M.Kemal Atatürk, kadın konusunda oldukça kıskançtı...Türklerin ecnebilerle evlenmesine karşıydı...

M. KEMAL ATATÜRK, BİR TÜRK'ÜN YABANCI UYRUKLU BİRİ İLE EVLENMESİNE HİÇ RAZI DEĞİLDİ?...

x

Medeni Kanunu'nun köylerde uygulanması, M. Kemal Atatürk'ün hoş görüsü ile köylerde yeteri kadar uygulanamadı...

M. Kemal, 1926'da BMM'den geçirdiği Medeni Kanun ile, Türk kadınına toplumdaki gerçek yerini kazandırmak istemişti...

Ancak, "kadın-erkek eşitliği" temeline dayanan ve o güne kadar Türk kadınının kullanmadığı birçok hakları içeren Medeni Kanun, toplumun sosyo-kültürel yapısının hazırlıksızlığı nedeniyle, ülkenin her yerinde arzu edilen düzeyde uygulanamamıştı...

Yine, aynı nedenlerle(toplumun sosyo-kültürel hazırlıksızlığı) , kadınlar, özellikle "köylü kesim"   kadınları,   kendilerine verilen bu hakları, babalarına ve kardeşlerine karşı kullanmaya cüret edememişlerdir(1).

x

M. Kemal Atatürk'ün, akılcı düşünce yapısı, duygusallığının çok üstündeydi... 

Bu nedenle, Medeni Kanun'un uygulanmasında köy kadınını zorlamamıştır. Devrimciliğinde, evrime bıraktığı tek şey belki de budur. Hatta, köyde, çok evliliğe bile göz yummuştur...Köy kadınının kurtuluşunu, ekonomi ve eğitim koşullarının tamamlanmasına bağlı kılmıştır. Tarlada çalışan kadının, sonunda hür olacağını ve bütün haklarını alabileceğini düşünmüştür(2).

x

M. Kemal Atatürk, kadın konusunda pek batılı değil miydi...

Falih Rıfkı Atay, ÇANKAYA adlı kitabında, aynen şöyle diyor(3):

"Kadın anlayışında pek garplı olduğu söylenemez. Hatta hanımların tırnaklarını boyamasını bile istemezdi. Son derece kıskançtı. Denebilir ki, harem eğiliminde idi. Bu, onun hissi, mizacı ve alışkanlığıdır. Kafasına göre kadın, hür ve erkekle eşit olmalı idi. Batı medeniyeti dünyasının kadını ile Türk kadını, bütün aşağılık duygularından kurtarılmalı idi...

Yabancılarla evlilik...

...Medeni Kanunla Türk kadınına, garp kadınının veren Atatürk, kendi münasebetlerinde, bırakınız ecnebi erkekle evlenen Türk kadınını; ecnebi kadınla evlenen Türk erkeğine bile tahammül edemezdi... Kendi koyduğu kanunun sonuçları ile karşılaşmak lazım gelince: "--Bize göre değil ha çocuklar..." derdi.

x

Bana gelince...

Bu konuda, ben de, M. Kemal Atatürk gibi düşünüyorum...

Türk ya Türkiye Uyruklu vatandaşlarımızın, aralarındaki din ve kültür farklarına rağmen, birbirleri ile evlenmelerine sıcak bakabilirim...

Ancak, Türk ya da Türkiye uyruklu kişilerin, yabancı uyruklu (Atatürk'ün deyişi ile   "ecnebi") kişilerle evlenmelerine razı değilim...  

Bu tür evlilikleri, toplumsal bir "kayıp" olarak değerlendiriyorum...

cdenizkent

 ------------------------ :

(1) Brnard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1988, s. 272

(2) Falih Rıfkı Atay, ÇANKAYA, İstanbul: 1984, s.412

(3) A. g. y., s. 410