Mona Lisa gülüşü

Filmin öyküsü 1950 li yıllarda geçiyor. Katherina (Julia Roberts ) New England’da aristokrat aile kızlarının devam ettiği bir kolejde sanat tarihi öğretmeni olarak işe başlıyor. Katherina ilk derste öğrencilerinin tüm konuları bildiğini görünce çok şaşırıyor. Birazda korkuyor.O dönemde kız okullarında olabilecek samimi ilişkiler sataşmalar eğlenceler film boyunca devam ediyor. Katherina öğrencilerini tanımak için onlarla daha yakından ilgileniyor. Kendini beğenmiş ve gergin Betty, parlak zekalı sarışın Joan, erkeksi tavırlı Giselle, hafif toplu kendine güvensiz Connie. Bir de Katherina’nın ev arkadaşı içine kapalı güzel konuşma hitabet öğretmeni Nancy Abey ve çok arkadaşlık edemese de okul hemşiresi Amanda . Okuldaki kızlar derslerle bu kadar ilgili başarılı olmalarına rağmen yüksek öğrenimlerine devam etme gibi düşünceleri bulunmamakta evlenip iyi bir ev hanımı olmak istemekteler. Bir kısmı son sınıfta iken evlenip amaçlarına ulaşıyor.

Katherina ise otuzu aşkın yaşına rağmen evlenmemiş ve hatta evlenmeyi de düşünmüyor. Okuldaki kızlar bu durumu yadırgıyorlar ve Katherina’ yı sorguluyorlar.Bu sorgulamalar ileri boyutlara ulaşınca feminist olan Katherina da onlara aslında kendi yaşamlarını sorgulamaları gerektiğini anlatıyor ve etkilemeye çalışıyor.Bu arada kızların yaşamlarında olumludan olumsuza değişiklikler oluyor. Betty evliliğinin mutluluk getirmediğini anlıyor.Eşi Betty’i aldatmaktadır. Joan ise Katherine’ nin Onu Yale üniversitesinde hukuk öğrenimi görmesi için teşvik etmesine rağmen evliliği tercih ediyor. Giselle nin bekar öğretmen Bill’in peşinden ısrarla koşması netice vermez. Bill Katherine ile beraber olmayı tercih eder daha sonra Katherine’ nin Bill ile olan romantik ilişkisi aptalca bir yalan yüzünden sona erer. Connie ise en nihayet kendine bir erkek arkadaş bulmuştur ;ancak Betty bu ilişkiyi kasıtlı bir şekilde bozar.

Katherine öğrencisi kızlara reklamlardan örnekler vererek nasıl sadece ev kadını olmaları gerektiğinin empoze edildiğini gösterir. Kendilerine yalnızca eş ve ana rolünün yakıştırıldığını anlatır. Mona Lisa Gülüşü Feminist çağrışımlar yapan bir film.Kızlar Katherine’in uyarılarından etkilenirler. Betty ki en çok O Katherine’ ye savaş açmıştır yaptıklarından pişmanlık duyar yaşamını artık kendi isteklerine göre düzenlemeye karar verir.

Ülkemizde birçok Avrupa ülkesine göre çok önceden Atatürk Devrimleri neticesinde kazanmış olduğumuz haklarımız sanırım biz kadınları biraz rehavete itti. Ama 1970’li yılların sonuna geldiğimizde bu kazanımların kadınlara sağladığı kolaylıkların pek kullanılamadığını ve toplumun en çok horlanan en çok ezilen kesiminin de kadınlar olduğunu anlayıverdik.

Erkek egemenliğine dayalı ataerkil bir yapıya sahip bir toplumda aile baskısının mahalle baskısına kadar uzanan etkisi kadınları sindirdi de sindirdi. Şeriat özlemlerinin dayatmacılığı ve en nihayetinde yaratılan başörtüsünün kadınların ana temel sorunu olması konusu kadın hareketlerini hep engelledi geriletti.

Sadece Güneydoğu Anadolu’ da töre cinayetleri olarak ortaya çıkan kadınlara yönelik cinsel baskı sanki yurt genelinde yokmuş gibi sadece doğu yöresi kadınının meselesi imişcesine algılandı. Önemli bir uygulama belediyelerinde desteğiyle 1980’li yıllarda kadın sığınma evleri kurularak aşamalar kaydedildi. Ancak kadın ve erkeğin bu inanılmaz mücadelesi sizce gerçekte eğitimsizlik ve insanların ekonomik yoksunluğu gibi sebeplere dayanmıyor mu? Filmde anlatılan kadınların ait olduğu Amerikan Toplumunda kadın seviliyor bolca sevginin yanında köleleştirilmeye çalışılıyor.

Genel anlamda düşünürsek Türk Toplumunda kadınlar seviliyor mu? Kadının hem kendi cinsiyle hem de erkeklerle yaptığı mücadele her gün ekranlara relite programlarına yansıyor. Sunucuların buldukları çözümler ile sorunlar yumak yumak olmuşken iyice dertop edilip bırakılıyor. Kadınlarda erkeklerinin çağrısına kulak veriyorlar sev beni ki seveyim seni.