Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '11

 
Kategori
Dünya
 

Mübarek Yönetiminin Sonu Geldi Mi?

Mübarek Yönetiminin Sonu Geldi Mi?
 

Günlerden beri Mısır’la yatıp, Tunus’la kalkıyoruz… 

Neymiş efendim? 

Mısır’da diktatörlük varmış! 

Bu nasıl bir diktatörlük ki, bu zamana kadar kendisine hiç yontmamış. Diktatörlüğü koruyacak hiçbir tedbir almamış, sadece cebini doldurmaya bakmış! 

Mısır ile ülkemizi bir karşılaştıracak olursak: 

Bildiğiniz gibi bizde insanlarımızın telefonlarını dinleyip, önceden ne yapacakları hakkında bilgi sahibi olma geleneği var. Mısır’ın böyle bir geleneği olmadığı için, Mübarek aleyhine yapılan gösterilerden, Saray ve Mübarek ailesinin iki gün sonra haberi oluyor! 

Mısır’ı yöneten diktatör (!) Mübarek, önceden hiçbir tedbir almamış. Örneğin; gösteriler başlar başlamaz, hem gösteri yapanları, hem de gösteri yapma ihtimali olanları gaz, cop ve tazyikli su banyo yaptırmadılar... 

Bize bak ve örnek al! 

Daha dün, “Torba Yasa” ya karşı çıkan emekçiler, Ankara’da ne güzel karşılanıp, öncelikle biber gazı banyosundan geçirildiler. Sonra Biber gazının (!) etkisini azaltmak için panzerlerle üzerlerine soğuk su sıkılıp, ardından da üşümelerini önlemek için coplarla bir güzel dövdüler! 

Ya Mübarek, sen 30 yıllık iktidarın döneminde ne yaptın? 

Bir toplama kampı bile kurmamışsın! Sen nasıl bir diktatörsün ki? Bir gün sana karşı ayaklananları bastırmak için çeşitli bahaneler uydurup, sana muhalefet edenleri tıkacak bir yer bile yaptırmamışsın. 

Bak bize; iktidara muhalefet edenleri, darbeci diyerek içeri tıktık. Adamlar sorgusuz sualsiz içeride yatıyor! Bu tutuklamalara karşı çıkanları da Ergenekoncu diye halka şikâyet edip, anında muhalif sesleri bastırıyoruz. Onun için ülkemiz dikensiz gül bahçesi gibi… 

Ya Mübarek, sen nasıl bir diktatörsün ki? Telefon dinleme, teknik takip, kaset yayma, medyaya tehdit, istemediğin medya kuruluşlarına ceza, okunmasını istemediğin gazeteleri almayın diye halkı uyarma, yargıya gözdağı, köşe yazarlarına fırça, iş adamlarına vergi denetimi gibi demokrasi taktiklerini uygulamıyorsun. 

Bak bizdeki “İleri Demokrasiye” Telefonlarımız dinlenir, her türlü teknik takibat yapılır, sonradan düzenlenen kasetler yandaş medya eli ile yayına verilir ve kasetler her tarafa yayılır. Devlet parasıyla yandaş medya yaratılır. Bu yandaşlık kurallarına uymayanlar tehdit edilir. Önemli köşe yazarları bir bir bertaraf edilir. Yandaş olmamakta direnen medya kuruluşlarına sermayesinden fazla para cezası kesilir. Okunması halinde halkın ahlakını bozacağı gerekçesiyle bazı gazetelere boykot çağrıları yapılır. Yargı yeniden dizayn edilip, hoşa gitmeyen kararlar bir bir tekzip edilir. Birde iktidarı eleştiren köşe yazarlarının haftalık fırça seansları vardır. Yandaş olmayan iş adamlarının nasıl bertaraf edildiğini anlatmaya gerek var mı? 

Ey Mübarek, 30 yıl boyunca hep bana, lüp bana diye keseyi doldurmuşsun! Eğer bu zaman zarfında hep kendi keseni doldurmayıp, yazın sıcağında biraz kömür ve birkaç koli gıda maddesi dağıtsaydın, Mısır halkı kesinlikle sokağa dökülmezdi. Sende cezaevlerindeki mahkûmları çıkartıp, ceplerine para koyarak, meydanlara çıkan halkın üzerine salmazdın. 

Bak bizde seçimler nasıl kazanılıyor? Ve halk uslu uslu evinde nasıl oturuyor? Öncelikle halkı ötekileştirip ikiye bölerek! Yani böl yönet taktiği! Temmuz’un sıcağında tırlarla kömür ve gıda maddesi dağıtarak. Ardından da 12 milyon 750 bine çıkan yoksul sayısına aldırmadan fakir fukara, garip gureba edebiyatı yaparak, yoksulluğu lehlerine çevirdiler. Böylece, cahil cühelanın tam desteğini sağlayıp, milli iradeden dem vurdular... 

Ey Mübarek sen nasıl bir diktatörsün ki? “Milli güvenlik için” deyip ortam dinleme araçları alıp da kullanmamışsın. Bu nedenle senin hakkında kim ne düşünüyor bilmiyorsun. Eğer kimin ne düşündüğünü bilseydin, başına bunlar gelmez, önceden tedbir alırdın. Ayrıca, seni halkın isteklerine uy, bu dünya fani diye kimse uyarmazdı. 

Haberin yoksa buradan söyleyeyim. Bizde Anayasa Mahkemesi üyeleri bile ortam dinleme araçları sayesinde takip edilir ve dinlenir. Yakalanırsa, tesadüfen oradan geçiyorlardı diye açıklama yapılır. Veya “sehven” yapılmış bir hareket olarak kamuoyuna açıklanır. 

Ey Mübarek sen nasıl bir diktatörsün ki? Senin ülkenin istihbarat teşkilatı sana yapılacak suikastlarla ilgili seni uyarmıyor, senin mağduriyetini (!) gözler önüne sermiyor. Hele hele toplu gösteriler ile ilgili seni hiç uyarmıyor. Yoksa senin istihbarat teşkilatın yok mu? 

Bak bizde aylık olarak Sultanımıza (!) yapılması muhtemel suikast eylemleri kamuoyuna açıklanıp, mahkemeye bilgi notu şeklinde gönderiliyor. Gerçi sonradan hayali olduğu ortaya çıksa da önemli değil. Kısa süreli olsa da yaratılan mağduriyet halkın ilgisini çeker!.. 

Ey Mübarek adam, gözünü aç ve kulaklarını dikerek dinle. Bu belayı savuşturduğunda ilk yapacağın iş, sana karşı ayaklanan bu halkı bertaraf etmek olsun. Sonra bu ayaklanmaya destek veren kurumların tümünü ortadan kaldır. Her şeyi protesto etmeyi yasakla, ülkede maç oynanmasına izin verme, başına bela olan iletişim araçlarını ortadan kaldır ve yasakla, Halkla arandaki mesafeyi biraz daha aç, sonrada yoksulluk, yasaklar ve yolsuzlukları bitireceğim diye nutuk atıp, tekrar iktidara talip ol… 

Yukarıda anlatılanların bizde olup olmadığını mı merak ediyorsun? Bunlar çocuk oyuncağı, biz yakın zamanda “Normal Demokrasi” den, “İleri Demokrasi” ye geçtik. Ve stadyumlardaki protestoya 3 yıl hapis cezası öngören yasa tasarısını meclise çoktan sunduk! Artık protesto etme ihtimali olanları önceden bildiğimiz için, Sultanımız bir yeri ziyaret etmeden önce, oradaki protestocuları bir bir toplayıp, Sultanımız ayrılıncaya kadar kapalı bir yerde tutuyoruz! Bizdeki muhalifler bir bir bertaraf olurken, biat edenleri en önemli yerlere getiriyoruz. Ayrıca devlet dairelerinde liyakate göre değil, bıyık traşına göre terfi sistemini uyguluyoruz. 

Ey Mübarek senin uygulamaların mı diktatörlük? Yoksa bizimki mi “İleri Demokrasi?” 

Mübarek senin bizim seviyemize gelmen için kırkambar daha ekmek yemen gerekiyor! 

Senin bizden öğreneceğin çok şey var, çok... 

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..