Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '21

 
Kategori
Kitap
 

Monte Kristo Kontu İnceleme

Müthiş bir filmi bitirdim bilgisayarın karşısına öyle geçtim. Evet, harika bir filmdi izlediğim, oynadığım ve hatta yönettiğimi Monte Kristo Kontu.. Nasıl bir kurgu, nasıl bir hafıza anlamış değilim. Bir kitap değil, sanki doğaüstü bir canlının zihninden çıkmış görüntülerdi.

 

Evet, doğaüstü bir canlı diyorum. Bu kadar uzun bir kitap ve birbirine karıştırılmayan karakterler, hikayeleri unutulmayan, zıtlıkların olmadığı ve birbirini çürüten olayların yaşanmadığı bu kadar uzun bir kitap. Hem okurken hem de bitirdikten sonra aklımda şu vardı: Bu kitap yazılırken devamı getirilmiş olamayacağı gibi, daha önceden kurgulanıp yazılamaz da. O halde nasıl ortaya çıktı? Evet, bu iki durum da benim sınırlarımı aşıyor. Sadece yazılırken devamının düşünülebileceği imkansız geliyor bana. Aynı şekilde kaleme alınmadan önce de bütün olayların düşünülmüş olması zor geliyor. İşte sınırlarım başlıyor burada. Bu muhteşem eser nasıl ortaya çıkabilmiş? Gerçekten yazarın üzerinde çalıştığı karalama kağıtlarını o kadar çok görmeyi isterdim ki. Dört gün gibi kısa bir sürede bitirdim bu kitabı. Son iki gün toplam 1100 sayfa okumuş olmam kendi sınırlarımı ne kadar zorlayabileceğimi gösterdi bana. Öyle ki yatağıma uzanıp gözlerimi kapattığımda son okuduğum satırların devamını yazıyor gibiydim. Öyle bir kitap benim için.

 

Edmond Dantes adlı denizci bir gencin başına gelen olayı, bu olayın dokunduğu hayatları ve sonuçlarını okuyoruz kitapta. Örümcek ağı gibi birbirine bağlı bu olaylar daha ilk sayfalarda sizi içerisine çekiyor. Dram, trajikomedi, ihanet, entrika, soysuzluk, açgözlülük, dostluk, minnet ve daha ne ararsanız bulabilirsiniz bu kitapta. Türü konusunda asla bir yorum yapmak istemiyorum. Zira siz okurken hangi tür olduğuna karar verebilirsiniz. Benim için tüm türleri içinde barındırıyordu diyebilirim. Ustaca birbirine bağlanmış karakterler ve olaylar, anlatım biçimi ve okuyucuyu sıkmadan, bunaltmadan ama meraktan okumayı bıraktırmayacak bir akış. Okuduğum roman kitapları arasında ilk üç sıraya rahatlıkla koyabilirim bu kitabı. Bana diğer kitapların ne diye sorarsanız cevap veremem. Öyle düşünmeden, daha iyisini okumuş olsam bile en fazla iki tanedir diyerek ilk üçe bu kitabı koyuyorum gönül rahatlığıyla. Kitabın konusundan nedensizce bahsetmek istemiyorum. Evet, arka planda hala devam eden bir konu vardı ancak aslında kitabın her bölümü ayrı bir konu gibiydi. Ve bu ayrı olan tüm konular ustalıkla asıl konu ile bağlanıyorlardı birbirlerine. İşte bu kurgu dediğim şey inanılmaz etkiledi beni.

 

Ucundan kıyısından romanları seven birinin kesinlikle okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap. İçinde biraz hüzün, bir miktar intikam, bir miktar inanç, belki biraz da dostluk bulabilirsiniz. Her ne bulduysanız sizi çok etkileyeceğinden zerre kadar şüphem yok. Bu arada dostluk demişken, bana bu kitabı hediye eden çok sevgili dostuma da ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum. Bu sıralar okuma olayını abartmış olan bana böyle kalın bir kitabı sırf gıcıklığına vermiş olduğunu bilsem de, 4 gün sonra bittiğini söylediğimdeki yüz ifadesi benim için görülmeye değerdi. :D Monte Kristo Kontu, kesinlikle bir intikamcı değil, Tanrı’nın yeryüzüne gönderdiği adaletin kılıcıydı. Bence hepinizin bu kılıcın kestiği başların hikayelerini ve idamlarına neden olan suçların okunmasına tanık olmanız gerekiyor.:)

 
Toplam blog
: 21
: 57
Kayıt tarihi
: 29.01.21
 
 

Işığa muhtaç bir gölge ..