Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '07

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Modernleşme sembolleri ve gelecek yaklaşımları.

Modernleşme sembolleri ve gelecek yaklaşımları.
 

Kurucuları ölen bütün devrimlerin birbirine benzer öyküleri vardır. Kurucunun bütün hassasiyeti ve yumuşak otoritesinin yerini çevresinin şekilci ve sert yaklaşımları alır. Cumhuriyet kadrolarının, kurucusunun ölümünden sonra halkla yabancılaşmaları, gettolaşmaları ve giderek halka rağmen halkı başka katmanlar ve ötesi olarak görmeleri nedeniyle modernleşme ve devrimler kesintiye uğrama tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.

Kurucunun kendi deyimiyle “Uçurum kenarında yıkık bir ülke... türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar... yıllarca süren savaş... ondan sonra, içeride ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunları başarmak için arasız devrimler... İşte Türk genel devriminin bir kısa özeti..."!

Tek bir dönemde bütün Türk tarihini modernleşmenin yol haritasına sokan büyük lider halkı yöntemleri ve yaklaşımları ile kucaklar, sararken kendinden sonra gelenler onları küçümsemiş, yıllara yayılan bir akışla kendilerini önemli merkezlerde gettolaştırmışlardır.

Örneği çok az görünen bir biçimde modernleşme, başta ordu olmak üzere halkın değişik kesimlerinden destek bulmuş, dil ve kıyafette gerçekleştirilen önemli değişimler halkın kurucuya olan güveniyle inanılmayacak kısa bir sürede dönüşüm gerçekleştirilebilmiştir.

Kurucunun, 1938 yılında ölümünden itibaren modernleşme durmuş, sadece biçime yönelmiş, törenlerede kendini gösterir olmuş, cumhuriyet kadroları ile halk arasında seçkinci ve halktan kopuk ikinci adam nedeniyle kopukluklar baş göstermiştir. Modernleşme sırça köşklere dar ilişkiler içine hapsedilmiş, dine karşı alınan Sovyet benzeri tutum nedeniyle inançlar modernlik karşıtlıklarının eline koz olarak verilmiştir.

Başta köyler olmak üzere ekonomik ve sosyal dönüşüm sağlanamamış, varlık dönüştürülmesi planları hasıraltı edilmiş ve toplum heyecanını kaybetmeye başladığı durumlarda devreye modernlik karşıtı düşünceler girerek karşı devrim, toplumsal yaşama musallat olmuştur.

Kazaya uğrayan modernleşme ona sadık ordu tarafından birkaç kez yeniden ele alınmak zorunda kalmıştır. Halkla yüzlemeyen, onu çarıklı erkan olarak gören cumhuriyet kadroları halktan hiçbir normal seçimde gerekli çoğunluğu elde edememişlerdir.

Ekonomik gelişmeler ve ileri hedefler yerini şekilci, durumu kurtaran ve eldekiyle yetinen bir cepheye çekilmiştir. Dünyanın saygı duyduğu cumhuriyetten içe kapalı ancak kendisine yetebilen kapalı bir topluma dönüşme tehlikesi 1980 lerde girişilen ekonomik hamle ve modellerle durdurulmaya çalışılmıştır.

Halka önder olma yerine popülizm ve oy kaygısı nedeniyle modernleşme prensipleri ağır hasar almış bütün bunların sonucunda modernleşme karşıtları zayıf cumhuriyet kadrolarına karşı seçim zaferleri kazanmışlar. 20. Yüzyılın efsanevi modernleşme hareketi köklerindeki sağlamlık nedeniyle bugün bile ayakta kalabilmişse bunu kurucusunun ince zekası ve olağanüstü yönetim ve kurgu becerilerine borçludur.

Bugünlerde modernleşme açısından yeni bir döneme girilmiş bulunmaktadır. Modern yaşam biçiminin bu coğrafyadaki örnek ülkesinin aydınlarını, halkını ve kurucusuna saygı duyan herkesi yeni açılımlar beklemektedir.

Laçka haline gelmiş kadrolar ve kurumlarla modernleşmenin devamının ve muhasır medeniyetler seviyesi hedefini tutturmanın, bu coğrafyanın modern ve demokratik toplumunu yaşatmanın imkanı kalmamış görünmektedir. Bu nedenlerle yeni planlar ve yaklaşımlara ihtiyaçlar vardır.

İnancı kalkan etmiş modernlik karşıtı hareket önemli ölçüde ilerleme göstermektedir. Olağanüstü gelişmeler nedeniyle Amerika’nın da bu oluşumda bir çıkarı olduğu görünmekte ve Ortadoğu ve Araplaşmaya dönen bir Türkiye onların bugün için daha çok işine gelmektedir.

Dünün saygı duyulan devleti ve toplumu bugün, kimlik kaybı ve erozyonu içindedir. Bu modernleşme yanlısı olanları derin bir endişeye sevketmektedir. Bu ve başka bir çok nedenlerle “Modernleşme” hiç olmadığı kadar tehlikede ve önemdedir.

Kurucuları ve bu uğurda canını vermiş, emeğini harcamış herkes için bu dönem bir geri dönüştür. Modernleşme ve muhasır medeniyetler seviyesi asla vazgeçilmemesi gereken bir hedeftir. Bu hedefe, tıpkı kuruluşunda olduğu gibi her inançtan ve düşünceden halkla birlikte gidileceği fikri akıldan çıkarılmamalıdır.

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..