Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '20

 
Kategori
Tarih
 

Mostar Köprüsü

Osmanlı’nın yükselme döneminde Avrupa’nın tam göbeğine atılmış bir imza, bir mühür. Tamamiyle Türk mimar ve ustaların elinden çıkan yıllara meydan okuyan bir sanat harikası Mostar köprüsü.

Mostar köprüsünden aşağı,

Bir gül atladı suyun derinlerine,

Bir hüzün nağmesinde buluştu tuzlu sular...

 
Bir kıyısında Müslüman Boşnaklar diğer kıyısında Hırvatlar'ın ikamet ettiği nehirin üzerine daha öncede  Romalılar zamanında bir köprü yapılmıştır Fatih’in ordusu buraları fethederken tahta bir köprü üzerinden geçmişlerdir. Köprünün yapımı için Baş mimar, Mimar Sinan yanında yetişen mimar Hayrettin Ağayı görevlendirmiştir

Neretva nehrinin en derin ve en dar yerine kurulan köprü sahip yapının ayakları her iki kıyıda farklı kotlardaki kayalara değişik yüksekliktedir. Kemer kavisi 12,02 m. irtifaındaki yapı su oturduğundan tek gözlü ve sivri kemerli olup kesme taştandır. 28.59 metre genişliğinde açıklığa seviyesine göre nehirden de yaklaşık 21 m. yüksekliktedir. Köprünün genişliği üstte 4,50 m. olup iki yandaki korkuluklar 25 cm. kalınlığında ve 95 cm. yüksekliğindedir. İki yönde meyilli olan döşemesi kademeli biçimde düzenlenmiştir. Kemer açıklığının yüksek tutulmuş olmasının bir sebebi de nehrin taşması durumunda sürüklenen maddelerle kemerin tıkanarak tahrip olmasını önlemektir.

Köprünün sol tarafında II. Selim’e nisbet edilen minaresiz bir mescid vardır. 1878’e kadar müezzinin ezanı köprünün ortasında okuduğu belirtilmektedir. Mecâzî’ye ait bir şiirden köprünün üstünde bir de su kanalının bulunduğu öğrenilmektedir.

Mostar Köprüsü, Osmanlılar zamanından beri gençlerin nehre atlayarak cesaretlerini gösterdikleri bir mekân olmuş, II. Dünya Savaşı’ndan sonra bu âdet bir spor türü halini almıştır. Ayrıca Krallık Yugoslavyası döneminde bir pilot küçük uçağı ile köprü kemerinin altından uçmuşsa da bir daha bunun tekrarlanmasına izin verilmemiştir

Yugoslavya döneminde (1945-1990) tarihî eser olarak korunan köprü Bosna savaşı esnasında 9 Kasım 1993’te Hırvat topçusunun kasıtlı (türk eserine tahammülsüzlük) ateşiyle tamamen yıkılmıştır. UNESCO ve Bosna-Hersek Devleti’nin çalışmaları sonucunda bir Türk firması tarafından yeniden inşa edilen köprü 23 Temmuz 2004’te törenle hizmete açılmıştır.

Mostar Köprüsü yüzyıllardan beri seyyahların ve araştırmacıların ilgisini çekmiştir. 1658’de Mostar’a uğrayan Fransız seyyahı A. Poullet bu köprünün inşasının mukayese kabul etmez bir cüret eseri olduğunu, Venedik’te bir mimari hârikası sayılan Rialto Köprüsü’nden daha geniş yapıldığını söylemektedir. Köprüden büyük övgüyle söz eden Evliya Çelebi de o güne kadar on altı ülke gezdiğini, böyle yüksek bir köprü görmediğini belirtir. Köprü hakkındaki değerlendirmeleri Ayverdi’nin şu sözleri en iyi şekilde özetler: “Bu köprü mimari dehânın terkibiyle taştan yapılmış değil de muhayyilenin cisim halini almasıyla meydana gelmiş gibi efsanevî bir mâna ve ruh kazanmıştır”. 

Köprünün üstün sanat özelliği Hans Joachim Kissling’in şu sözleriyle de ortaya konmuştur: “Kıyamet günündeki sırat köprüsünü bir mecaz olmaktan çıkarıp elle tutulup gözle görülebilir bir sembol haline, başka hiçbir eser hiçbir yerde büyük üstat Mimar Hayreddin’in Mostar Köprüsü kadar dile getiremez.” Osmanlı döneminde şairler Mostar Köprüsünün ilhamıyla hakkında şiirler yazmıştır. Köprünün her iki tarafında iki küçük kale mevcuttur. muhafız tarafından korunduğunu ve bir dizdarın sorumluluğunda bulunduğunu söylenmektedir.

 

 
Toplam blog
: 119
: 225
Kayıt tarihi
: 04.12.17
 
 

İlgi duyduğum alan tarih. Milli mücadele ve Osmanlı tarihine  odaklandım. Gözden kaçan tarihi şah..