı hemen resmi geçit gibi gözlerinin önünden geçen hatıralarını teker teker…. Hiçbir şey belli etmek istemeyen bir edası vardı, karşısındaki kendi aksi olsa bile…

Tebessüm etti sırça camdaki görüntüsüne… Hal hatır sordu…Sordu…Bekledi bir süre Aynadaki yüz cevapladı o soruları itina ile bıkmadan, usanmadan, sabırla…Bir zamanlar o da sevmişti, gençti o zamanlar, bahar dalı gibi taptaze, çok güzeldi çok. Erkekler pervane olurlardı etrafında, yarışırlardı adeta dans edebilmek için onunla. Ama…O’nun gönlü düşmüştü kara yağız bir delikanlıya ilk görüşte… Olacak şey değildi ama olmuştu işte. Kader bu ya… Delikanlının gönlü de akmıştı ona.Aşk denen o tatlıdan onlarda yemişlerdi kaşık kaşık…Bulutların üzerinde uçmuş, rüzgarlarla dans etmişlerdi…Her şey çok güzeldi…Masal olacak kadar güzel…Hiç bitmeyecek gibiydi mutluluk türküsü…

Derken bir gün karardı gökyüzü…Öbek öbek toplandı bulutlar…Kara kara bulutlar…Gökyüzü ağladı, ağladı, ağladı…Göz yaşları sel oldu karıştı gözyaşlarına, hıçkırıklarına…Kırılmıştı aşkın kolu kanadı….Tanık oldukları sevginin bir kahramanı yoktu artık…Nefes almıyordu… İşte o gün…O kara gün veda etmişti yağız delikanlı yaşama…Geride puslu bir toz bulutu bırakarak…Bitmek bilmemişti matem…Günler, aylara eklenmiş, eklendikçe matem yerini sessizliğe ve yalnızlığa bırakmıştı…Hüzün çökmüştü hayat arkadaşına…Sessiz kalmıştı yuvaları…Bir sese hasret kalmıştı .İşte o gün başlamıştı yalnızlığı… Yalnızlık…Sadece o çalıyordu artık kapısını..

Kara yağız delikanlı gitmişti gitmesine de…Ya geride kalan yarısı…Yemyeşilken , sararıp solmamış mıydı…Yaşarken diri diri gömülmemiş miydi toprağa…Dertli dertli anlattı aynadaki kırış kırış yüzün altında gülümsemeye çalışan kehribar gözlerinin buğulu oluşuna aldırmamaya çalışarak…Bir yudum daha içti çayından. Derin bir iç çekti ardından… Gözlerindeki hüzne aktı yalnızlığı…Aktı, aktı, aktı… Öyle kuvvetliydi ki duyguları, kehribar gözlerindeki yalnızlığı, koyu camlı gözlükleri bile gizleyemiyordu. Bir damla yaş ıslattı yanaklarını .Sadece bir damla yaş. Başı dimdik kalktı yerinden başka bir odaya misafir olmak için ….

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..