- Kategori
- Deneme
MİTİNGLERİN ANLAMSIZLIĞI
Hayatımda bir kez o da kendi iradem dışında yıl yanlış hatırlamıyorsam 1991 yılıydı, bir siyasi partinin mitingine gittim. Mitingleri o zamandan beridir hep anlamsız bulurum. Mitinge partililer geldiği için konuşmacının bir şey anlatmasına gerek yoktu. Niye bu kadar insan toplanmış ne konuşulur, ne sözler verilir hiç anlaşılmıyor. Ortam çok gürültülü, saatlerce ayakta bekleyeceksin, gelen yapmayacağı yapamayacağı şeyleri anlatıp duracak taraftar olanlar zaten dinlemeyecek, sadece alkışlayacak böyle şeyler oluyormuş orada gördüm.
O tarihten sonra bir daha asla bir mitinge gitmedim. Kalabalık yerleri pek sevmediğimden olsa gerek; bu arada büyük şehirde yaşıyorum, sevemedim, bu tür şeyleri. Asla gitmem demiyorum ama mevcut durum böyle olmaya devam ederse gitmeyeceğim kesin gibi. En azından gitmeyeceğimi gönüllü olarak gitmek istemeyeceğimi söylemem gerek. Çünkü ben hâlihazırda söz konusu kişiye oy vereceksem, kararımı öyle bir kalabalık içinde vermem. Zaten ortam karar vermek için de uygun değil. O halde oraya gidenler niye gidiyor? Gidenlerin bir kısmı meraktan olabilir de çoğunluğu zaten söz konusu fikre taraf insanlar. Ne dediğinin ya da demediğinin önemi yok. Zaten büyük sözlerin de tutulacağı yok. O halde dinlemeye de gerek yok.
İlla oy vermek için (birini mecburen arıyorsam) o zaman o kişiyi ben araştırırım. Ne demiş ne yapmış, siyasete girmeden önce, girdikten sonra neler yapmış, aile çevresi nasıl, hangi okullara gitmiş, gri alanları nedir, çevresinde soyu sopu nasıl bilinir, ailesi var mı, çocuklarıyla ilişkileri nasıl, tam teşekküllü bir kontrol listesi hazırlarım… Şaka bizim önümüze kuru fasulye, nohut, bulgur pilavı, cacık konuyor; birini seçmemiz isteniyor. Yine de birini seçebilirsiniz nasılsa masadan aç kalkacaksınız…