Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '11

 
Kategori
TV Programları
 

Muhteşem Yüzyıl'ın sezon finali

Muhteşem Yüzyıl’ın sezon finalinde dikkatimi çeken bazı noktalarla ilgili yorumlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. En önemli yenilik, tabii ki Bergüzar Korel’nin Gritti’nin üvey kardeşi Monica rolüyle diziye girmesiydi. Hem önceki dizisi erken bittiği için ortada kalmıştı, hem de bundan sonra Hürrem’le yakınlaşan kocasında aklı kalmayacaktır. Oyunculuğu hakkında yorum yapmak için henüz erken. Bakalım oynadığı karakter, diziye nasıl eklemlenecek? Belki Pargalı ya da Kanuni ona ilgi duyacak, belki de o, sarayın erkeklerinden birine kancayı takacak. Belki uzun süreli dizide kalacak, belki de Survivor’cu Merve gibi diziye girip çıkacaktır. Göreceğiz… 

İlgimi çekense, dizide Monica ile Hürrem’in saraydaki haremle ilgili atışmalarıydı. Monica “Bizde harem yoktur, ben haremi kabul etmezdim” diyerek Hürrem’e hava attı. Hürrem de, Monica’yla Gritti’inin nasıl farklı anneden dünyaya geldiklerini sorguladı ve bir anlamda onlarda da harem olduğunu vurguladı. Monica’nın annesi nikahlı eş, Gritti’ninki ise metresti. Monica, Sadıka’ya “siz de mi Kanuni’nin haremindesiniz?” diye sorarak soğuk terler döktürdü. Onların konuşmasına katılan Hatice Sultan “Herkes Sultan’ın haremindedir” diye cevap verdi. Bu sefer Monica Hatice Sultan’a “sizin eşinizin de haremi var mı?” diye sordu. Hatice Sultan “Hayır, yasak. Olursa boşarım” diyerek sultan kardeşi olmanın cariye olmaya göre farklılığını belirtti. Hürrem bir kez daha ezildi. Bu diyaloglar, kadınlar için çokeşliliğin nasıl küçültücü bir durum olduğunun vurgulamış oldu. Hürrem, nikahlı eş olmayıp cariye konumunda olduğu için, belki ilk kez bu kadar üzüldü. Belki bu olay, Hürrem’in Kanuni’yi kendisine nikah kıydırması için ikna etmeye yöneltecek ana olay olacaktır. Romantik, kadınlara güzel davranan, aşık Pargalı dizide ilk kez bu kadar haşin ve acımasızdı. Ne de olsa Kanuni’nin vekiliydi, her şeyden mesuldu. Hürrem’in açığını yakalamaktan da memnundu. Hürrem’i zehirli lokumu yiyip eski aşkı için fedakarlık yapmkla Leo’ya yedirmek arasında bir ikilemde bıraktı. Muhteşem Yüzyıl’da vurgulanan başka bir nokta da, günümüzün ABD’si gibi, tüm devletlerin kendilerini Osmanlı’nin dilini öğrenmek mecburiyetinde hissetmeleriydi. Yani o dönemin Lingua Franca’sı Osmanlıca’ydı. Muhteşem Yüzyıl’ın bir klasiği de Hürrem’in yine gebe olmasıydı. Nigar Kalfa alaylı bir şekilde “Sultanım’ın bir yılı bile boş geçmiyor” dedi. Sümbül Ağa da bir “Maaaşallaaah” çekti. Dizinin iki düğüm noktası Sadıka Kanuni’yi öldürecek mi ve Hürrem mi yoksa Leo mu ölecek idi. Tarihi bildiğimiz için Kanuni ve Hürrem’in ölmeyeceğini biliyoruz. Aslında bazı şeyleri önceden bilmek heyecanı öldürüyor. 

Tarihteki temel gelişmeleri biliyorum ama gerçekten Leo, Gritti, Monica gibi karakterler var mıydı, yoksa kurgulandılar mı, merak ediyorum. Dizinin ne kadarı gerçek ne kadarı kurgusal bilmemiz belki de imkansız. Çünkü sarayda geçen birebir diyalogları ayrıntılarıyla bilemeyiz. Bildiklerimizle yetinmek zorundayız. 

 
Toplam blog
: 111
: 670
Kayıt tarihi
: 01.02.11
 
 

ODTÜ Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği mezunuyum. İlgi alanlarım edebiyat, sinema, tiyatro, TV..